Demokrasinin
beşiği olan ülkelerden biri olan Almanya, iki bakanımızın
Almanyadaki Türklere yapacakları anayasaya evet konuşmasını
engellemiş.
Düşünce ve
düşünceyi açıklama özgürlüğünü savunan, bu özgürlüğün
demokrasinin olmazsa olmazı olduğunu kabul eden demokrat bir kişi
ve de bir Türk Vatandaşı olarak, Almanyanın sergilediği,hepimizin
onurunu kıran bu yasakçı tutumunu, şiddetle kınıyoruz,
Almanyanın bu tutumu, bir Türk olarak hepimizi derinden
yaralamıştır.
Konuşturulmayan
Adalet Bakanımız da, Almanyanın bu yasakçı tutumuna haklı
olarak çok üzülmüş ve Almanyayı demokrasiyi içselleştirememekle
suçlamıştır.
Ancak,
madalyonun öbür yüzüne baktığımızda,şiddetle kınadığımız
Almanya'ya aynı zamanda teşekkür de ediyoruz.
Almanya;
demokratik olmayan, onurumuzu kıran bu tutumuyla, konuşturmadıkları
iki bakanımızın şahsında, AKP iktidarına özgürlükler
konusundaki çifte standart uygulamalarını hatırlatmaya vesile
olmuşsa, kınadığımız Almanya'ya teşekkür de etmeliyiz.
Bu iki bakana
sormak istiyoruz. Sizin iktidar olduğunuz Türkiyede, Anayasanın
açık hükmüne rağmen, düşünceyi açıklama, barışcıl
protesto özgürlüğü var mıdır ki; siz,Almanyayı demokrasiyi
içşselleştirememekle suçlama hakkını kendinizde buluyorsunuz?
Tabi sizler
farkında değilsiniz, iktidar olarak sizlere herşey serbest,
Anayasanın kağıt üzerinde tanıdığı her türlü özgürlüğü
fazlasıyla,sınırlarını dahi aşarak kullanıyorsunuz,istediğiniz
yerde,istediğiniz gibi, ulu orta konuşuyor ve düşüncelerinizi
beyan ediyorsunuz, ele geçirdiğiniz devlet ve özel
televizyonlarında, havuz medyasında istediğiniz gibi
konuşuyorsunuz,muhalefete çatıyorsunuz, yeri geldiğinde hakaret
dahi ediyorsunuz, referandumda hayır oyu kullanacaklarını
açıklayan kişleri terörist olmakla suçlayabiliyorsunuz, bu
nedenle ülkemizde gerçekten demokrasinin olduğunu, düşünce ve
düşünceyi açıklama özgürlüğünün var olduğunu
zannediyorsunuz. Almanya, sizi susturmaya kalkınca, ülkemizde
olmayan demokrasi rüyasından uyanıyorsunuz, gerçeklerle yüz yüze
gelerek,düşünce ve düşünceyi açıklama özgürlüğünün ne
kadar hayati ve önemli bir özgürlük olduğunun farkına ancak
varabiliyorsunuz.
Şöyle bir
empati yapın bakalım.
Düşüncelerini
açıkladılar diye bu ülkede gazeteciler tutuklanmıyor mu?
Yeşili
savundukları, anayasal barışcıl protesto haklarını
kullandıkları, konuya ilişkin düşüncelerini gösteri yaparak
açıkladıkları için, aralarına katılan azınlık ve marjinal
örgüt mensuplarını bahane ederek, Gezi Parkı göstericisi
gençlere, tomalarla, biber gazı ve coplarla sizler engel olmadınız
mı?
İşçiler
açısından var olan tarihsel ve anısal önemi sebebiyle;1.Mayıs
İşçi Bayramını Taksim Meydanında kutlamak isteyen işçilerin,
bayramlarını Taksim Meydanında kutlamalarına sizler yasak
getirmeniz mi, Taksim Meydanını, topu topu üç beş saat için,
işçilerimizden sizler esirgemediniz mi?
Mecliste
görüşülmeye başlayan bazı kanun tasarı ve tekliflerine karşı
çıkan ve bu konudaki karşı görüş ve düşüncelerini Meclis
önünde topluca bir basın bildirisiyle açıklamak isteyen her
kesimden demokratik baskı grubu niteliğindeki topluluklara,anayasal
haklarını kullandıkları için, polis barikatlarıyla engel olan,
onların anayasal ve demokratik düşünce ve düşünceyi açıklama
özgürlüklerine yasak getiren,siziler değil misiniz?
Düşünce ve
düşünceyi açıklama özgürlüklerini kullanarak belli konularda
ülkenin aydınları olarak düşüncelerini açıklayan
Akademisyenler hakkında soruşturma açtıran ve görevlerine son
veren sizler değil misiniz?
Şimdi kol kola
ve ortak olduğunuz BAHÇELİ'ye muhalefet ettiği ve anayasaya HAYIR
diyeceğini açıkladığı için, Meral AKŞENER'in ve diğer
muhaliflerin düşüncelerini halka açıklamaları için yapacakları
kapalı yer toplantılarına ilişkin salonların sabote
edilmelerine, muhalif seslerin kısılmasına göz yumanlar, sizler
değil misiniz?
Örnekleri
çoğaltmak mümkün ama yerimiz dar.
Sayın Bekir
BOZDAĞ;bizim de şiddetle kınadığımız, Almanyanın size yönelik
yasakçı tutumu,umarım sizin çifte standart özgürlük
anlayışınızda olumlu bir değişikliğe vesile olur, bu nedenle
Almanya'yı şiddetle kınarken;sizde, ülkemizdeki düşünceyi
açıklama özgürlüğü alanında olumlu bir değişikliğe vesile
olacağını düşünerek, Almanya'ya teşekkürü de bir borç
biliyoruz. 03/03/2017
Güner
YİĞİTBAŞI
Hukukçu
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder