Sözcü
Gazetesi çalışanları gazeteci Gökmen ULU ve Mediha OLGUN,tam
seksen iki gündür tutuklular ve henüz haklarında iddianame
düzenlenerek bir dava açılmış ve hakim önününe çıkarılmış
değillerdir.
Burası;
anayasasında insan hak ve özgürlüklerine,hukukun üstünlüğüne
dayalı demokratik ve laik bir hukuk devleti, yargısının bağımsız
ve tarafsız olduğu, yargıya hiç kimenin emir ve talimat
veremeyeceğinin,telkinde dahi bulunamayacağının, insanların adil
yargılanma haklarının bulunduğunun yazılı olduğu ve Atatürk'ün
kurduğu, demokratik Türkiye Cumhuriyeti devletidir.
Ülkemizin bu
Anayasal konumunu bir yana koyarak, seksen iki gündür tutuklu ve
davaları açılmayan Gökmen ULU ve Mediha OLGUN'a yaşatılanlara
baktığımızda, ülkemizde görünen ve yaşanan fiili gerçeklerin,
hiç de böyle olmadığını, açıkça gözlemliyoruz.
Gökmen ULU ve
Mediha OLGUN'un neyle suçlandıklarını hepimiz biliyoruz. Gazetede
yayınladıkları haberle, 15.Temmuz darbe girişimi öncesinde
Tayyip Bey'in tatil yaptığı yeri ifşa ederek, tutuklanmalarına
gerekçe yapılan üzerlerine atılı suçu işledikleri iddia
edilmektedir.
Eylem,yasalara
göre suç teşkil eder veya eymez,ona yargı karar verecktir,ancak
suçlama konusu eylem, çok açık ve somut bir eylem olup,gazetede
de yayınlanan haber, meydanda durmaktadır.Bu eylemi (haberi)savcı
değerlendirecek ve suç içerdiği kanaatine varırsa iddianame
düzenleyerek kamu davasını açacaktır.
Savcının
yapacağı iş; işlendiği sabit olan ve bu konuda hiçbir tereddüt
bulunmayan bu gazetecilik haber verme eylemini sadece hukuken
değerlendirmek ve suç oluşup oluşmadığına karar
vermektir.Bunun için seksen iki gün beklenmesine hukuken gerek
yoktur.Bize göre, esasa etkili olacak toplanacak başka bir delil de
bulunmamaktadır, bulunsa da iddianame düzenlenmesine asla engel
değildir, henüz toplanmayan ilave deliller savcılığa
ulaştığında, savcılık tarafından bilahare davanın açıldığı
mahkemeye sunulabilir.
Savcılık
soruşturmasının;esasa bir etkisi olmadığı halde, lüzumsuz bir
şekilde uzatılması,bu suretle tutukluların hakim önüne
çıkarılmalarının geciktirilmesi,hiç kimse kusura bakmasın ama,
bir nevi yargısız infazdır,bunun aksini kimse savunmaya
kalkışmasın.
Biz, dosyanın
avukatı olmadığımız için ve dosyanın gizliliği nedeniyle,
dosya içeriğini bilmemekle beraber, yirmi beş senesi hakim ve
savcı, yirmi dört senesi de avukat olarak geçen yaklaşık elli
yıllık bir hukukçu olarak tahmin yürütüyoruz ve Gökmen ULU ile
Mediha OLGUN'un üzerlerine atılı suçtan dolayı gözaltına
alındıklarında, üzerlerinde,evlerinde ve iş yerlerinde yapılan
aramalarda ele geçen telefon,tablet,bigisayar,flaş bellek,CD gibi
dijital dökümanlar üzerinde; savcılık tarafından, emniyetin
siber suçlarla mücadele şubesinde yaptırılan incelemenin,
yoğunluk nedeniyle, henüz sonuçlanarak bu konuda bir rapor
düzenlenmemiş olması ve bu raporun beklendiği mazeretiyle, adı
geçen gazeteciler hakkında iddianame düzenlenerek kamu davasının
açılmadığını değerlendiriyoruz.
Bu
değerlendirmemizde belirttiğimiz gibi, şüphelilerden elde edilen
dijital dökümanlar üzerinde yaptırlan bilirkişi incelemesinin
henüz taamlanmamış olması, iddianame düzenlenmesine engel
olmadığı gibi, henüz toplanmamış olan bu delilin,resmi bir
kurumdan beklendiği ve bu nedenle de şüphelilerin bu delile etki
yapmalarının ve karartmalarının imkansız olduğu gerçeği
karşısında, şüpheli gaetecilerin tahliye edilmelerine de engel
değildir.
Önemli olan,bu
gazetecilerimize, hukuk bağımsız ve tarafsız bir şekilde
uygulanacak mıdır,uygulanmayacak mıdır?Sorusuna verilecek olan
cevaptır.16/08/2017
Güner
YİĞİTBAŞI
Hukukçu
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder