Bayramların
en büyüğü,Cumhuriyet Bayramını,Cumhuriyetimizin ilanının 99.
yıldönümünü kutlamaya başladık bugün.
Bu
sene de, en büyük bayramımız olan Cumhuriyet Bayramını,geçtiğimiz
yıllarda olduğu gibi, yine buruk kutlayacağız.
Cumhuriyet
ve onun temel kurucu ilkeleri ve Cumhuriyetin kurucusu ATATÜRK ile
sorunları olan AKP iktidarı döneminde, tüm milli
bayramlarımızı,özellikle de Cumhu riyet Bayramımızı, kısıtlı
ve buruk kutlamaya alıştık artık.
Daha
doğrusu, bizler alışmadık ama,AKP iktidarı bizi bu duruma
alıştırmakta ısrarlı.
Mutlaka
bir bahane bularak,Cumhuriyet Bayramı Kutlamalarına sınırlandırma
getirmeyi alışkanlık yaptılar.
Biraz
önce mensubu olduğum İzmir Barosundan bir mesaj aldım.İzmir
Valiliği bir karar almış ve Cumhuriyet Bayramı kutlamalarına
kota getirerek,20 kişilik bir protokol sınırlaması
getirmiş.Yani,iktidar cephesinde,değişen hiçbir şey yok bu
senede,AKP iktidarı, Cumhuriyet Bayramını kısıtlı ve buruk
kutlamaya zorluyor Türk Milletini.
Cumhuriyet
Bayramı bugün (28/10/2022) resmen başladı.
Siyasal
iktidar,bu bayram gününde partisinin yaptıklarını ve
yapacaklarını anlattığı parti propagandası mahiyetindeki
Türkiyenin 100.Yıl vizyon belgesinin açıklandığı bir toplantı
düzenledi.Yarın, yani 29.Ekim Cumhuriyet Bayramı gününde de
fabrikadan çıkan sözde yerli ve milli otomobilimizin tanıtımı
törenini icra edecekler,başka bir gün kalmadı mı bu tören
için?Cumhuriyet Bayramı kutlama törenlerini bir kenara
bırakarak,yerli otomobili hizmete alma törenini devreye sokmak,
Cumhuriyet Bayramı kutlamalarına gölge düşürmek değil de nedir
sizce?
Ancak,Cumhuriyetin;
en başta laiklik olmak üzere, tüm değerlerine sadık bizler,
Cumhuriyet Bayramını,hak ettiği coşkuda kutlamakta kararlıyız.
Hepinizin
Cumhuriyet Bayramını yürekten kutluyor,bu vatanı ve Cumhuriyeti
bize kazandıran ve emanet eden ATATÜRK ve tüm silah
arkadaşlarını,rahmetle,minnetle ve şükranla anıyoruz.
29.Ekim.2011
yılında, Cumhuriyetin 88.yıldönümünü, yine çok kısıtlı ve
buruk olarak kutladığımız Cumhuriyet Bayramı nedeniyle, on bir
sene önce yazdığımız ve güncelliğini hiç kaybetmeyen, “ŞİMDİ
GERÇEKTEN ÖLDÜM İŞT!” başlıklı yazımızı sizlerle
paylaşmak üzere,aşağıda aynen yayınlıyoruz.28/10/2022
Güner
YİĞİTBAŞI
ŞİMDİ
GERÇEKTEN ÖLDÜM İŞTE!
Ben,
Van ve Erciş de yüzlerce kişinin enkaz altında kalarak öldükleri
depreme Erciş de yakalanarak enkaz altında yaşamını yitiren
onlarca öğretmenden biriyim.
Ben,
Cumhuriyet çocuğuyum, bu nedenle, Cumhuriyetin kazanımlarından
yararlanarak ve Cumhuriyetin ilkelerini benimseyerek okudum ve
öğretmen oldum.
Cumhuriyetin
kazanımlarını ve ilkelerini benimseyerek, bunların savunuculuğunu
yapacak ve Türkiye Cumhuriyetini daha da ileriye götürecek olan
genç nesiller yetiştirmek üzere, tüm sıkıntılarına,
yokluklarına ve zorluklarına katlanarak, Erciş ilçesinde severek
ve isteyerek öğretmenlik yapmaya başladım.
Hayatın
cilvesi işte, her şey iyi ve yolunda giderken, tabii bir afet olan
depremin, Van ve Erciş'i vurması üzerine, yıkılan bir binanın
enkazı altında kalarak, hayata veda ettim.
Beni
bu fani dünyadan uzaklaştıran depremden üç beş gün sonra,
29.Ekim.2011 de, Cumhuriyetimizin 88. kuruluş yıl dönümü
kutlanacaktı. Tek arzum; öğrencilerimle birlikte 29.Ekim
Cumhuriyet Bayramını kutlamak ve bu vesileyle, ülkemizde
Cumhuriyeti kuran Atamızı ve diğer büyüklerimizi anıp, onlara
şükranlarımızı sunmak ve öğrencilerime, Cumhuriyetin
ilkelerini ve pozitif kazanımlarını anlatarak;onların,
Cumhuriyetin ilkelerine ve Türkiye Cumhuriyeti Devletimize dört
elle sarılmalarına katkı sağlayabilmekti.
İnanın,
depremde enkaz altında kalarak bedenen sizlerden ve aile
yakınlarımdan ayrılmış olmam, beni hiç üzmedi, tek üzüntüm,
29.Ekim.2011 tarihinde Cumhuriyetimizin 88.kuruluş yıl dönümünü
kutlama imkanından mahrum kalmış olmamdı.
Aslında
daha yolun başındaydım ve bu vatana ve bölge halkına yapacağım
ve yapmak istediğim daha çok güzel şeyler vardı. Ancak, benim
için kısmet bu kadarmış.
Ülkemizde,
Cumhuriyetin ilkeleri doğrultusunda yetişmiş, insan hak ve
özgürlüklerini ve demokrasiyi benimsemiş ve özümsemiş çok
sayıda insan ve öğretmenin var olduğunu bildiğim için, deprem
yüzünden hayatımı kaybederek, Cumhuriyetimizin 88. kuruluş yıl
dönümünü kutlayamamaktan kaynaklanan üzüntüme rağmen, teselli
buluyor ve gözüm arkada kalmıyordu.
Canlı
bedenim sizlerden ve ülkemden kopmuş olsa da, ruhum sizlerle ve
ülkemle birlikte, tüm canlılığı ile yaşamaya devam edecek,
Mustafa Kemal ATATÜRK ve arkadaşlarının yadigarı olan, insan hak
ve özgürlüklerine dayalı demokratik ve laik sosyal bir hukuk
devleti olan Türkiye Cumhuriyetinin yaşatılması ve daha da
ileriye götürülmesi için yapılacak olan icraatları uzaktan
izleyerek, teselli bulacaktım.
Biliyordum
ki; benim yapamadıklarımı, arkamda bıraktığım arkadaşlarım
yapacaklar, Cumhuriyetimizin kuruluşunun 88.yıl dönümü, tüm
ülkede coşkuyla kutlanacak, Cumhuriyetimizi kurarak bize emanet
eden Mustafa Kemal ATATÜRK ve arkadaşları, minnetle anılacak, bu
coşkulu kutlamalarla, demokratik ve laik Türkiye Cumhuriyetinin her
kesimden tüm iç ve dış düşmanlarına korku salınacak ve hak
ettikleri cevap verilecekti.
Heyhat!
Bir
de ne duyayım; her fırsatta insan hak ve özgürlüklerinden,
demokrasiden, Cumhuriyetten dem vuran ve daha özgür bir yeni
Anayasa yapma hazırlığında olan Türkiye Cumhuriyetinin Başbakanı
Recep Tayyip ERDOĞAN, bir genelge yayınlamış ve tüm yurtta,
çelenk sunumu ve tebriklerin kabulü dışında, Cumhuriyetimizin
88.kuruluş yıl dönümü olan bu seneki Cumhuriyet Bayramı
kutlamaları ve resmi geçit törenlerini iptal etmiş.
Gerekçe
olarak da, benim de enkazı altında kalarak hayata veda ettiğim Van
depremini göstermiş. Asıl beni üzen husus da, Cumhuriyet Bayramı
kutlamalarının iptaline, benim de enkazı altında kalarak bu
hayattan göçmeme neden olan Van depreminin gerekçe yapılarak,
benim cansız bedenimin, bu gereksiz iptal kararına alet edilmiş
olmasıdır.
Oysa
ki, benim tek arzum ve vasiyetim, geride bıraktığım arkadaşlarım
tarafından, Cumhuriyetin 88. kuruluş yıl dönümü olan
29.Ekim.2011 bugün, Cumhuriyet Bayramının coşkuyla kutlanmasıydı.
Şunu da ilave edeyim; Cumhuriyet Bayramı kutlamalarını iptal
ettiniz ama, görüyorum ki, ölenle ölünmüyor ve herkes, olduğu
gibi günlük yaşantısına aynen devam ediyor.
Kaldı
ki, ülkemiz, tabii afet olsun, PKK terörü olsun, çok sık
aralıklarla onlarca toplu ölümlere maruz kalıyor, bu koşullarda,
Milli Bayramlarımızı iptal etmeye kalktığımızda, hiçbir
bayramı kutlama imkanı bulamayacağımız çok açık. Önümüzde,
bir de dini Kurban Bayramı var. Kurban Bayramı için Sayın ERDOĞAN
ne düşünüyor bilemiyorum.
İşte,
en önemli Milli Bayramız olan 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı
kutlamalarının, hem de, benim de içlerinde bulunduğum Van
depreminde ölenler gerekçe gösterilerek iptal edilmesiyle, şimdi
ben gerçekten öldüm.
Sizlerin,
kutlanması yasaklanan, ancak hepinizin gönüllerinizde yürekten
kutladığınızdan emin bulunduğum 29 Ekim Cumhuriyet Bayramınızı
kutluyorum.
Hoşça
kalın. 29.Ekim.2011
Güner
YİĞİTBAŞI
Hukukçu