30 Eylül 2017 Cumartesi

OTOMOBİL




Otomobil deyip geçmeyiniz.

Otomobil o kadar hünerli ve verimli bir nesne ki;hünerleri saymakla bitmez.

Varlığı bir dert, yokluğu ise ayrı bir derttir.

Uğruna otobanlar,duble yollar ve köprüler yapılır,siyasiler seçim propagandalarında bunu kullanarak seçim kazanırlar.

Eskiden, biz gerçek bir tarım ve hayvancılık ülkesi iken,hayvancılığımız henüz can çekişmeye başlamadan önce, inek ve koyun önmeli idi.Derdik ki;bir inek ve koyunun sütünden, etinden, yününden yararlanıyoruz,ne kadar verimli hayvanlar.O günler artık çok gerilerde kaldı,şimdi dışarıdan canlı hayvan ithal etmeye başladık.

Şu anda siyasi iktidarlar için en verimli olan şey otomobil.

Otomobilin eti,sütü ve yünü yok ama, ineğin ve koyunun eti,sütü ve yününü fersah fersah geride bırakan başka hünerleri var.

Evet Otomobilin sütü yok ama, otomobilin dolaylı olarak vatandaşların sütünü sonuna kadar emen saymakla bitmeyen hünerleri var.

Otomobil sahibi olmak istediğinizde,otomobili satın alırken,otomobiliniz sizin sütünüzü sağmaya başlar.Otomobilin fabrika çıkış,eğer ithal otomobilse gümrüklendirilmiş satış fiatı dışında, bu satış fiatının üzerinden büyük oranlarda Özel Tüketim Vergisi (ÖTV) ödersiniz, bu da yetmez, ÖTV ile zamlanan otomobilin ÖTV'li fiatı baz alınarak, ayrıca Katma Değer Vergisi (KDV) ödersiniz.

Burada gözden kaçırılmaması gereken önemli husus, ödediğiniz ÖTV ile otomobilin satış fiatını artıran miktar üzerinden KDV ödüyor olmamızdır.Yani, bu suretle ödediğiniz ÖTV vergisi üzerinden de KDV ödüyor olmamızdır.

Bu nerede görülmüştür?Verginin (ÖTV) de vergisini, KDV olarak ödüyoruz.Otomobilin süt sağmadaki hünerlerinden birisi de budur.

Otomobili, bu şekilde sütünüz sağılarak satın aldınız diyelim.Otomobilin insanların sütünü sağma görevi bitmedi daha.Otomobili satın alırken ilk ve son kez sağılan sütünüz, bundan sonra otomobil tarafından sürekli sağılacaktır.

Otomobili kullanmaya başladınız,ne yapacaksınız?Benzin veye motorin alacaksınız.Pompaya yanaştınız ve depoyu doldurdunuz diyelim, ödediğiniz benzin ve/veya motorin fiatının yarıdan fazlası, yine ÖTV ve ÖTV'li fiyat üzerinden alınan KDV. Otomobilin hünerini,sizden sağdığı sütü gördünüz mü?

Bununla da bitmiyor,Otomobilinize atladınız ve paralı otoyol ve köprüden geçtiniz diyelim, burada da yüklü paralar ödeyerek sütünüz sağılmaya devam edecek tabi.

O kadar çok para ve vergiler ödeyerek zorlukla satın aldığınız otomobilinizi karayolunda bazı tehlikeler bekliyor,kaza yapıp otomobilinizin hasar görmesi ve hatta pert olması riskine karşı otomobilinizi sigorta (kasko) ettirmek isteyeceksiniz, bu sigorta işlemi nedeniyle de bir miktar vergi ödeyeceksiniz, aynı şekilde zorunlu trafik sigortası yaptıracaksınız ve bundan da ayrı bir vergi ödemek zorunda kalacaksınız.

Bitti mi,bitmedi tabi.Otomobil görevi başında sizin sütünüzü sağmaya devam edecek.Her yıl başnda iki taksit halinde alınan Motorlu Taşıt Vergisi(MTV)ni de ödemek zorundasınız.

Otomobilinizin peryodik bakımlarını yaptırmak zorundasınız,servise gittiniz,servis bakım ücreti,yedek parça ve lastik değişimi ve saire için ödediğiniz ücret üzerinden de en azından bir KDV ödeyeceksiniz.

Ayrıca yasanın öngördüğü peryotlar içinde otomobilinizi fenni muayeneye sokacaksınız ve burada da ücret ve vergi ödeyeceksiniz,otomobile boş durmak yok, devamlı sizin sütünüzü sağmaya devam edecek.

Otomobil tarafından sağılan bu sütlerin beslediği devlet hazinesini çarçur eden iktidarlar,ineğin sütünden daha verimli olan otomobili yeniden devreye sokarak,yukarıda saydığımız vergi ve ücretleri her sene fahiş oranlarda artırarak günlerini gün etmeye devam edecekler.

Gel keyfim gel,bu düzende siyasal iktidar olarak ben de inek ve koyunu bir kenara bırakır, otomobile değer veririm. 30/09/2017


Güner YİĞİTBAŞI
Hukukçu


27 Eylül 2017 Çarşamba

BEN SÖYLEMİYORUM ANAYASA BÖYLE SÖYLÜYOR




Cumhuriyetin nitelikleri

Madde 2 - Türkiye Cumhuriyeti, toplumun huzuru, milli dayanışma ve adalet anlayışı içinde, insan haklarına saygılı, Atatürk milliyetçiliğine bağlı, başlangıçta belirtilen temel ilkelere dayanan, demokratik, lâik ve sosyal bir hukuk Devletidir.

Değiştirilemeyecek hükümler

Madde 4 - Anayasanın 1 inci maddesindeki Devletin şeklinin Cumhuriyet olduğu hakkındaki hüküm ile, 2 nci maddesindeki Cumhuriyetin nitelikleri ve 3 üncü maddesi hükümleri değiştirilemez ve değiştirilmesi teklif edilemez.

Anayasanın bağlayıcılığı ve üstünlüğü

Madde 11 - Anayasa hükümleri, yasama, yürütme ve yargı organlarını, idare makamlarını ve diğer kuruluş ve kişileri bağlayan temel hukuk kurallarıdır.

Temel hak ve hürriyetlerin kötüye kullanılamaması

Madde 14 - (DEĞİŞİK MADDE RGT: 17.10.2001 RG NO: 24556 KANUN NO: 4709/3) (KOD 1)
Anayasada yer alan hak ve hürriyetlerden hiçbiri, Devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğünü bozmayı ve insan haklarına dayanan demokratik ve lâik Cumhuriyeti ortadan kaldırmayı amaçlayan faaliyetler biçiminde kullanılamaz.

Eğitim ve öğrenim hakkı ve ödevi

Madde 42 - Kimse, eğitim ve öğrenim hakkından yoksun bırakılamaz. Öğrenim hakkının kapsamı kanunla tesbit edilir ve düzenlenir.

Eğitim ve öğretim, Atatürk ilkeleri ve inkılapları doğrultusunda, çağdaş bilim ve eğitim esaslarına göre, Devletin gözetim ve denetimi altında yapılır. Bu esaslara aykırı eğitim ve öğretim yerleri açılamaz.

Eğitim ve öğretim hürriyeti, Anayasaya sadakat borcunu ortadan kaldırmaz.

İnkılap kanunlarının korunması

Madde 174 - Anayasanın hiçbir hükmü, Türk toplumunu çağdaş uygarlık seviyesinin üstüne çıkarma ve Türkiye Cumhuriyetinin lâiklik niteliğini koruma amacını güden, aşağıda gösterilen inkılap kanunlarının, Anayasanın halkoyu ile kabul edildiği tarihte yürürlükte bulunan hükümlerinin, Anayasaya aykırı olduğu şeklinde anlaşılamaz ve yorumlanamaz:

  1. 3 Mart 1340 tarihli ve 430 sayılı Tevhidi Tedrisat Kanunu;


Yukarıya,halen yürürlükte bulunan T.C.Anayasasının ilgili maddelerinden aynen aldığımız hükümleri çok açıktır.

Cumhuriyetin niteliklerini belirleyen 2. madde ne diyor?
Türkiye Cumhuriyeti laik bir hukuk devletidir.

Anayasanın değiştirilemeyecek ve hatta değiştirilmesi teklif dahi edilemeyecek hükümlerini gösteren 4. maddesi ne diyor?
Anayasanın 2. maddesindeki cumhuriyetin nitelikleri (Laik Cumhuriyet) değiştirilemez ve değiştirilmesi teklif edilemez.

Anayasanın 11. maddesi ne diyor?
Anayasa hükümleri, yasama, yürütme ve yargı organlarını, idare makamlarını ve diğer kuruluş ve kişileri bağlayan temel hukuk kurallarıdır.

Anayasanın Temel hak ve hürriyetlerin kötüye kullanılamaması başlıklı 14. maddesi ne diyor?
Anayasada yer alan hak ve hürriyetlerden hiçbiri,cumhuriyeti ortadan kaldırmayı amaçlayan faaliyetler biçiminde kullanılamaz.

Anayasanın Eğitim ve Öğrenim Hakkı ve ödevi başlıklı 42. maddesi ne diyor?
Eğitim ve öğretim, Atatürk ilkeleri ve inkılapları doğrultusunda, çağdaş bilim ve eğitim esaslarına göre, Devletin gözetim ve denetimi altında yapılır. Bu esaslara aykırı eğitim ve öğretim yerleri açılamaz.
Eğitim ve öğretim hürriyeti, Anayasaya sadakat borcunu ortadan kaldırmaz.

Anayasanın İnkılap (Devrim) Kanunlarının korunması başlıklı 174. maddesi ne diyor?
Anayasanın hiçbir hükmü, Türk toplumunu çağdaş uygarlık seviyesinin üstüne çıkarma ve Türkiye Cumhuriyetinin lâiklik niteliğini koruma amacını güden, aşağıda gösterilen inkılap kanunlarının,.......hükümlerinin, Anayasaya aykırı olduğu şeklinde anlaşılamaz ve yorumlanamaz.
3 Mart 1340 tarihli ve 430 sayılı Tevhidi Tedrisat (Öğretim Birliği) Kanunu, bu devrim kanunlarından en önemlisidir.

Anayasamızın 174. maddesine göre bir devrim kanunu sayılan ve anayasanın koruması altına alınan Tevhidi Tedrisat (Öğretim Birliği)Kanunu, devrim niteliğinde olan ne gibi değişiklikler getirmiştir?

Öğretim Birliği Kanununun 1. maddesi ile ülke dahilindeki bütün ilim ve öğretim kurumları, Maarif Vekaletine (Günümüzün Milli Eğitim Bakanlığına) bağlanmıştır.

Bu kanunun 2. madesi ile Şer'iye ve Evkaf Vekaleti veyahut hususi vakıflar tarafından idare olunan bilcümle medrese ve mektepler,Maarif Vekaletine devir ve bağlanmıştır. Şer'iye ve Evkaf Vekaleti;şeriat,yani din işleri ve vakıf işleriyle uğraşan bakanlık olup, Şeriye ve Evkaf Vekaleti,3.Mart.1924 de kaldırılmış olup,kaldırılan Şeriye Vekaleti yerine Diyanet İşleri Başkanlığı, Evkaf Vekaleti yerine de Vakıflar Genel Müdürlüğü kurulmuştur.

3.Mart.1924 tarihli Öğretim Birliği (Tevhidi Tedrisat) Kanununun yukarıya aldığımız ilk iki maddesine göre, medreseler ve dini eğitim kaldırılmış ve yerine laik eğitim getirilerek, eğitim de birlik sağlanmıştır, bu nedenle de bu kanun anayasamızın koruması altına alınan bir devrim kanunu sayılmıştır.

Rahmetli Atatürk ülke nüfusunun büyük ekseriyetinin Müslüman dinine mensup olması nedeniyle,kaldırdığı Şeriye Vekaleti yerine Diyanet işleri Başkanlığını kurdurmuş olup, çıkarılan 3.Mart.1924 sayılı Tevhidi Tedrisat (ÖğretimBirliği) Kanununun 4. Maddesine konan hüküm ile Maarif Vekaletine yüksek diniyat mütehassısları (din alimleri)yetiştirilmek üzere Darülfünunda (Üniversitede) bir İlahiyat Fakültesi tesisi (kurulması) ve imamet ve hitabet (İmam Hatip) gibi hidematı diniyenin (dini hizmetlerin) ifası vazifesiyle mükellef (görevli)memurların yetişmesi için de, İmam Hatip mektepleri açma yetkisini vermiştir.

3.Mart.1924 tarihli Öğretim Birliği Kanunu çok açık olup, imam hatip okulları,dini hizmetleri yapmak üzere imam ve hatip yetiştirmek amacıyla kurulan ve sadece bu amaçla sınırlı meslek okulları olup; dini eğitim veren bu okulların, önceki iktidarlar döneminde lise haline getirilmesi ve bu okul mezunlarına ilahiyat fakültesi dışında, hakim,savcı,kaymakam,doktor,mühendis yetiştiren her dalda fakülte ve yüksek okullara girme hakkı tanıyan tüm yasal değişiklikler, bir devrim yasası olan ve laik eğitim sistemini getiren Öğretim Birliği Kanununa açıkça aykırı olduğu gibi,özellikle AKP iktidarı döneminde, neredeyse tüm liselerin imam hatipleştirilmesi projesi de, devrim kanunu olan Öğretim Birliği Kanununa ve anayasanın yukarıda aynen yer verdiğimiz 2,4,11,14,42 ve 174 maddelerine açıkça aykırı olup,çok ağır bir suç olan anayasanın ve kurulu anayasal düzenin,devlet yetkisi kullanılarak zorla ihlal edilmesidir.

Cumhuriyetin savcıları nerede? 27/09/2017



Güner YİĞİTBAŞI
Hukukçu









25 Eylül 2017 Pazartesi

ATI ALAN ÜSKÜDAR'I GEÇİYOR MU?




Ucu açık oklan bir süre, makale yazmama konusunda aldığımız kararı bize bozdurdular.

Evet,atı alan Üsküdar'ı geçiyor mu dersiniz?

Bugün Kuzey Irak Özerk Kürt Bölgesinde yapılmaya başlanan bağımsızlık referandumunu kastettiğimizi anlamış olmalısınız.

Kuzey Irak Özerk Kürt Bölgesinde bugün gerçekleştirilmeye başlanan bağımsızlık referandumuna millet olarak karşı çıkmamız için haklı nedenlerimiz var tabi.

Küresel emperyalist güçler;Irak,Suriye,İran ve ülkemizin bir bölümünü de kapsayacak olan Büyük Kürdistan kurmanın planlarını yapmış ve ülkemizin bir bölümünü de içine katan haritaları deşifre etmişlerdir.

Ülkemizin toprak bütünlüğünü de kasteden böyle bir planın hayata geçirilmesi için ilk adımın atılışına seyirci kalmayarak müdahil olmamız çok doğaldır.

Ancak, küresel emperyalist devletlerin bu oyununu bozma konususnda başarılı olabilmemiz için,ülkemizde ve milletimizde bulunması gereken moral,güç ve sair koşullara sahip miyiz?

İleride ülkemize zarar vermesi olası böyle bir küresel ittifaka karşı koyabilmemiz için;ordusuyla,ekonomisiyle,parasıyla,milli birlik ve beraberlik ruhuyla, milletiyle, Atatürk sevgisi ve ilkeleriyle,hukuku,adaleti ve tüm yargısıyla çok güçlü olmamız,ülke olarak sözümüzün geçerliliği ve inandırıcılığının üst düzeyde olması gerekmiyor mu?

Peki öyle miyiz?

Bu sorunun cevabını, ülkesini seven bir Türk Vatandaşı olarak bizzat vermek içimizden gelmiyor,siz okuyucuların taktirlerine bırakıyoruz.

Hemen belirtmeliyiz ki; bu konuda askeri seçeneğin hiç yararlı olmayacağını düşünüyoruz.

Yapılabilecek olan diplomatik girişimler mutlaka yapılmış olmalıdır.

Bize göre şu anda acilen yapılması gereken,hava sahamızın kapatılması,Habur sınır kapısının kapatılması ve Kuzey Irak petrollerini Avrupaya ulaştıran boru hattının vanalarının kapatılarak ekonomik ambargo uygulanmasıdır.

Ancak,arkasına İsrail ve dolayısıyla ABD'yi alan, en çok ihracat yaptığımız ve açık olan ödemeler dengemize en fazla katkısı olan Almanya ile aramızın bozulmakta olduğunu, Kuzey Irak ile büyük boyutlarda ticaret ve inşaat işleri yaparak ekonomisini ayakta tutmaya çalışan bir Türkiye ile karşı karşıya olduğunu gören ve bilen Barzani de, ülkemizi yönetenlerin, Habur sınır kapısını ve petrol vanalarını kapatamayacağını çok iyi biliyor ve tahmin ediyor olmalı ki, referandum konusunda geri adım atma gereğini duymamış ve dün yaptığı basın toplantısında böyle bir girişimin iki ülkeye de zarar vereceğini açıklamıştır.

Siyasal iktidar;Türkiyenin büyük ve güçlü bir devlet olduğuna ilişkin kanaati ve Türkiyenin caydırıcılığına ilişkin inancı ortadan kaldıracak olan yanlışlardan geri durmalı, ülkemizin büyüklüğüne yakışacak şekilde, savaş dışındaki tüm diplomatik ve ekonomik tedbirleri uygulamaya koymalıdır.

Aksi halde,AKP iktidarı, ülkemizin değil, kendisinin siyasi karizmasını çizmiş ve buna karşılık; Barzani'yi, kendi ülkesi ve diğer dünya ülkeleri nezdinde,kararlı ve verdiği söze güvenilir, cesur bir lider konumuna getirmiş olacaktır. 25/09/2017


Güner YİĞİTBAŞI
Hukukçu