“Etkin
pişmanlıktan yararlandırma vaadiyle yaratılan ve gerçek dışı
yalan ifadelerle müvekkili suçlamaya çalışan ve iftira atan üç
gizli tanığın; şüpheliye suç atımı mahiyetindeki,şüphelinin
örgüt üyesi olduğunu kesin ve inandırıcı bir şekilde ortaya
koyan, zaman ve mekan bildiren net ve somut iddia ve beyan içermeyen,
başka delillerle desteklenmeyen gerçekdışı soyut beyan ve
iddiaları dışında, tutuklanmayı gerektiren elde edilmiş hiçbir
yasal delil mevcut olmadığı gibi, şüpheli tarafından
karartılabileceğine ilişkin somut olgular içeren toplanacak başka
hiçbir bir delil bulunmamaktadır.
Tutuklama,
ileride hükmolunacak muhtemel bir cezanın peşinen infazı
olmayıp,adil bir karar alınabilmesini sağlamaya yönelik bir
tedbir olup, bizim hukuk sistemimizde mecburi tutuklama yoktur,
tutuklamanın yasal koşulları mevcut olsa dahi, hakim tutuklama
konusunda taktir yetkisine sahip olup, yasada öngörülen katalog
suçlardan hakkında soruşturma yapılmakta olan kişiler hakkında
tutuklama nedenlerinin var sayılabileceğine ilişkin yasada yer
alan karine de, kesin bir karine olmayıp, şüphelinin özel
koşullarına ve dosya içeriği delillere göre, katalog suçlarda
dahi, tutuklama nedenlerinin bulunup bulunmadığını hakimin taktir
etme yetkisi mevcuttur.Bu nedenle, şüpheliye atılı suçun katalok
suçlardan olması da, koşulsuz biçimde, tutuklamanın yasal
gerekçesi olarak kabul ve değelendirilemez.
Sayın Savcı; şüphelilerin lehine olan delilleri
toplamamıştır, savcı, özellikle de şüphelilerin Bylock ve
EAGLE programlarını kullandıklarını afaki olarak iddia etmeyi
yeğlemiş,ancak onbeş güne yakın süre gözaltında bulunan
şüpheli .......un, gerçekten bu programları kullanıp
kullanmadığına ilişkin resmi bir tespiti, bu gözaltı süresi
içinde yaptırma imkanı bulunmasına rağmen, bu resmi tespiti
yaptırmadan, bu iddiayı kesinleştirmeden tutuklama
isteyerek,şüpheliyi zan altında bırakmış ve tutuklama talebine
adeta gerekçe yaratmış, tutuklama talebini inceleyen ve müvekkilin
tutuklanmasına karar veren hakimlik de, henüz delillerin toplanma
aşamasında olduğu gerekçesini kullanarak, hukuka aykırı olan
tutuklama kararına yasal bir dayanak yaratmıştır.
Müvekkil, örgüt üyelerinin kendi aralarındaki gizli
haberleşmede kullandıkları iddia edilen Bylock ve EAGLE
programlarını kullanmamış olup, bu iddianın sahibi olan sayın
savcı; kendisinin bu afaki iddiasını, bu konuda bir inceleme ve
araştırma yaptırarak resmen ispatlamak yerine, müvekkili bu
programları kullanmadığını ispat etme durumunda bırakmış,
kullanmadığı bir programı gözaltında ispatlama imkanı
bulunmayan şüpheliyi, hakkındaki tutuklama talebinin kabulü
yönünde zor durumda bırakmış, yasanın amir hükmü olan şüpheli
ve sanıkların lehine olan delilleri de toplama görevini bilerek
yerine getirmemek suretiyle görevini ihmal etmiş, tutuklama
talebini inceleyen hakimlik de buna göz yumarak verdiği tutuklama
kararıyla, savcının hukuka ve yasalara aykırı bu tutumuna destek
çıkmıştır.
Aslında, ipone marka akıllı telefon kullanan ve bu
telefonuna el konulan müvekkil ...........un, örgüt mensupları
tarafından gizli haberleşmelerinde kullandıkları iddia edilen
Bylock ve EAGLE programlarını kullanmış olması, basında yer
alan haberlere göre, teknik olarak imkansızdır.Zira, bu programlar
Androit işletim sisteminin kullanılmakta olduğu telefonlara
yüklenebilmekte olup, başka bir sistemle çalışan ifone marka
telefonlara bu programlar yüklenememektedir.
Uygulamada, gizli tanıkların doğruları söyleyip
söylemedikleri, inandırıcılıkları, sürekli tartışılmış ve
gizli tanıkların,adaleti sürekli yanılttıkları, soruşturmaları
saptırarak yanlış ve haksız yargı kararları verilmesine
sebebiyet verdikleri, geçmişteki kumpas davalarıyla ortaya
çıkmıştır. Türk yargısı, gizli tanıklardan çok çekmiş,
Türk yargı geçmişi, gizli tanıkların gerçek dışı ve kasıtlı
beyanlarından kaynaklı gizli tanık sabıkalarıyla doludur.
Gizli olsun aleni olsun, tanık beyanları, çiğ süt
emmiş insan unsuruna dayalı bir delil olduğu için, kesin delil
niteliğinde olmayıp, taktiri delillerdendir, bu nedenle yargıç
tanık beyan ve anlatımlarını değerlendirme ve gerektiğinde
tanık beyanlarını delil olarak dikkate almama yetkisine sahip
olup, şüpheli ..........un tutuklanmasına karar veren hakimlik;
adı geçen şüpheli hakkında, kendi çıkarını düşünen, kendi
işlediği örgüt üyeliği suçundan alması muhtemel cezadan etkin
pişmanlık yoluyla kurtulmayı hedefleyen gizli tanıkların,
şüpheliyi suçlayan gerçek dışı ve soyut beyanlarına itibar
ederek, şüphelinin tutuklanmasına ilişkin hukuk dışı karara
imza atmıştır.
Müdafiiliğini yaptığımız şüpheli ............
hakkında idialarda bulunuğu söylenen ....... kot adlı gizli
tanığın beyanında yer alan; “........un abisi, Feto okullarında
yönetici veya öğretmendir....” şeklindeki beyanı, şüpheli
...............un suçlanmasına asla kanıt olamaz.Zira, ceza
hukukunun evrensel kurallarına göre, cezai sorumluluk şahsidir.Hiç
kimse, abisi de olsa, başka bir kişinin eyleminden dolayı asla
suçlanamaz. Şüphelinin abisi Feto okullarında öğretmen
olabilir, katil de, cani de olabilir, abinin kişisel bu suçu
kardeşi olan şüpheli ..............u hukuken bağlamaz ve onu da
suçlu kılamaz. Kaldı ki, şüphelinin abisinin öğretmen olduğu
iddia edilen Fetullah GÜLEN Cemaatinin okulları da, yasal olarak
kurulmuş ve Türkiye Cumhuriyeti tarafından bu okullara çalışma
izini ve ruhsatları verilmiştir.Bu okullarda, ülke yönetiminde
etkin olan birçok üst düzey yönetici ve bürokratların çocukları
ve yakınları da okumuş, mezun olmuş ve devlet kadrolarında
çalışmaktadırlar.Üst düzey yöneticilerimiz tarafından, daha
düne kadar, altın nesil yetiştiriyorlar, Türkçenin ve Türkiyenin
yurt dışında tanıtımını yapıyorlar denilerek göklere
çıkarılıyor, bu okullara övgüler düzülüyordu.Dışişleri
Bakanlığı tarafından, dış temsilciliklerimize,
büyükelçiliklerimize tamimler gönderilerek, büyükelçi ve
konsolosların, Fetullah Gülen Okullarının açılışlarına
katılmaları, bu okullara yardımcı olunmaları isteniyordu.
Şüpheli ..........un abisinin bu okullarda öğretmenlik yapması,
şüpheli ..........u bağlamadığı gibi, yukarıda belirttiğimiz
nedenlerle bu okullarda öğretmenlik yapılması da tek başına
Feto Örgütü üyeliğinin kanıtı olamaz.
Sayın
Adalet Bakanımız BOZDAĞ; daha yakın geçmişte,TBMM Genel
Kurulunda, Fethullah Gülen'e 'çete' diyen muhalefet vekillerine
tepki göstererek; "Fethullah
Gülen bu ülkenin yetiştirdiği değerli bir kıymettir.
Seversiniz,sevmezsiniz ama değerli bir insandır, bilge bir
insandır.Bu ülkenin milli ve manevi değerlerine bağlı nesillerin
yetişmesi için hizmetini yapıyor. Her şey de açık.Devletin
denetimi gözetimi altında açık. Her şey göz önünde
olan...Hakkında savcılık kararı olmayan birine çete derseniz ona
haksızlık edersiniz"
şeklinde konuşma yapmış olup, bu konuşma Meclis zabıtlarındaki
yerini almıştır.
Fetullah GÜLEN Cemaatine göz yuman,devletin
kurumlarının içine sızmasına yardım eden, bu cemaati koruyup
kollayan,bu cemaate mensup olmayı ayrıcalıklı kılan, bu cemaate
yakınlığı teşvik eden, bu cemaate yakın olanları işe
almalarda tercih eden, lafın kısası;bu cemaatin, ülkenin
demokrasisini yıkmayı ve ülkeyi bölüp parçalamayı göze alacak
kadar silahlı bir terör örgütü konumuna gelerek güçlenmesine
sebebiyet veren, ülkeyi 15.Temmuz hain darbe girişimi ile karşı
karşıya bırakan örgütün siyasi ayağının üzerine
gidilmemesine, mecliste kurulan darbe girişimini araştırma
komisyonunun hala görevine başlayamamasına rağmen, bir cadı
avına girişilerek, gizli tanık denilen meçhul kişilerin hiçbir
kanıta dayanmayan soyut iddialarına dayanılarak müdafiiliğini
yaptığımız şüpheli ............un tutuklanması, kamu vicdanını
yaralamıştır.
FETÖ/PDY Silahlı Terör Örgütüne üye olmakla
suçlanan hepsi müdür rütbesinde olan müdafiiliğini yaptığımız
şüpheli ............ ve birlikte tutuklanan diğer şüphelilerin
tamamı, görevlerinin başında iken gözaltına alınmışlardır.Bu
şüphelilerin tümü, FETO örgütü tarafından gerçekleştirilen
hain darbe girişimi sırasında görevlerinin başında olmuşlar ve
darbe girişimine karşı mücadele etmişler, darbecilerin saflarına
katılmamışlardır. Bu ne büyük bir çelişkidir? Hem FETÖ
Terör Örgütü üyesi olmakla suçlanacaksın, buna karşılık, bu
darbe girişimini fırsat bilerek darbecilerin saflarına katılmayıp,
darbecilere karşı mücadele vereceksin.Bu çelişki dahi, müvekkil
şüphelinin FETO/PDY Terör örgütünün üyesi ve mensubu
olmadığının en önemli ve değerli kanıtıdır.
15.Temmuz.2016 hain darbe girişimi ortamına
sürüklenen ülkemizin, çok zor ve olağanüstü koşullardan
geçtiği,bu zor koşulların aşılabilmesi için her Türk
Vatandaşına görev düştüğü yadsınamaz, ancak bu zor koşulları
hukuk,hak ve adalet sınırları içinde kalarak geçmek zorundayız.
Yargıçlarımızın, ülkenin bu zor ve olağanüstü
koşullardan çıkarak normalleşmesi için,olağanüstü koşulların
baskısı altında kalmadan, yasaları zorlamadan,yasalara uygun
kararlar vermeleri,devletin temeli olan adalete gölge düşürecek
kararlara imza atmamaları zorunludur. Hiçbir olağanüstü koşul,
hukukun ve adaletin üzerinde baskı unsuru olarak kullanılmamalıdır.
Yargıç'ın görevi; her koşulda, yasaları uygulayarak, adaleti
tesis etmektir.Bu olağanüstü koşullarda, kurunun yanında
yaşların yanmasının önüne geçmek, cadı avına alet olmamak
yargıçlarımızın asli görevleridir. Kurunun yanında yaşın
yakılması, suçsuz insanların hukuken mağdur edilmeleri, temel
direği adalet olan devletimizi güçlendirmeyecek, bilakis devlete
olan güveni sarsacak ve devletimize zarar verecektir.
Yukarıda açıkladığımız nedenler ve
endişelerle,............. müdafiiliğini yaptığımız şüpheli
...........un; bihakkın veya adli kontrol şartıyla salıverilmesi
için, tutuklanmasına ilişkin karara itiraz etme zarureti hasıl
olmuştur.”
Yukarıda tırnak içinde akuduklarınız,bir makaleden
değil, müdafiiliğini yaptığımız tutuklanan bir şüphelinin
tutuklanmasına ilşikin haksız karara karşı yaptığımız itiraz
dilekçesinden alınmış pasajlardır.
Okuduğunuz bu alıntılar; ülkenin içinde bulunduğu,
at izinin it izine karıştığı, kurunun yanında yaşın da
yandığı cadı avını gözler önüne sermeye yetmiyor mu?
08/09/2016
Güner YİĞİTBAŞI
Hukukçu