2002 Yılında
yapılan seçimlerle iktidarı eline geçiren AKP ve Erdoğan'ın,
bunun devamında da kazandığı,bizim sayısını unuttuğumuz
seçimler göstermiştir ki;seçimlere, iktidarda iken, tüm iktidar
olanaklarını acımasızca ve sonuna kadar kullanarak girmek, büyük
bir avantajdır.
Bizim
halkımızın çoğunluğunun demokrasi,insan hak ve özgürlüklerinden
ziyade,kendisine devlet imkanlarıyla verilen mütevazi yardımlarla,
yarı aç ve yarı tok bir vaziyette, karın tokluğuna yaşamlarını
sürdürebilmeyi daha üstün tuttukları anlaşılmıştır.
Halkımızın
güce, siyasi kudrete ve üstünlüğe önem verdiği ve iktidar
gücünü kendi benliğinde hissederek,bu güce oylarıyla katkı
vermekten haz duyduğu anlaşılmıştır.
Bu nedenle,
halk çoğunluğun; AKP'nin dümen suyuna giren MHP'nin, bu
seçimlerde eriyeceğine,bir varlık gösteremeyeceğine,oylarının
çoğunu İyi Partiye kaptıracağına,yüzde 4 bandında oy
alacaklarına,barajı aşacak oyu dahi toplayamayacaklarına dair
tahminleri tutmamış,MHP tabanı, siyasi iktidar ile işbirliği
yapan Cumhur İttifakı kuran ve kazanılacak bir seçim sonunda AKP
iktidarına ortak olacaklarını,iktidarın gücünden ve
nimetlerinden kendilerinin de yararlanacaklarını düşünerek,
partilerini desteklemeye devam edip, seçimden MHP'nin yaklaşık
elli civarında milletvekili kazanmasını sağlamışlardır.Bu
sonuç,halkımızın, mevcut siyasi iktidarın gücünün yanında
yer almaktan haz duyduklarını açıkça göstermiştir.
Bu seçimin
gerçek kazananı Bahçeli ve partisi MHP olmuştur.
Bahçeli'yi
benim de içlerinde bulunduğum büyük bir kesim,
teslimiyetçi,iktidara koltuk değnekliği yapan politikası ve
stratejisi nedeniyle eleştirmiş ve Bahçeli'yi, partisini yok eden
bir lider olarak yaftalamıştır.Malesef yanılmışız.Bahçeliyi
aslında siyasi etik olarak eleştirsek de,seçimin sonuçları
göstermiştir ki; kendisi ve partisi adına çok iyi bir politika ve
strateji uygulamış ve kendisini eleştirenleri yanıltmayı
başarmıştır.
Bahçeli ve MHP
milletvekillerinin oyları, Mecliste kilit oy niteliği kazanmıştır.
AKP ,301
Milletvekilliğine ulaşamadığı için tek başına iktidar
olamamış ve MHP'ye mahkum hale gelmiştir.
Muhalefet
açısından da durum farklı değildir,muhalefet de çoğunluk
oylarını ancak Bahçelinin MHP'sini yanına alarak
sağlayabilmektedir.,bu durumda Bahçeli ve MHP hem iktidar ve hem de
muhalefet için, adeta her kapıyı açabilen maymuncuk parti haline
gelmiştir.
AKP,gerilemiş,tek
başına meclis çoğunluğunu kaybederek,Cumhur İttifakına devam
etmek durumunda kalmış,adeta MHP''nin ağzına bakan ve
Bahçeli'nin sürpriz çıkışlarının muhatabı olacak hale
gelmiştir.
İyi
Parti,resmi olmayan sonuçlara baktığımızda, kırk beş civarında
milletvekilliği kazanarak meclise girmiş ve grup oluşturmuş ise
de;bize göre, bu seçimin kaybedenlerinden birisi olmuş,büyük
iddialarla Cumhurbaşkanı adayı olan,yine bize göre, partinin
kurucularından Koray AYDIN tarafından bu adaylığa adeta itilen ve
zorlanan genel başkan Meral AKŞENER, partisinden daha az oranda oy
alarak partisinin gerisine düşmüş,cumhurbaşkanı adayı olduğu
için yasa gereği milletvekili de olamayan ve meclisin dışında
kalan,bu nedenle mecliste grubunun başında bulunamayacak olan Meral
AKŞENER'in bu durumu, kısa süre sonra,genel başkanlığını
tartışılır hale getirecek,milletvekili olup da gözü genel
başkanlıkta olan sivri kişiler tarafından Meral AKŞENER'in
genel başkanlık koltuğundan düşürülmesi mücadelesi
başlatılabilecektir.
Saadet
Partisine gelince,genel başkanı KARAMOLLAOĞLU'nun kararlı ve
ilkeli beyanlarına ve duruşuna rağmen,maalesef halkımızın güce
tapma ve güçlünün yanında yer alma özelliği nedeniyle,alacağı
oylar ne olursa olsun baraj problemi olmamasına rağmen,muhafazakar
kanat,iktidar olamayacağını,Cumhurbaşkanı seçilemeyeceğini
bildikleri Saadet Partisi ve liderine gözlerini kapatmışlar ve
oylarını esirgemişlerdir.Saadet Partisi ve lideri, sandıkta
hiçbir varlık gösterememiş ve Millet İttifakına ve
Cumhurbaşkanlığı seçiminin ikinci tura kalmasına hiçbir katkı
sağlayamamıştır.
Doğu PERİNÇEK
ve partisi Vatan Partisi;bizi yine yanıltmamış ve seçimde hiçbir
varlık gösterememiş,partiye ve PERİNÇEK'e verilen marjinal oylar
çöpe giderek,az da olsa iktidar partisine katkı
sunmuştur.PERİNÇEK artık bu inadından vaz geçmeli ve daha
akıllı ve mantıklı politikalar uygulamalıdır.
Gelelim ana
muhalefet partisi CHP'ye.Oylarını,yine kemikleşmiş oranların
üzerine taşıyamamış, seçimin kaybedeni ve müzmin ana muhalefet
partisi olarak kalmıştır.
Bize göre
bunun en önemli sebebi,CHP'ye yönelik; ATATÜRK döneminden
itibaren yapılan acımasız ve yalan beyan ve
iftiralardır.ERDOĞAN'ın,daha doğmadığı halde tek parti
döneminde 75 kişilik sınıflarda okuduğuna ilişkin beyanı dahi
kendi lehine prim olabilmiştir.AKP'nin başarısı ve CHP'nin
başarısızlığının en önemli nedenlerinden biri de,AKP'nin
iktidar olanaklarını çok iyi kullanması,en başta devlet
televizyonu olan TRT olmak üzere,görsel ve yazılı basında tekel
oluşturarak, dördüncü güç olan Basından tek yanlı olarak
yararlanmasıdır.
CHP
yönetiminin; kendinden kaynaklı,eleştirilecek çok yönleri de var
tabi.CHP'nin Cumhurbaşkanı adayı Muharrem İNCE'nin, CHP'nin
oylarını delerek, partisinden daha fazla oy almış olması
da,CHP'nin mevcut yönetiminin eksikliğini,partiyi yeni
stratejilerle Anadolunun tüm illerinde güçlü hale
getirememelerinin, seçim kazanmalarının önündeki en büyük
engel olduğunu açıkça ortaya koymuştur.
Bu seçim
sonuçları, CHP Genel Başkanı KILIÇDAROĞLU'na bir görev ve
sorumluluk yüklemiştir.Buna göre,KILIÇDAROĞLU derhal,onurlu bir
şekilde parti genel başkanlığından istifa ederek, partisinin
seçimli olağanüstü kurultayını toplamalı ve
koltuğunu,seçimlerde yeni bir rüzgar estiren,CHP'nin aldığı
oyların çok üzerinde oy alan Muharrem İNCE'ye bırakmalıdır.
Seçimlerin;tüm
eşitsizliklerine ve eksilerine rağmen, milletimize ve seçilenlere
hayırlar getirmesini diliyoruz.25/06/2018
Güner
YİĞİTBAŞI
Hukukçu
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder