23 Eylül 2024 Pazartesi

ÖZGÜR ÖZEL'İN TAKTİK BÜYÜK HATASI

 


Özgür ÖZEL'in; ne şekilde ve kimlerin yardımlarıyla genel başkan seçildiği hepimizin malumudur.


Evet, Özgür ÖZEL; İMAMOĞLU ve onun güçlü olduğu İstanbul CHP İl Örgütünün ve delagasyonunun etkin desteğini arkasına alarak, CHP Genel Başkanı seçilmiştir.


Bu nedenle, Özgür ÖZEL, adeta bir topal ördektir.


İstanbul Büyük Şehir Belediye Başkanı İMAMOĞLU'nun vesayeti altındadır.


İBB İMAMOĞLU;itfaiye açılışında yaptığı son bir konuşasında,doğru bir iş yapmış olsa da,milletvekilleri ve genel merkez yöneticileri dahil, tüm partililere meydan okumuş, ayağınızı denk alın konuşmalarınıza dikkat edin diyerek, adeta fırça çekmiştir.


İMAMOĞLU; adeta, CHP'nin genel başkanı gibi,parti içinde çok rahat at oynatabilmekte ve Özgür ÖZEL de tüm bunlara sesini çıkaramamaktadır,zira İMAMOĞLU'na gebedir,adeta onun emanetçisi görüntüsünü vermektedir.


İMAMOĞLU;ülke çapındaki tüm kamuoyunun,çoğu devletten büyük olan İstanbul seçmeninin teveccühünü kazanmış olmanın desteğini ve parti içindeki gücünü de bilerek,bunun sağladığı güven ve özveri ile Özgür ÖZEL'e rağmen,parti disiplinine aykırı olsa da, çok rahat bir şekilde partiyi dizayn eden beyanlarda bulunabilmektedir.


Biz,Özgür ÖZEL; şu veya bu şekilde, sonuç olarak CHP Genel Başkanlığını kazandıktan sonra yazdığımız bir yazıda, haddimiz olmayarak, Özgür ÖZEL'e tavsiyede bulunmuş ve özetle;çoğu kişi,sizi, İMAMOĞLU'nun emanetçisi olarak görüyor,evet İMAMOĞLU'nun desteğini aldınız ama,dizginleri kaptırmayın genel başkan gibi davranarak bu imajı siliniz demiştik.


Özgür ÖZEL;bunu pek başaramadı.Ayağının tozuyla,futbol kulüplerinden bir benzetmeyle, kendisini,partinin maaşlı teknik direktörü ve YAVAŞ ile İMAMOĞLU'nu da forvet oyuncusu ilan etmiş ve daha dört senesi bulunan Cumhurbaşkanlığı seçiminde kendisinin aday olmayacağını,Cumhurbaşkanlığı adaylarını da penaltı atan futbolculara benzeterek, penaltıyı bu iki forvet İMAMOĞLU veya YAVAŞ'ın atacağını,partinin cumhurbaşkanı adayının bu iki isimden birinin olacağını, çok erken ilan ederek en büyük hatayı yapmıştır.


Özgür ÖZEL;sanırım bu açıklamasıyla,bu iki isimden de, aman benim genel başkanlığıma ilişmeyin benim genel başkanlıktan başka bir arzum ve isteğim yok,rahat olun, siz aranızda Cumhurbaşkanı adaylığı için çekişin dedi, adeta.


O zaman Özgür ÖZEL'e sorarlar,kardeşim;sen, maaşlı ve herzaman kulüp başkanı tarafından işine son verilebilen bir teknik direktörsen, kulübün başkanı kim,sen kulüp başkanı,yani CHP'nin Genel Başkanı değil misin?


Genel başkana endeksli,ideoloji ve parti programının arka planda kaldığı,karizmatik liderlere bağımlı olan bu ülkenin siyasi tarihinde ve geleneklerinde, seçimde birinci parti olan veya birinci parti olma ihtimali çok güçlü partilerin genel başkanları, parlamenter sistemde Başbakan,bu yeni sistemde de Cumhurbaşkanı adayı olurlar.Bizde ve bizdeki gibi, ideoloji ve programların öne çıkamadığı kurumsal olmayan, kişilerin ve kimliklerin öne çıktığı politika yürüten ülkelerde hep böyle olmuştur.


Özgür ÖZEL'in;seçimlere dört sene gibi uzun bir zamanın bulunduğu bir anda, çok erken davranarak yaptığı bu taktik hata,CHP içinde bir kaynaşmaya ve YAVAŞ ile İMAMOĞLU taraftarları arasında açık ya da gizli bir çekişmeye neden olmuş ve bu durum partiye mutlaka büyük zararlar verecektir.


ERDOĞAN da bu durumdan ve bölünmeden yararlanmak ve CHP'yi karıştırmak için elinden geleni yapacaktır.


Bize sorarsanız,YAVAŞ ve İMAMOĞLU'nun sürekli tartışılan olası adaylıkları, 2023 seçimlerine nasıl zarar vermişse,bu iki ismin, birlikte ve çok önceden açıklanan adaylıkları da partiye ve seçimlere zarar verecektir.


Çok geç kalınmıştır ama,yapılması gereken, CHP'nin; bu iki isme gebe olmaktan çıkarılması,partiyi bu iki isme indirgeyerek itibarsızlaştırmaktan,bu iki isimden başka partide Cumhurbaşkanı adayı olabilecek değerli insanların bulunmadığı,CHP'nin kadro kısırı olduğu görüntüsüne derhal son verilmeli,CHP;yetkili organları eliyle, vakti geldiğinde, o zamanın koşullarına göre,ülkemize layık ülke sorunlarının üstesinden gelecek değerli bir kişiyi Cumhurbaşkanı adayı gösterecektir.Bu kişi;YAVAŞ da olabilir,İMAMOĞLU da olabilir,genel başkan Özgür ÖZEL de olabilir veya bir başka değerli kişi de olabilir açıklaması, kamuoyu ile paylaşılmalıdır.23/09/2024


Güner YİĞİTBAŞI

Hukukçu

20 Eylül 2024 Cuma

CHP'NİN GERÇEK LİDERİ BENİM

 



SULTANGAZİ İtfaiye hizmet binası açılışında konuşan İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu: "Böylesi zor bir dönemde, özellikle benim siyasi yol arkadaşlarıma, özellikle CHP içerisinde siyaset yapan arkadaşlarıma ya da belediye başkanı olan, meclis üyesi olan, milletvekili olan, partimizin üst yönetimine net olarak bir şeyi söylemek isterim. Zaman, önümüzdeki sürece dair en iyi şekilde hazırlanma zamanıdır. Zaman, milletin sorunlarını konuşmaya ve o sorunlara çözüm bulmayı bize emreden bir zamandır. Zaman, hele hele aynı odada, aynı mekanda, aynı çatı altında siyaset yapan insanların, 'Sen benim ayağıma bastın. Sen benim koluma dokundun. Ya da karnıma dirsek attın. Yüzüme sert baktın' deme zamanı değildir. Bununla uğraşa kim var ise, benim yol arkadaşım da değildir. Nokta" demiş.


İMAMOĞLU'nun bu konuşmasını duyanlar,bu söz acaba kim ya da kimlere söylendi diye sorgulamaya,yorum yapmaya, fikir beyan etmeye başladılar.


Burada asıl sorgulanması gereken husus, bu sözlerin kim ya da kimlere söylendiği değil,bu sözlerin içerdiği anlamdır.


İMAMOĞLU'nun sözleri;içeriği,söyleniş tarzı,üslubu ve yöneldiği kişi ve gruplar dikkate alınarak bir bütün halinde, başından sonuna kadar değerlendirildiğinde,bu sözlerin, CHP'nin bir neferi olan bir belediye başkanına ait sözler olamayacağı,benim siyasi yol arkadaşlarıma,CHP içinde siyaset yapan arkadaşlarıma,belediye başkanı olan ,meclis üyesi olan ,milletvekili olan,partimizin üst yönetimine diye başlayan bu sözlerin, CHP'nin gerçek lideri olan bir kişiye ait olabileceğini kolaylıkla söyleyebiliriz.


İMAMOĞLU'nun; partinin genel başkanı dahil,partinin üst yönetimine de yönelik olarak söylediği bu sözlerine,CHP Genel Başkanı Özgür ÖZEL tarafından bir tepki gelmemiştir.


Aslında; İMAMOĞLU'nun bu sözlerinde,büyük bir gerçeklik payı vardır.


Ancak;partinin seçilmiş genel başkanını da hedef alan bu sözler;ülkenin en büyük şehri de olsa, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanının boyunu aşan ve partinin gerçek anlamda fiili genel başkanı ve lideri benim, ayağınızı denk alın,sizleri uyarıyorum anlamına gelmektedir,bize göre.


CHP'nin en büyük ve çok sayıda delegesine sahip İstanbul İl Örgütüne hakim olduğu için Özgür ÖZEL'in CHP Genel Başkanlığına seçilmesinde büyük söz sahibi olan,parti içindeki değişim hamlesine öncülük eden İMAMOĞLU;yerel seçim başarıları ve ülke çapında popüler siyasi kişiliğinin de farkındalığıyla, kendisini,Özgür ÖZEL'in de üzerinde,CHP'nin gerçek lideri olarak gördüğünü,herkesin malumu olan bu gerçeği,kamuoyuna alenen ve açıkça ilan etmiştir.21/09/2024


Güner YİĞİTBAŞI

Hukukçu

8 Eylül 2024 Pazar

TEĞMENLER'İN ATATÜRK'E LAİK VE DEMOKRATİK CUMHURİYETE BAĞLILIK YEMİNLERİNDEN KİM YA DA KİMLER KORKAR?

 


AKP iktidarı tarafından uygulanmıyor ve kaale alınmıyor olabilir,ancak;iktidarın bu tutumu,bir devrim yasası olan ve yine uygulanmayan anayasanın 174 maddesinde yer alan” Anayasanın hiçbir hükmü, Türk toplumunu çağdaş uygarlık seviyesinin üstüne çıkarma ve Türkiye Cumhuriyetinin lâiklik niteliğini koruma amacını güden, aşağıda gösterilen inkılâp kanunlarının, Anayasanın halkoyu ile kabul edildiği tarihte yürürlükte bulunan hükümlerinin, Anayasaya aykırı olduğu şeklinde anlaşılamaz ve yorumlanamaz”hükmüyle anayasanın koruması altında bulunan ve eğitim ve öğrenimi laik kılan Öğretim Birliği Yasası halen yürürlüktedir.


AKP İktidarı tarafından fiilen uygulanmayan T.C.Anayasası ve bu anayasanın 4.maddesiyle değiştirilmesinin dahi teklif edilemeyeceği,Türkiye Cumhuriyetinin ATATÜRK milliyetçiliğine bağlı demokratik laik ve sosyal bir hukuk devleti olduğuna ilişkin 2. maddesi hukuken halen yürürlüktedir.


Partili Cumhurbaşkanının;göreve başlarken Türkiye Büyük Millet Meclisi önünde namusu ve şerfi üzerine ettiği,anayasaya,hukukun üstünlüğüne, demokrasiye, ATATÜRK ilke ve inkılaplarına ve laik cumhuriyet ilkesine bağlı kalacağına ilişkin anayasnın 103.maddesindeki yemin metni de; halen hukuken yürülükte olup,partili Cumhurbaşkanı göreve başlarken her seferinde bu yemini,namusu ve şerefi üzerine yapmıştır.


Fiilen olmasa da hukuken yürülükte olan Anayasa hükümlerine dayanarak kimsenin asla inkar edemeyeceği bu saptamaları yaptıktan sonra; gelelim, genç teğmenlerin bir ritüel olan ve mezuniyetlerinde bizzat devlet tarafından kendilerine hediye edilen ve her subayda bulunan kılıçlarını çekerek yaptıkları yemine.


Genç Teğmenler mezuniyet töreninde yaptıkları eleştirilere maruz yeminlerinde ne demişler?


Ant içeriz ki laik, demokratik Türkiye Cumhuriyeti’nin bağımsızlığına, ülkenin bölünmez bütünlüğüne, yüce Türk ulusunun namus ve şerefine, aziz vatanın bir karış toprağına uzanacak eller karşısında bizi bulacak ve kılıçlarımız daima keskin ve hazır olacaktır. Bizler Türk istikbalinin evlatlarıyız. Şerefimizle doğduk, şerefimizle yaşayacağız. Şerefimizle öleceğiz. Ne mutlu Türküm diyene!”


Şeklinde yemin etmişler ve Mustafa Kemal'in Askerleriyiz” şeklinde slogan atmışlar.


Teğmenlerin bu davranışlarının neresinde suç var? Allahınız aşkına.


Fiilen uygulanmasa da hukuken yürülükte olan anayasamıza göre;Türkiye Cumhuriyeti;


Hukuken, demokratik ve bağımsız değil mi?


Yüce Türk Ulusunun namus ve şerefine,


Aziz vatanın bir karış toprağına uzanacak eller olursa,bu genç teğmenlerin de bir ferdi olduğu Türk Ulusu ve bu teğmenler, sessiz mi kalacaklar,demokrasimizi bağımsızlığımızı,vatanımızı,namus ve şerefimizi elimizden alınız mı diyecekler,üç maymunu mu oynayacaklar?Bu mudur teğmenlerden istenen?


Evet genç teğmenler ve her yaştan tüm gençler;bu ülkenin kurucusu ve kurtarıcısı Aziz ATATÜRK'ün vasiyet niteliğindeki Gençliğe Hitabesinde belirttiği gibi,Türk istikbalinin evlatlarıdır.Hepsi şerefleriyle doğmuştur ve şerefleriyle de yaşayacalardır.


Evet; Aziz ATATÜRK'ün sağlığında yaptığı konuşmalarını sonlandırırken sık sık tekrarladığı gibi, “NE MUTLU TÜRKÜM DİYENE”


Bu yeminden; Atatürk'ün kurduğu ve ilkeleri anayasanın 2.maddesinde açıkça sayılan demokratik ve laik sosyal bir hukuk devleti olan Türkiye Cumhuriyetine yönelik kötü emelleri olan,kim ya da kimlerse onlar ve ülkeler, dahili ve harici laik ve demokratik Türkiye Cumhuriyeti düşmanları korksunlar.


Genç Teğmenlerin yaptığı yemin nedeniyle;ATATÜRK ilke ve inkılaplarına, Cumhuriyetin temel kurallarına ve kuruluş değerlerine,demokratik ve laik Türkiye Cumhuriyetine bağlı ve saygılı kişi ve kişiler ve dost ülkeler için, gendişe edilecek bir durum yoktur asla.


Kim ya da kimler ve hangi dış ülkeler; genç teğmenlerin savundukları, ATATÜRK ve onun ilke ve inkılaplarından,Cumhuriyetin temel değerlerinden ve laiklikten laik ve demokratik Türkiye Cumhuriyetinden korkup tedirgin olmuşlarsa, vardır bir bildikleri demek ki.


Ben bu ülkenin tarafsız Cumhurbaşkanı olsaydım,ATATÜRK'e ve demokratik ve laik Cumhuriyete bağlılık yemini yapan genç teğmenlerden asla gocunmaz, bilakis gurur duyar, tümünü huzuruma davet eder ve teker teker alınlarından öperdim.08.09.2024


Güner YİĞİTBAŞI

Hukukçu