Ucu açık
oklan bir süre, makale yazmama konusunda aldığımız kararı bize
bozdurdular.
Evet,atı alan
Üsküdar'ı geçiyor mu dersiniz?
Bugün Kuzey
Irak Özerk Kürt Bölgesinde yapılmaya başlanan bağımsızlık
referandumunu kastettiğimizi anlamış olmalısınız.
Kuzey Irak
Özerk Kürt Bölgesinde bugün gerçekleştirilmeye başlanan
bağımsızlık referandumuna millet olarak karşı çıkmamız için
haklı nedenlerimiz var tabi.
Küresel
emperyalist güçler;Irak,Suriye,İran ve ülkemizin bir bölümünü
de kapsayacak olan Büyük Kürdistan kurmanın planlarını yapmış
ve ülkemizin bir bölümünü de içine katan haritaları deşifre
etmişlerdir.
Ülkemizin
toprak bütünlüğünü de kasteden böyle bir planın hayata
geçirilmesi için ilk adımın atılışına seyirci kalmayarak
müdahil olmamız çok doğaldır.
Ancak, küresel
emperyalist devletlerin bu oyununu bozma konususnda başarılı
olabilmemiz için,ülkemizde ve milletimizde bulunması gereken
moral,güç ve sair koşullara sahip miyiz?
İleride
ülkemize zarar vermesi olası böyle bir küresel ittifaka karşı
koyabilmemiz için;ordusuyla,ekonomisiyle,parasıyla,milli birlik ve
beraberlik ruhuyla, milletiyle, Atatürk sevgisi ve
ilkeleriyle,hukuku,adaleti ve tüm yargısıyla çok güçlü
olmamız,ülke olarak sözümüzün geçerliliği ve
inandırıcılığının üst düzeyde olması gerekmiyor mu?
Peki öyle
miyiz?
Bu sorunun
cevabını, ülkesini seven bir Türk Vatandaşı olarak bizzat
vermek içimizden gelmiyor,siz okuyucuların taktirlerine
bırakıyoruz.
Hemen
belirtmeliyiz ki; bu konuda askeri seçeneğin hiç yararlı
olmayacağını düşünüyoruz.
Yapılabilecek
olan diplomatik girişimler mutlaka yapılmış olmalıdır.
Bize göre şu
anda acilen yapılması gereken,hava sahamızın kapatılması,Habur
sınır kapısının kapatılması ve Kuzey Irak petrollerini
Avrupaya ulaştıran boru hattının vanalarının kapatılarak
ekonomik ambargo uygulanmasıdır.
Ancak,arkasına
İsrail ve dolayısıyla ABD'yi alan, en çok ihracat yaptığımız
ve açık olan ödemeler dengemize en fazla katkısı olan Almanya
ile aramızın bozulmakta olduğunu, Kuzey Irak ile büyük
boyutlarda ticaret ve inşaat işleri yaparak ekonomisini ayakta
tutmaya çalışan bir Türkiye ile karşı karşıya olduğunu gören
ve bilen Barzani de, ülkemizi yönetenlerin, Habur sınır kapısını
ve petrol vanalarını kapatamayacağını çok iyi biliyor ve tahmin
ediyor olmalı ki, referandum konusunda geri adım atma gereğini
duymamış ve dün yaptığı basın toplantısında böyle bir
girişimin iki ülkeye de zarar vereceğini açıklamıştır.
Siyasal
iktidar;Türkiyenin büyük ve güçlü bir devlet olduğuna ilişkin
kanaati ve Türkiyenin caydırıcılığına ilişkin inancı ortadan
kaldıracak olan yanlışlardan geri durmalı, ülkemizin
büyüklüğüne yakışacak şekilde, savaş dışındaki tüm
diplomatik ve ekonomik tedbirleri uygulamaya koymalıdır.
Aksi halde,AKP
iktidarı, ülkemizin değil, kendisinin siyasi karizmasını çizmiş
ve buna karşılık; Barzani'yi, kendi ülkesi ve diğer dünya
ülkeleri nezdinde,kararlı ve verdiği söze güvenilir, cesur bir
lider konumuna getirmiş olacaktır. 25/09/2017
Güner
YİĞİTBAŞI
Hukukçu
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder