16 Ağustos 2017 Çarşamba

GÖKMEN ULU VE MEDİHA OLGUN SORUŞTURMASI




Sözcü Gazetesi çalışanları gazeteci Gökmen ULU ve Mediha OLGUN,tam seksen iki gündür tutuklular ve henüz haklarında iddianame düzenlenerek bir dava açılmış ve hakim önününe çıkarılmış değillerdir.

Burası; anayasasında insan hak ve özgürlüklerine,hukukun üstünlüğüne dayalı demokratik ve laik bir hukuk devleti, yargısının bağımsız ve tarafsız olduğu, yargıya hiç kimenin emir ve talimat veremeyeceğinin,telkinde dahi bulunamayacağının, insanların adil yargılanma haklarının bulunduğunun yazılı olduğu ve Atatürk'ün kurduğu, demokratik Türkiye Cumhuriyeti devletidir.

Ülkemizin bu Anayasal konumunu bir yana koyarak, seksen iki gündür tutuklu ve davaları açılmayan Gökmen ULU ve Mediha OLGUN'a yaşatılanlara baktığımızda, ülkemizde görünen ve yaşanan fiili gerçeklerin, hiç de böyle olmadığını, açıkça gözlemliyoruz.

Gökmen ULU ve Mediha OLGUN'un neyle suçlandıklarını hepimiz biliyoruz. Gazetede yayınladıkları haberle, 15.Temmuz darbe girişimi öncesinde Tayyip Bey'in tatil yaptığı yeri ifşa ederek, tutuklanmalarına gerekçe yapılan üzerlerine atılı suçu işledikleri iddia edilmektedir.

Eylem,yasalara göre suç teşkil eder veya eymez,ona yargı karar verecktir,ancak suçlama konusu eylem, çok açık ve somut bir eylem olup,gazetede de yayınlanan haber, meydanda durmaktadır.Bu eylemi (haberi)savcı değerlendirecek ve suç içerdiği kanaatine varırsa iddianame düzenleyerek kamu davasını açacaktır.

Savcının yapacağı iş; işlendiği sabit olan ve bu konuda hiçbir tereddüt bulunmayan bu gazetecilik haber verme eylemini sadece hukuken değerlendirmek ve suç oluşup oluşmadığına karar vermektir.Bunun için seksen iki gün beklenmesine hukuken gerek yoktur.Bize göre, esasa etkili olacak toplanacak başka bir delil de bulunmamaktadır, bulunsa da iddianame düzenlenmesine asla engel değildir, henüz toplanmayan ilave deliller savcılığa ulaştığında, savcılık tarafından bilahare davanın açıldığı mahkemeye sunulabilir.

Savcılık soruşturmasının;esasa bir etkisi olmadığı halde, lüzumsuz bir şekilde uzatılması,bu suretle tutukluların hakim önüne çıkarılmalarının geciktirilmesi,hiç kimse kusura bakmasın ama, bir nevi yargısız infazdır,bunun aksini kimse savunmaya kalkışmasın.

Biz, dosyanın avukatı olmadığımız için ve dosyanın gizliliği nedeniyle, dosya içeriğini bilmemekle beraber, yirmi beş senesi hakim ve savcı, yirmi dört senesi de avukat olarak geçen yaklaşık elli yıllık bir hukukçu olarak tahmin yürütüyoruz ve Gökmen ULU ile Mediha OLGUN'un üzerlerine atılı suçtan dolayı gözaltına alındıklarında, üzerlerinde,evlerinde ve iş yerlerinde yapılan aramalarda ele geçen telefon,tablet,bigisayar,flaş bellek,CD gibi dijital dökümanlar üzerinde; savcılık tarafından, emniyetin siber suçlarla mücadele şubesinde yaptırılan incelemenin, yoğunluk nedeniyle, henüz sonuçlanarak bu konuda bir rapor düzenlenmemiş olması ve bu raporun beklendiği mazeretiyle, adı geçen gazeteciler hakkında iddianame düzenlenerek kamu davasının açılmadığını değerlendiriyoruz.

Bu değerlendirmemizde belirttiğimiz gibi, şüphelilerden elde edilen dijital dökümanlar üzerinde yaptırlan bilirkişi incelemesinin henüz taamlanmamış olması, iddianame düzenlenmesine engel olmadığı gibi, henüz toplanmamış olan bu delilin,resmi bir kurumdan beklendiği ve bu nedenle de şüphelilerin bu delile etki yapmalarının ve karartmalarının imkansız olduğu gerçeği karşısında, şüpheli gaetecilerin tahliye edilmelerine de engel değildir.

Önemli olan,bu gazetecilerimize, hukuk bağımsız ve tarafsız bir şekilde uygulanacak mıdır,uygulanmayacak mıdır?Sorusuna verilecek olan cevaptır.16/08/2017


Güner YİĞİTBAŞI

Hukukçu

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder