Libya'ya asker
gönderilmesine ilişkin Cumhurbaşkanlığı tezkeresi, dün
oylanarak Meclis'den geçti.
Tezkereyi
Meclise sunanların ve kabul oyu verenlerin gözleri aydın olsun!
Tezkere'nin
geçeceği bilinen bir gerçekti,zira; ülkemizde demokrasinin ve
insan canının kıymetinin olmadığı,Kore savaşından
beri,askerin kanı ve canı üzerinden siyasi çıkar sağlamanın
alışkanlık haline geldiği ve iktidar ve ortağı partinin
milletvekillerinin özgür iradelerinin, sarayın ipoteği altında
olduğu bilinen bir gerçekti.
Bu gerçeğe
rağmen;zayıf bir ihtimal de olsa,bir kısım vicdan sahibi
milletvekilleri çıkarlar ve muhalefetle birlikte hayır oyu
verirler belki diye düşünüyorduk doğrusu.
Bu beklentimiz
gerçekleşmedi ve tezkere maalesef kabul edildi.
Türk
askeri;yaşam hakkının üzerinde ve yaşam hakkından önce gelen
ülke yararına hiçbir haklı gerekçesi ve katkısı olmadığı
halde,ölmek üzere Libya çöllerine gönderilecekler.
Libya
çöllerinde,Libya'nın kardeş kavgasında,İhvancı Trablus
yönetiminin yanında yer alarak ve taraf olarak,General Hafter
taraftarı ve yönetimindeki grupla, silahlı çatışmaya girecekler
ve belki de hayatlarını kaybedecekler.
Libya'da,iktidarın
inadı yüzünden bir hiç uğruna hayatını kaybedecek olan her
askerimizin kanında ve canında, İktidarın başının ve iktidar
ve ortağı partinin milletvekillerinin doğrudan sorumlulukları
olacaktır.
Temenni etmiyor
ve asla istemiyoruz ama,Libya çöllerinde hayatlarını kaybedecek
olan askerlerimizin; şehit olduklarının telaffuz edilmesini ve
yakınlarının; şehit edebiyatı ve aldatmacasıyla teselli
edilmeye kalkışılmasını,asla istemiyoruz.
Zira,bize
göre;Libya çöllerinde,aynı ülkenin Müslüman ve kardeş olan
iki grubu arasındaki iktidar kavgasında taraf olarak, Müslüman
kanı akıtacak ve belki de kendi hayatlarını kaybedecek olan her
askerlerimiz,bir hiç uğruna cinayete kurban gitmiş bir
vatandaşımız olarak kabul edilmeli ve bu cinayetin belli olan
faillerinden yargı önünde mutlaka hesap sorulmalıdır. 03/01/2020
Güner
YİĞİTBAŞI
Hukukçu
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder