Yasama,yürütme
ve yargıdan oluşan tüm güçlerin Tayyip Bey'in elinde
toplanmasına endeksli anayasa değişikliğinin amacının;
ülkemizin ve halkımızın menfaatleri için değil, ERDOĞAN'ı
hayat boyu bu ülkenin başında tutma projesi olduğu, Başbakan
Yardımcısı Canikli'nin, Ankara da 9'cu Büyükelçiler
Konferasında yaptığı konuşmasında açıkladığı aşağıda
tırnak içinde aynen yer verdiğimiz çok iddialı ve ülkemizin
geleceği açısından çok kotkutucu olan beyanlarından açık ve
net olarak anlaşılmaktadır.
Sayın
Canikli diyor ki; "Türkiye'de
son 14 yılda güçlü bir irade eğer yönetimde olmamış olsaydı,
bizim Türkiye olarak sonbahar rüzgarlarının önündeki yapraktan
farkımız kalmazdı. Tıpkı geçmişte olduğu gibi. Bu duruma
düşmemişsek eğer,güçlü yönetimin burada en büyük faktör
olduğunu bilmemiz gerekiyor; fakat her zaman bunun garantisi yok.
Türkiye'nin bundan sonraki dönemlerinde her zaman güçlü bir
lider, bir Recep Tayyip Erdoğan'ı bu toplumun oluşturma garantisi
yok. O zaman bunu sistemle garanti altına almaya çalışacağız"
Vay,vay,vay;
bu ülkede yaşamasak,üzerimizden silindir gibi geçen bu on dört
yıla, içinde yaşayarak tanıklık etmesek, Canikli'nin bahsettiği
bu güçlü irade ve yönetimin lideri kimmiş diye merak edecek ve
kendisini bir an önce tanımak için can atacaktık.
Şu
güçlü iradeye bakınız;ülkeyi deneme ve yanılma metodu ile
idare ediyor, ülkeyi yönetme, terörle mücadele, dış politika ve
ekonomiye ilişkin olarak uygulamaya koyduğu ve denediği her karar
ve projesinde yanıldığını anlıyor ve sonunda,beni kandırdılar
diyebiliyor.
Önce
yanılıyor, yanlış yapıyor ve geçen zaman içinde yanlışları
yüzüne vurunca, Allah var o yanlışlarından dönmek için elinden
gelen gayreti gösteriyor,ama ülkeye zararlar veren o yanlışlarının
hesabını vermiyor ve sonradan düzeltmeye kalktığı o
yanlışları,sanki kendisi yapmamış da, muhalefet yapmış gibi
davranarak, ülkemize itibar,zaman,para ve can kaybına mal olan o
yanlışları düzeltmeye çalışan lider edasıyla puan toplamaya
çalışıyor.
Canikli;
bu lider ve irade ülkemizi on dört yıl boyunca idare etmesydi,
Türkiye olarak sonbahar rüzgarlarının önündeki,rüzgara kapılan
yaprak misali,yok olur giderdik diyor.Tıpkı geçmişte olduğu gibi
diyerek, geçmiş iktidarlara çamur atmayı da ihmal etmiyor.
Canikli, aynı menzile gitmek üzere birlikte yola çıkıp
besleyerek ve ortaklık yaparak yarattıkları FETÖ canavarının
15.Temmuz darbe girişimini kastediyor ve halkımızın, polisimizin
ve ordumuzun meşru güçlerinin karşı koymaları nedeniyle darbe
girişiminin önlenmesini,AKP yönetimine mal ediyor ve geçmiş
iktidarlar döneminde önlenemeyen ve gerçekleşen darbelere
gönderme yapıyor.
Varsa
da,yoksa da 15.Temmuz darbe girişimi, ülke; PKK IŞİD ve benzeri
terör örgütlerinin yolgeçen hanı olmuş, bu terör örgütleri
tarafından binlerce polisimiz,askerimiz,vatandaşımız şehit
edilmiş,canlı bombalar patlamış,ekonomi altüst olmuş, dolar
almış başını gitmiş, Türk parası değer kaybetmiş,bu nedenle
dış borç katlandıkça katlanmış,buna bağlı olarak, vatandaş
olmayan can güvenliğini dahi unutarak geçim derdine düşmüş,
ama tüm bu olumsuzluklar, sayın CANİKLİ'nin umurunda değil, ona
göre bu olumsuzluklar ve kötü gidiş çok normal ve olağan,
15.Temmuz darbesini önlediler ya, insanlarımız yatıp kalkıp buna
şükretsinler.
Canikli
asıl bombayı sonunda patlatıyor ve böyle başarılı bir iradeye
ve kudrete sahip böyle bir lideri, bundan sonraki dönemlerde bulma
ve onun yönetiminde güçlü bir yönetim oluşturmanın
garantisinin olmadığını söylüyor ve hazır bulmuşken böyle
bir lideri kaybetmemek,elmizden kaçırmamak için, sistemle bunu
garantiye almaya çalışacağız diyor.Demek istiyor ki;güçlü bir
irade ve yönetim kabiliyetine sahip olan Tayyip Bey'i bulmuşken
onun kıymetini bilelim ve onu,yaratacağımız yeni bir sistemle
sürekli başımızda tutalım ve onu kaybetmeyelim, bu ülke onun
gibisini bir daha bulamaz, maceraya gerek yok.
Anayasa
değişiklik teklifine bakıyoruz. Teklifin 7. maddesine göre,
Cumhurbaşkanının görev süresi beş yıl olup,bir kimse en fazla
iki defa Cumhurbaşkanı seçilebiliyor, yani bir kişi toplam on yıl
cumhurbaşkanlığı yapabilecek.
Buraya
kadar her şey güzel.Ancak, bir de 11. madde var ki, evlere
şenlik.Bu maddeye göre,Cumhurbaşkanının ikinci döneminde Meclis
tarafından seçimlerin yenilenmesine karar verilmesi halinde
,Cumhurbaşkanı bir defa daha aday olabiliyor. Yani,partili olan
Cumhurbaşkanı tarafından belirlenen meclis çoğunluğuna,
Cumhurbaşkanı tarafından, ikinci döneminin beşinci yılı içinde
seçimlerin yenilenmesine karar aldırılması halinde, mevcut
Cumhurbaşkanı yeniden seçilirse, bir beş yıl daha Cumhurbaşkanı
kalabilecek ve üst üste iki kez seçilmesi halinde,normalde toplam
azami on yıl olan görev süresini, on dört yıla çıkarabilecektir.
Anayasanın değişiklik teklifinde açık hüküm olmadığı için,
ikinci dönem bitmeden seçimlerin yenilenmesi nedeniyle üçüncü
kez Cumhurbaşkanı seçilen kişi; ikinci dönem olarak beş
yıllığına yenilenen bu dönemin sonu gelmeden, danışıklı
dövüş bir seçim yenileme kararı üzerine, dördüncü kez bir
beş yıllığına daha Cumhurbaşkanı seçilebilecek ve bu şekilde
%51'i elinde tutan bir kişi, partisinin kendi belirlediği
milletvekillerinin yardımıyla, Cumhurbaşkanlığını istediği
kadar uzatabilme olanağına kavuşacaktır.
Bu
hüküm; acaba, Sayın Canikli'nin Büyükelçiler Konferasında
açıkladığı liderlerini garanti altına almak amacıyla
getirilmiş ve bu yolla oluşturulacak olan yeni sistemle, Sayın
Cumhurbaşkanı ERDOĞAN'ın geleceği garanti altına alınmak
isteniyor olmasın. 10/01/2017
Güner
YİĞİTBAŞI
Hukukçu
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder