Yaklaşık bir
ay kadar önce, Kuzey Irakta Pençe Kilit operasyonu nedeniyle tesis
edilen geçici üslerimize, hain bölücü PKK militanlarınca
yapılan kahpe saldırı sonunda 12 mehmetçiğimizi toprağa vermiş
ve bunun acısı henüz unutulmadan, dün (12/01/2024) akşam, hain
PKK militanları, aynı bölgedeki geçici üslerimize tekrar hain
saldırıda bulunmuş ve dokuz askerimiz şehit edilmiş, dört
askerimiz de yaralanmıştır.
Öncelikle,şehitlerimize
Allahtan rahmet,yakınlarına ve Türk Milletine başsağlığı
dileklerimi iletiyorum.Şehitlerimizin mekanları cennet olsun.Yaralı
kahraman askerlerimize de acil şifalar diliyorum.
Yazı başlığı
mutlaka dikkatinizi çekmiştir.
Yazının
başlığını niçin “Sonunda Yazmaya Karar Verdim”olarak
belirledik?
Zira,PKK bölücü
terör örgütünün şehitler verdiğimiz saldırıları nedeniyle,
eleştirel yazılar yazmak,doğruları beyan etmek,bu konuda
doğrulara ulaşmak ve terörle mücadelede başarı elde etmek için
bir tartışma açmak,maalesef yasaktır,tabudur, ülkemizde.
İş başındaki
iktidar, bu konuda en doğru kararları alarak uygular(!)muhalefetin,
bu konuda görüş bildirmeye hakkı yoktur,muhalefet hiçbirşey
bilmez,sadece terörden siyasi çıkar elde etmeye çalışır,terör
konusunda yapılanlar ve yapılmayanlar konusunda iktidarı
eleştirmek, vatan hainliğidir,terörle mücadeleye balta
sallamaktır,hiçbir eleştiriye tahammül edemeyen,iş başındaki
çok bilmiş iktidarın zihniyeti işte budur.
Bu nedenle, PKK
terörü ile ilgili iktidarı eleştiren ve doğruları beyan eden,
yapıcı yazılar yazmak, bu ülkede maalesef vatanseverlik
değil,vatan hainliği ve suçtur.
Bu zihniyetin
hakim olduğu ülkemizde bu konuda eleştirel yazı yazmak gerçekten
cesaret işidir.
Ben;İzmir
Devlet Güvenlik Mahkemesinde beş yıla yakın C.Savcısı olarak
görev yapan ve Cumhuriyet Savcılığım döneminde,binlerce PKK
militanını sorgulayarak haklarında davalar açan bir Türk evladı
olarak; kendimin vatanseverliğinden, milliyetçiliğimden eminim,bu
konuda eleştirel yazıların yazılmasının, doğruları
bulmaya,yeni şehitlerin verilmemesine katkı sunacağını,suç
oluşturmayacağını bilerek ve düşünerek,bu makaleyi kaleme
alıyorum.
En başta şunu
söylemek istiyoruz.Yanlış dış politikalarla sorunu yaratanlar,bu
sorunun çözümünün asla bir parçası olamazlar.Sorunu
yaratanlar; ön yargılarını kırarak ve hatalarını kabul
ederek,hatalarından dönerek,o sorunun çözümüne katkı
sunamazlar.
İkinci gerçek
de;sivrisinekleri üreterek, eğiterek,
silahlandırarak,cesaretlendirerek üzerimize salan bataklığı şu
veya bu şekilde kurutamazsanız,terörle mücadelede ve yeni
şehitlerin verilmemesinde asla başarılı olmazsınız.
Amerika ve
Rusya gibi binlerce kilometre uzaklıktaki yabancı
güçlerin;ülkemizin güneyindeki Kuzey Irak ve Kuzey Suriye'de
yerleşerek,ülkemizin bütünlüğüne yönelik tehlike arz
eden,bölgede bir Kürt oluşumu kurmayı amaçladıkları gerçeği
karşısında,bataklığı kurutmak için siyasi,askeri ve diplomatik
bir politika ortaya koyamayan iş başındaki iktidarın;meşru
müdafa adı altında yabancı bir devletin toprağında, ne kadar
süreceği belli olmayan, geçici mi,sürekli mi olduğu belirsiz bir
şekilde uygulamaya koyduğu, bu bölgede geçici üslerle tampon bir
bölge oluşturmak ve güya bu şekilde ülkemizi savunuyor olmak
tezi ne kadar doğrudur?
Bize göre
yanlış ve zaman doldurmaya,iç siyasete terörle mücadele ediyorum
görüntüsü vermeye yönelik,nafile bir politikadır.
Evet, meşru
müdafaa hakkı;evrensel hukukun ve Birleşmiş Milletler
Teşkilatının kabul ettiği bir haktır,hukuki ve meşru bir
haktır.
Türkiye
Cumhuriyeti olarak;bölücü PKK terör örgütünün, sınır
ötesinden gelerek ülkemize yönelik hain saldırıları karşısında,
meşru müdafaa hakkımız tartışmasız vardır ve bu hakkımızı
kullanmak, anamızın ak südü gibi helaldir.
Meşru müdafaa
hakkının da koşulları vardır.Evet,ülkemize yönelik saldırı
üzerine, bu saldırıyı anında defetmek için sıcağı sıcağına
sınırı geeçerek saldırganlara hak ettikleri dersi vermek meşru
müdafaa hakkının kullanılmasıdır.Ancak,meşru müdafaa hakkı
geçicidir ve anlıktır.Arkasında Amerika gibi yabancı bir gücün
bulunduğu, bölgede kalıcı bir Kürt oluşumu yaratmaya yönelik
bu PKK bölücü terörünün kalıcı olarak yok edilmesi,PKK
terörünü besleyen bataklığın tamamen kurutulması,meşru
müdafaa hakkımı kullanıyorum gerekçesiyle sınırlarımızın
derinliklerinde,ne kadar süreceği belirsiz derme çatma üsler
kurmakla, sözüm ona tampon bölgeler oluşturmakla mümkün olmasa
gerek.İşte, bir ay arayla bölgede 21 mehmetciğimizi şehit
vermemiz de bu gerçeği ortaya sermektedir.
Meşru müdafaa
hakkı;kesinleşmiş ve oluşmuş ve halen de devam eden veya vukuu
çok muhtemel olan PKK saldırılarına karşı,sıcak takip ve imha
hakkı olup,ne kadar süreceği belirsiz bir şekilde yabancı bir
ülke toprağında üs kurarak PKK saldırılarını bekleme,PKK
terörüne ve saldırılarına hedef olma hakkı değildir.
Doğrudur veya
yanlıştır,bize göre yapılması gereken;sınırlarımızın
ötesinde, Irak ve Suriye topraklarının derinliklerinde üsler
kurarak tabiat ve iklim koşullarının çok zor olduğu bir ortamda
savunma amaçlı bekleyerek daha fazla insan ve itibar zayiatı
vermemek,hain PKK ve destekçilerini sevindirmemek,şehitler vermemiz
nedeniyle iptal edilen parti mitingleri,parti kampları,aday açıklama
törenleri gibi siyasi faaliyetlerimizin iptalinde,ülkemizin siyasi
gündeminin belirlenmesinde hain PKK Terör örgütüne söz hakkı
tanımamak için,terörün bataklığını kurutmanın siyasi,askeri
ve diplomatik yollarını bulup uygulamaya koymak üzere
sınırlarımıza çekilmek,sınırlarımızı ve ülkemizi PKK
terörüne karşı korumak için, tüm olanaklarımızı,hava
gücümüzü,insansız hava araçlarımızı,savaş teknolojimizi
kullanarak,Irak ve Suriye sınırlarımızı tahkim ederek,ülkemizi
uzaktan ve kendi sınırlarımızdan korumak olmalıdır.
Son sözümüz
de İyi parti ve iktidar partisine ve de CHP'ye yönelik olacaktır.
Bu PKK terörüne
kurban verdiğimiz askerlerimiz üzerinden siyasi çıkar elde etmeye
kalkışmayınız lütfen.12 Şehit verdiğimiz bundan önceki PKK
hain saldırısından sonra, İYİ Parti, saldırıyı kınayan ortak
bildiriyi imzaya açmış ve CHP kendince haklı sayılabilecek
gerekçelerle bu ortak bildiriye imza atmayarak kendisi PKK terörünü
kınayan ve lanetleyen bir bidiri yayınladığı halde,iktidar
partisi haksız bir şekilde CHP'nin bu tutumunu eleştirerek siyasi
çıkar sağlamaya çalışmıştır.
Görüyoruz
ki;İyi Part, son dokuz şehit verdiğimiz PKK saldırısı nedeniyle
de ortak bir bildiriyi imzaya açmış olup,yine imza koymayacağı
muhtemel olan CHP, yine kamuoyu nezdinde itibarsızlaştıracaktır.Buna
olanak vermeyiniz.Bırakınız ortak bildiri imzalayarak göstermelik
hamaset yapmayı,bu ülkeyi gerçekten seviyorsanız, ortak bildiri
açıklayacağınza,derhal Türkiye Büyük Millet Meclisini
toplayarak,bu konuda gizli veya açık bir genel görüşme açınız
da,görelim sizlerin vatanseverliğinizi.
CHP ve genel
başkanı Özgür ÖZEL'e yönelik sitemimiz ve son sözümüz de
şudur.
Pazar günü
hukukun ve anayasanın üstünlüğü adına yapacağınız mitingin
iptali için bize göre haklı bir neden yoktur.Mitingde, şarkı,
türkü söylenip göbekler atılmayacak,eğlenilmeyecekti.Şehit
edilen anayasa ve anayasa yargısına sunni teneffüs
yaptırılarak,yargının hayata döndürülmesine ve kurtarılmasına
çalışılacaktı.Mitingi iptal ederek,bölücü terör
örgütüne,gündeminizi değiştirme ve sizin adınıza gündem
yaratma olanağı sağlayarak sevindirdiğinizi bir düşünün
derim.13/01/2024
Güner
YİĞİTBAŞI
Hukukçu