Üstüne vazife olmadığı halde,durumdan vazife çıkararak, halkımızın müzik sesinden rahatsız olduklarını iddia edip, saat 24.00 den sonra müzik yapmayı yasaklayan sarayın;hukuk dışı,özel yaşamımıza müdahale ve dayatma teşkil eden bu tutumunu eleştiren ve benim de sabahın köründe yüksek sesle okunan ezan sesinden rahatsız olduğumu belirttiğim; MÜZİK'DEN RAHATSIZ OLMAK başlığı altında,”Beyefendi,saat 24.00 den sonra müzikten rahatsız oluyormuş.
Ben de,Allaha şükür Müslüman olmama rağmen,kolumda saat olan bir insan olarak,sabahın köründe yüksek sesle okunan ezan sesinden rahatsız oluyorum,ama saygımdan sineye çekiyorum”paylaşımında bulunmuştum..
Bu paylaşımı yapmadan önce,konunun hassasiyetini ve istismar edileceğini biliyordum,bu nedenle Müslüman olduğumu,ezana karşı olmadığımı özellikle belirttim.
Bu paylaşımımı okuyan bir meslek büyüğüm ağabeyim de, konunun hassasiyetini,bu paylaşımımın başımı ağrıtableceğini düşünmüş olmalı ki;beni düşünerek, durumdan vazife çıkarıp, beni koruyacak ek açıklamalarda bulunmak zorunda kalmış, benim adıma.
Ve şu yorumu yapmış;”Sevgili Güner’in bir kıyaslama amaçlı ezan sesini örnek göstermesine belki karşı çıkanlar olacaktır Söyleneni tam anlamamaktan kaynaklanan. Ancak kriter olarak “ rahatsız edilmeme” alındığından. bu durumda da rahatsızlık duymada da eşitlik olması gerekir. Sabahın erkeninde yüksek volümlü ezan sesi bir kesimi rahatsız ettiği halde vazgeçilmezdik hakimse, müzik sesinin de yaz aylarının bir eğlencesi ve uğraşısı olan müzik sesini de, insanlar rahatsız oluyor diye kısıtlayamazsın. Ezan sesi hususunu böyle anlamak gerek. “
Bu olumlu yorum dışında,aba altından sopa gösteren yorumlar da yapılmış.
Bunlardan biri şöyle;”Sevgili Üstad, Türkiye Cumhuriyet üzerinde yaşayan vatandaşların % 90 (is-lam. ! ) Bu nedenle bu milletin ( kutsallığı ve manevi değerlerini) "başkların"!!! müzik siyaseti ile bir tutmanız doğrusu bu yorumuz hoş bir şey olmadığı gibi , ben konuda sizi sükunete davet ediyorum...! “
Adam,sözüm ona bizi uyarıyor ve üstü kapalı hedef,aba altından kibarca sopa gösteriyor.Haddini aşarak bizi sükunete davet ediyor.
Ben de kendisine şu cevabı verdim;”Sen işine bak,burası laik bir ülke
Ben herkesten çok gerçek namuslu müslümanım
Ezan,bir çağrıdır kutsamayın
Tehditkar ve hedef gösteren sözlerden sakının,haddinizi bilin asıl siz sakin olun lütfen.İyi akşamlar”
Sözüm ona laik, din ve vicdan özgürlüğü olan demokratik bir ülkede yaşıyoruz.
Devletin dini İslammış,İran gibi İslam Cumhuriyetinde yaşıyormuşcasına, namaza çağrı olan ezanı bile kutsamışız.
İş başındaki siyasal iktidar; din üzerinden siyaset yapıyor,yalanlarla geçmiş dönemde ezanın yasaklandığı iftirasında bulunuyor,ama islamla bağdaşmayan yolsuzluk, soygun ve kara para aklama iddiaları içeren skandal kasetler ve haberlerden geçilmiyor ortalık.
Amerikanın hazinesini dolandıran Kingston kardeşler denen adamların Türkiye ayağı,eski ayakkabı boyacısı, günümüzün holding sahibi,ülkenin Cumhurbaşkanı,bakanları ve yargı mensuplarıyla boy boy fotoğrafları bulunan,kara para aklama iddiasıyla Amerikanın talebiyle Avusturyada yakalanarak gözaltına alınan haramzade'nin vip muamelesi gördüğü bir ülke haline getiriliyor ülkemiz.
Bu kara para aklayıcısı Ermeni asıllı bir adam da, Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı yapılıyor.
İş başındaki iktidarın varı yoğu para ve Amerikan doları.Ülkenin tüm zenginliklerini ve değerlerini sattılar ve vergiler dahil,19 yıllık iktidarlarında topladıkları yaklaşık 2.5 trilyon doları harcadılar, ama ortada bir şey yok.Üretmiyorlar,hazinedeki paraları betona,yola,köprüye ve inşaata yatırıyorlar.Paradan para üretemiyorlar,128 milyar doları beceriksizlikleri yüzünden yok ettiler,meteliğe kurşun atıyorlar.lüks harcamaları,yandaş mütahitleri için ödedikleri geçiş garantilerine para yetişmiyor,eroinsiz kalan eroin müptelasının, eroin satın alabilmek için ihtiayacı olan parayı her yola başvurarak elde etmeye çalıştığı gibi,iş başındaki iktidar da,ülkeye ve hazineye dolar girsin de nereden gelirse gelsin düşüncesinde.Bunun için, varlık afları yasaları çıkarıyor ve paranın kaynağını somadan ve araştırmadan,nereden buldun demeden, para getirenleri aklıyor,ülkenin vatandaşlığını dolar ile satıyor.
Laik olan bu ülkede;İslam dini, afyon ve uyuşturucu olarak kullanılıyor,insanların dini duyguları istismar ediliyor,insanlarımız da namaza davetten başka hiçbir anlamı ve işlevi olmayan ezanı kutsuyor ve ezan üzerinden politika yapılıyor.
Evet,geç saatlerde insanları rahatsız eden yüksek volümlü müzik yayınlarına bir sınır ve kontrol getirilmelidir ama,laik ve demokratik bir ülkede 24.00 den sonra ben müzik yayını kökten yasakladım diyemezsiniz.Derseniz,insanlar da çıkarlar ve biz de sabahın köründe herkes uykudayken,herkesin Müslüman olmak zorunda olmadığı din ve vicdan özgürlüğünün olduğu ülkemizde,sabahın köründe tüm camilerden yüksek sesle ezan yayını yapamazsınız deme hakkını kazanır.
Bu ülkede iş başındaki iktidar,ATATÜRK tabu değildir,o da eleştirebilir demiyor mu?
Din ve vicdan özgürlüğünün olduğu laik ve demokratik bir ülkede, hakaret etmemek şartıyla İslam dini dahil,hiçbir dini ve ezanı tabu haline getiremezsiniz. 23/06/2021
Güner YİĞİTBAŞI
Hukukçu
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder