ERDOĞAN;güzel
kardeşim!
Önce,çıkar
o Cumhurbaşkanı şapkanı.
Biraz
beni dinler misin?
Senin
izlediğin yol, yol değil,benim bu samimi uyarımı sakın yanlış
anlama, birşeyleri ima ettiğimi,darbe çığırtkanlığı
yaptığımı falan zannetme sakın,zaten darbe yapacak ordu mu
bıraktın?
Bu
benzetmeyi hiç sevmediğini ve darbe çığırtkanlığı olarak
nitelediğini biliyorum ama,yine de bu ülkenin ne yazıktır ki;en
acı ve gerçek deneyimi olan rahmetli Menderesi örnek
göstererek,anmak istiyorum,bu vesileyle.
Tarihten
ders almasını bilmeyenler yüzünden, tarih sürekli tekerrür eder
biliyorsun.
Bu
nedenle,korkmadan ve saptırmadan, tarihten ders çıkarmamız
gerekiyor.
Menderes
de zamanında çok güçlü ve sevilen bir liderdi
biliyorsun.Kendisini çok güçlü hissediyordu.
Ama
düşmeye gör,insanın başına neler gelebiliyor.
Güzel
kardeşim,senin akibetin de Menderes gibi olacak demek istemiyorum,
sakın yanlış anlama ve konuyu saptırmaya kalkma,bilakis olmasın
diye yazıyorum bunları.
Zaten,Allah
korusun,Menderese uygulanan idam cezası da yok bugün,
biliyorsun.Endişeye ve konuyu saptırmaya hiç gerek yok.Kaldı
ki;sen çok cesursun,sürekli kefenimi giyip çıktım ben bu yola
diyorsun.Neyse konuyu saptırmayalım ve bırakalım bu kötü
anıları bir yere.
Demem
odur ki;güç de bir yere kadar.
Her
iktidarın bir sonu vardır.
Önemli
olan,demokratik yollarla iktidarın sonlanması halinde, hesabını
veremeyeceğimiz yanlışları yapmamak ve bu yanlışlarda ısrarcı
olmamaktır.
Zararın
neresindn dönülürse kardır diye güzel bir atasözümüz vardır
biliyorsun.
Sakın
unutma,senin iktidarının ve gücünün de bir sonu var, Haziran
2023 de yapılacak seçemlerde, çok muhtemeldir ki;halkımız seni
sandık yoluyla demokratik bir şekilde iktidardan uzaklaştıracak
ve elinde tuttuğun ve acımasızca kulandığın devlet yetkilerini
ve gücünü kaybedip, köşene çekileceksin,işte asıl zorluk
senin için o zaman başlayacak,bağımsız yargı karşısında
hesap vereceksin,demem odur ki;kendini savunacak masum birşeylerin
kalsın,bırak hergün yasaları ve anayasayı çiğneme inadını.
En
başta,etrafını saran o korkak ve pısırık,aslında senin dostun
olmayan sözde dostlarını,aslında düşmanın olan o kişileri ve
danışmanlarını,biraz kendini ve ülkeni düşünüyorsan, alayını
şutla gitsinler.Kendine yepyeni bir beyaz sayfa açmayı dene.
İnan
ki;sana dalkavukluk yaparak,haklısınız efendim,en iyisini siz
bilirsiniz,yasalara da anayasa da ne oluyormuş ki;sizin iradeniz
hepsinin üzerinde,siz sandıktan çıktınız,bu halk sizi yeniden
seçecek ve Türk Halkına yasalar önünde hesap vermeyeceksiniz,bu
halk sizin heykelinizi dikecek, sakın korkma diyenlere asla inanma.
Sadede
gelecek olursak,bugün yine anayasa tanımayan o tavrını sürdürmeye
devam ederek,Avrupa
Konseyi Bakanlar Komitesi'nin Osman KAVALA kararına tepki
göstermişsin ve”Bizim mahkemelerimizi tanımayanları biz
tanımayız. Bu konuda AİHM ne demiş, Avrupa Konseyi ne demiş, bu
bizi ilgilendirmiyor” demişsin ve anayasayı,anayasanın
90.maddesindeki,yasalarla onaylanarak anayasanın da üzerinde
uyulması zorunlu bir iç hukuk kuralı haline gelen,anayasaya
aykırılığı dahi ileri sürülemeyen Uluslar arası İnsan
Hakları sözleşmesini ve bu sözleşmeden doğan bağlayıcı İnsan
Hakları Mahkemesi kararını yok sayarak,bizim mahkemelerimizi
tanımayan Avrupa İnsan Hakları Mahkemesini de biz tanımayız
demişsin.
Güzel
kardeşim ERDOĞAN;sen ne söylediğinin farkında
mısın,söylediklerini kulakların duyuyor mu?
Senin
sandıktan seçilerek çıkman, sana bu söylemde bulunma hak ve
yetkisini veremez.
Bu
halk; sana,anayasaya,onun kurallarına,anayasadan dahi üstün olan
uluslararsı sözleşmelere ve o sözleşmelere göre faaliyet
gösteren Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin üstünlüğüne ve
kararlarına uyup saygı göstereceğini zannederek ve kabul ederek
oy verdiler,bu gerçeği aslında sen de çok iyi biliyorsun
ama,nedir bu inadın söyler misin?
“Bizim
mahkemelerimizi tanımayanları biz tanımayız.” da ne demek
oluyor?
Bizim
iç hukuktaki yerel mahkemelerin kararlarının; İstinaf ve Yargıtay
tarafından denetlenmeleri gibi,İstinaf,Yargıtay ve Anayasa
Mahkemesindeki denetim yollarından geçtiği,iç hukuktaki tüm
başvuru yolları tükendiği halde,hala ortada bir insan hakkı
ihlali mevcutsa,son merci olarak ancak başvurulabilen,bu amaçla
kurulup faaliyet gösteren,Avrupa Konseyi Üyesi olarak bizim de
seçip yolladımız Türk Yargıcının da görev yaptığı İnsan
Hakları Mahkemesini ve onun verdiği bağlayıcı kararları
tanımamak ve bizim mahkemelerimizi tanmayanları biz tanımayız
demek,sana yakışıyor mu hiç?
Zamanında,sen
de bu mahkemeye başvurarak adalet istedin.
Ayıptır,bilmiyor
musun?Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin işlevi ve kuruluş
amacı,iç hukuktaki bizim yerli mahkemelerimizin üzerinde, insan
hakları denetimi yapmaktır.
Ben,sizin,lütfen
bağışlayınız amacım hakaret etmek falan değil,başka bir
kelime bulamadığım için söylüyorum,çok cahilce bu beyan ve
yaklaşımınızdan dolayı,hukukun ve anayasanın üstünlüğü,insan
hakları adına olduğu kadar, gerçekten utanılacak,yüksek tahsil
yapmış deneyimli bir devlet adamı ve bir cumhurbaşkanına asla
yakışmayacak bir gaf işlemiş olduğunuz için de,ayrıca çok,
ama çok utanıyorum ve yerin dibine giriyorum.
Örneğin;iç
hukuktaki yerel bir ağır ceza mahkemesi; bir karar
verdiğinde,kararının İstinaf ve Yargıtay tarafından
bozulması,yerinde görülmemesi halinde,benim kararımı tanımayan
İstinaf ve Yargıtayı da ben tanımam deme hakkına sahip midir?
Yapma
bu kötülüğü, ne kendine, ne de ülkemize,aklını başına topla
lütfen.
Ülkene
acımıyorsan,kendine ve ailene acı lütfen.
Son
söz;bugün güçlüyken etrafında olup seni yanlış
yönlendirenler,alkışlayanlar ve cesaret aşılayanlar,yarın ilk
önce seni terkedecek olanlardır.
Gerçek
dost acı söyler, sakın unutma güzel kardeşim. 03/02/2022
Güner
YİĞİTBAŞI
Hukukçu