Mutluluk çok göreceli bir
kavramdır.
Bu nedenle, mutluluğun
herkes için geçerli olacak,belirli bir kalıba sokabileceğimiz bir
tanımı yoktur.
Mutluluk tanımlanamaz ancak
yaşanır ve hissedilir.
Mutluluğa, bana gelsin diye
oturup beklemekle ulaşılamaz.
Mutluluk ve mutlu olmak emek
ister,uğraş ister,irade ister.
Mutluluk,gönlü ve yüreği
temiz,egosuz,yaşamının odağına parayı yerleştirmeyen,gerçekten
mutlu olmayı ve diğer insanları da mutlu edip mutlu görmeyi
arzulayan güzel insanların ulaşabilecekleri, parayla satın
alınamayan çok ucuz ve zahmetsiz olarak ulaşabileceğimiz çok
güzel bir duygudur.
Mutluluk,insanı insan
olduğuna inandıran ve şükrettiren bir duygudur.
Küçük ve yoksul bir
ayakkabı boyacısına ayakkabımızı boyatarak uzattığımız
paranın,boya ücretinin arta kalanını, üstü sende kalsın
evladım diyebilmek ve bundan keyif almak mutluluktur.
Sabahleyin sağlıklı bir
şekilde kalkarak güneşin doğuşunu görebilmek mutluluktur.
Soframızda ne olursa
olsun,üç öğün yemek bulup yiyerek karnımızı doyurabilmek
mutluluktur
Hergün tanık olduğumuz
kadınlarımıza yönelik şiddetin yaşanmadığı bir güne tanık
olabilmek mutluluktur.
İnsan olarak ayağımızın
üzerinde duracak kadar sağlıklı olmak,kendi günlük
ihtiyaçlarımızı kimsenin yardımını almadan yerine
getirebilmek,bir bardak suyu kana kana içebilmek bir mutluluktur.
Tanımadığın bir insana
dahi;günaydın,iyi alşamlar,iyi geceler diyebilmek de bir
mutluluktur.
Sevdiğimiz kişilerden
geçici olarak uzak kalmak ve ayrılmak,o an için bizi üzüntüye
boğsa da, yeni bir buluşmanın ve kavuşmanın kapısını
araladığı için, bu geçici ayrılıklardan bile mutluluk duymak
gerekir.
Bu örnekleri
çoğaltabiliriz.
Bu mutlulukların en
değerlisini ve yoğun olanını,geçtiğimiz hafta Bursa ilinde
düzenlediğimiz sınıf toplantısında, AÜHF 1970 mezunu
arkadaşlarla buluştuğumuz iki günde yaşadığımı belirtmek
istiyorum.
Gerçekten, 48 yıl aradan
sonra,herbiri; avukat,hakim,savcı,Yargıtay üyesi,HSYK Üyesi
olarak şerefli görevler yüklenip başarı ile yerine getiren 1970
Ankara Hukuk Fakültesi mezunu değerli arkadaşlarla Bursa ilinde
buluşup bir arada iki gün geçirip, 2018 yılında, 1970 ve öncesi
yıllara geri dönerek,yirmili yaşların o unutulmaz güzelliklerini
ve anılarını yaşamak, yaşlanmaya yüz tutan hücrelerimizi
adeta yenilemek, büyük bir mutluluk oldu benim için.
Benim yüreğimde
hissettiğim bu güzel ve yoğun mutluluğu,tüm arkadaşlarımın da
yüreklerinde hissettiklerine;sevgili Sedat ÖRSEL arkadaşımızın
kısa süre önce geçirdiği önemli bir ameliyata rağmen bu
toplantıya katılmış olmasından ve diğer sevgili arkadaşlarımın
yüz ifadeleriyle,açık beyan ve mesajlarıyla tanık olmanın
mutluluğunu ayrıca yaşıyorum.
Tüm insanlar mutlu
olsunlar,ancak mutlu olabilmek için biraz uğraş versinler lütfen.
15/10/2018
Güner YİĞİTBAŞI
Hukukçu
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder