12 Aralık 2012 Çarşamba
YENİ ANAYASANIN ÖNÜNDEKİ ENGEL
YENİ
ANAYASANIN ÖNÜNDEKİ ENGEL
12 Eylül
1980 askeri darbesini yapan ve şimdi hayatta olan eski komutanlardan
Kenan EVREN ile Tahsin ŞAHİNKAYA, kendisi de bir darbe Anayasası
olan 1961 tarihli Türkiye Cumhuriyeti Anayasasını ve o anayasa
ile kurulan anayasal düzeni ortadan kaldırdıkları iddia ve
suçlamasıyla yargılanıyorlar.
Şu garabete
bakınız ki, değişik zamanlarda bazı maddeleri değiştirilmiş
dahi olsa, Türkiye Cumhuriyeti; halen, darbe yapmakla suçlanan
Kenan EVREN ve arkadaşlarının siparişi ile yapılarak halk
oylamasından geçirilerek güven oyu almış bulunan, 1982
Anayasası ile yönetilmektedir.
Bu demektir ki;
En başta,
Kenan EVREN ve Tahsin ŞAHİNKAYA'yı yargılamakta olan
mahkemelerimiz, o mahkemelerimizde görev yapan savcı ve
hakimlerimiz olmak üzere, ülkemizde görev yapmakta
olan tüm savcı ve hakimlerimiz,
Türkiye
Büyük Millet Meclisi ve bu meclise seçilerek gelen
Milletvekillerimiz,
Türkiye
Büyük Millet Meclisi üyeliğinden Başbakanlığa ve
Bakanlıklara getirilen Başbakan ve Bakanlarımız,
Cumhurbaşkanımız,
Türkiye
Cumhuriyetinin tüm bürokratları,
Üniversiteler
ve Rektörleri,
Aklınıza
gelebilecek olan sair tüm kamu görevlileri,
Meşruiyetlerini
ve görev yaparlarken kullandıkları tüm yetkilerini,
darbeci diye yargılanmakta olan kişilerin çıkardıkları
1982 Anayasasından ve o Anayasa ile kurulu olan ve halen yürürlükte
bulunan, 1980 askeri darbesine dayalı, mevcut anayasal düzenden
almaktadırlar.
Ne büyük
ve utanç verici bir çelişki değil mi?
Bu üzücü
ve çelişkili durum karşısında, “Biz kurucu iradeyiz,
çıkardığımız 1982 Anayasası halk çoğunluğunun
onayını alarak, hareketimiz meşruiyet kazanmış olup, bizi
yargılamaya hakkınız yoktur” mealinde savunma yapan Kenan EVREN
ve Tahsin ŞAHİNKAYA'ya, kızmaya ve onları, bu savunmaları
nedeniyle, eleştirmeye hakkımız olabilir mi?
Aklınız
neredeydi?
Aradan otuz
sene geçmiş ve darbe Anayasası olmakla suçladığımız
1982 Anayasasını, orasını burasını değiştirmek dışında,
tümüyle değiştirerek, yerine demokratik ve sivil bir
Anayasa koyamamışız ve üstüne üstlük, Kenan
EVREN ve Tahsin ŞAHİNKAYA'yı, kendi yaptıkları darbe Anayasası
hükümlerine göre yargılamaya çalışıyoruz.
Bu toplum,
bugünlere gelmeden, çok önceleri, normal demokratik
düzene geçilir geçilmez, 1980 Askeri Darbesinin
mahsulü olan 1982 Anayasasını tümüyle ortadan
kaldırarak, yeni bir Anayasa yapıp yürürlüğe
sokmalıydı ki, bu yargılamada, Anayasal bir çelişki
olmasın, haklılık ve meşruiyet olabilsin.
Hala ders
alınmamış olmalı ki, AKP lideri ERDOĞAN; ustalık dönemi
olarak adlandırdığı bu dönemde, öncelikli görevlerinin,
insan kaynaklı,insanı amaç edinen, devletin araç
sayıldığı, özgürlüklerin alabildiğine
genişletildiği yepyeni bir Anayasa çıkarmak olduğuna
ilişkin vaadini yerine getirmeyi bir kenara bırakmış ve Türkiye
Cumhuriyetinin sistemi ile oynayarak, padişah yetkileriyle
donatılmış, Türkiye'ye özgü, başka bir örneği
olmayan, sadece adında “Başkanlık” tabiri yer alan kendine
has, yeni bir sistemi, bu toplumun başına bela olarak sarma
hevesine kapılmış, bu nedenle de, yeni Anayasanın çıkarılması
girişimini sekteye uğratarak, çıkarılmasına çok
yaklaşıldığını sandığımız yeni Anayasanın çıkarılmasını
imkansız kılmıştır.
Yani, Tayyip
Bey, kendi ihtirasının ve egosunun esiri olarak uygulamaya sokmaya
çalıştığı bu girişimiyle, Türk Milletini, 1982
Anayasası ile yönetilmeye devam edilmeye mahkum etmekte ve
darbecilikle suçlanan Kenan EVREN ve arkadaşlarının
yaptıkları savunmalara katkı sağlayarak, onların değirmenlerine
su taşımakta ve onları aklamaktadır.
Artık, iki
yüzlülük bırakılmalı ve samimi olunmalıdır.
Yürütme
ve Yasama; gerçekten, darbelere ve darbecilere karşı ise,
Türk Milletini, 1982 darbe anayasası ile yönetilmeye layık
bulmuyorsa, başkanlık sistemi adı altında, tüm yetkileri,
özgürlüklerin dizginlerini tek adama emanet edecek
olan, dünyadaki başkanlık sistemi örneklerine uymayan,
şark usulü, Tayyip Bey'e has başkanlık sistemi gibi radikal
değişikliklere yönelmeden, toplumun her kesiminin üzerinde
mutabık kalacağı, demokratik ve özgürlükçü
bir Anayasa metni üzerinde anlaşarak iktidarıyla ve
muhalefetiyle yeni ve sivil bir Anayasa yaparak yürürlüğe
sokmalıdır.
Samimi
dileğimiz bu olmakla birlikte, maalesef, Tayyip Bey'in emrindeki AKP
çoğunluk grubunun bu basireti gösteremeyeceğini,
Anayasa metni üzerinde anlaşma sağlanarak yeni bir anayasanın
yapılıp yürürlüğe sokulma başarısının
gösterilemeyeceğini, bu başarısızlığın günahının
da, Tayyip Bey tarafından, en başta ana muhalefet partisi CHP olmak
üzere, muhalefet partilerinin üzerine atılacağını
düşünüyoruz.
Umarız, bu
düşüncemizde yanılan, biz oluruz.12/12/2012
Güner
YİĞİTBAŞI
İzmir Barosu
Üyesi Avukat
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)