Sözcü
Gazetesi'nin yazarları hakkında FETÖ'ye yardım suçundan açılan
ikinci davanın ilk duruşmasına dün (18/01/2019) başlandı.
Bu ikinci dava,
önceki SÖZCÜ davası ile birleştirildi ve birlikte karar
verilecek.
Bu iki dava da;
görünürde, sanıkları gazetenin sahibi ve bazı tanınmış
yazarları olsa da,asıl amaç ve hedef tahtasına konulan, SÖZCÜ
GAZETESİ ve onun şahsında iktidara muhalif, demokrasiden ve
özgürlüklerden yana olan halkımızın muhalif sesinin kısılmak
istenmesidir.
Görsel ve
yazılı basında tekel kuran ve tüm muhalif sesleri yok etmeye ant
içmiş olan siyasal iktidar,SÖZCÜ Gazetesinin sesini kısmak ve
gazteye el koymak için elinden geleni yapmakta ve adım adım bu
amacına yaklaşmaktadır,bunda en ufak bir şüpheniz olmasın.
İktidarın
tetikçileri,bazı sözde gazeteciler, SÖZCÜ'ye el konularak
yönetiminin kayyuma devredileceği bilgisinin işaret fişeğini
ateşlemişlerdir.
SÖZCÜ Davası,
basın özgürlüğünün,demokrasinin sanık sandalyesine
oturtulduğu bir davadır,yazarları hakkındaki uydurma ve gerçek
dışı suçlamalar, asıl amaca ulaşmaya yönelik bir araçtır.
Koltuğu asla
bırakmak istemeyen,yerel seçim olmasına rağmen, 31 Mart da
alacağı bir seçim yenilgisinin; erken seçimleri tetikleyeceğinin
ve sonun başlangıcı olacağının bilincinde olan syasal
ktidar,işi şansa bırakmaya asla niyetli değildir. Bu seçimleri
kazanmaya mahkum olduğunun çok iyi bilincindedir.
Bu nedenle önce
HALK TV de Uğur DÜNDAR'ın Halk Arenasındaki muhalif sesini
kısmış,kendilerinden yana taraflı bazı üyelerinin görev
sürelerini uzatarakYüksek Seçim Kurulu'nun işi bitirilmiş ve
sıra SÖCZÜ Gazetesinin muhalif sesini kısmaya gelmiştir.
İşin üzücü
yanı,SÖZCÜ Gazetesinin işinin bitirilmesi görevi;Anayasaya göre
milletin egemenlik haklarından biri olan yargı yetkisini Türk
Milleti adına bağımsız ve tarafsız bir şekilkde kullanmakla
görevli olan Türk Yargısına verilmiş olup,yargı da sergilediği
tutumuyla,millet adına kullandığı yargı yetkisini kötüye
kullanarak,siyasal iktidar adına hareket ettiği şüphesini ciddi
şekilde ortaya koymuştur.
Türk Milleti
adına yargı yetkisi kullanan savcılar,Gazetede yorum
yapılmaksızın,salt haber olarak yer verilen 17/25 Aralık
yolsuzluk ve rüşvet iddia ve soruşturmaları manşetlerini delil
kabul ederek, basın yoluyla işlenen ve dört aylık dava açma hak
düşürücü süresini çoktan geçiren haberleri ısıtarak suçlama
konusu yapmıştır.
SÖZCÜ
GAZETESİ, haber ajanslarından aldığı 17/25 Aralık yolsuzluk ve
rüşvet iddia ve operasyonlarıyla ilgili haberleri, halkın haber
alma özgürlüğüne saygı gereği yayınlamış ve bu
soruşturmaların gerisindeki FETÖ'yü övücü yayınlar ve
yorumlar yapmamıştır.
17/25 Aralık
rüşvet ve yolsuzluk soruşturması,FETÖ'nün emniyetteki ve
yargıdaki uşakları tarafından, siyasal iktidarı düşürme
amacıyla yapılmış olabilir,ama gazeteciler bu amaca
takılmadan,para sayma makinaları,ayakkabı kutuları içinde ele
geçen milyon dolarlar,teknik takip sonucunda elde edilen
görüntüler,bir bakanın açık itirafları,bu soruşturmanın
mimarlarının; Balyoz ve Ergenekon gibi siyasal iktidarın hoşlarına
giden soruşturma ve davalarının,altlarına zırhlı mersedes makam
araçları tahsisi edilen ve öve öve göklere çıkarılan
savcıların olması nedeniyle,17/25 Aralık operasyonunu haber
olarak gaztelerinde yayınlamışlar,bunda bir sakınca görmemişler
ve gazetecilik görevlerini yapmışlardır.
Şimdi bu
gazetecilik görevlerinin ve bazı eleştirel köşe yazılarının
gündeme getirilerek, SÖZCÜ ve bazı yazarları hakkında FETÖ'ye
yardım ettikleri iddiasıyla haksız ve mesnetsiz davaların
açılması ve tüm bu yaşanan hukuk dışı gelişmeler, siyasal
iktidar tarafından, SÖZCÜ Gazetesinin hedefe konulduğunun,SÖZCÜ
için çanların çalmaya başladığının açık göstergeleridir
maalesef.
Ülkemiz bunu
hiç hak etmiyor. 19/01/2019
Güner
YİĞİTBAŞI
Hukukçu
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder