Bu ülkede
yandaş basın olabilir buna alıştık,yandaş basının ipliği
pazara çıktığı için etkisi de kalmadı artık,halk inanmıyor
onların yalan haberlerine,yandaş basının yoğun karşı
propagandalarına rağmen, muhalefet seçimlerde başarılı oldu.
Bakıyoruz,
şimdi de karşımıza yandaş bir idari yargı çıktı.
Bugün
İstanbulda bir idare mahkemesi, mazbatasını alarak göreve
başlayan İstanbul Büyük Şehir Belediye Başkanı İMAMOĞLU'nun
belediyeye ait elektronik verilerin kopyalarının alınmasına
yönelik isteminin yürütülmesinin durdurulmasına karar vermiş.
Yürütmenin
durdurulması kararı verilebilmesi için, ortada hukuki sonuç
doğuracak somut bir idari işlemin olması ve bu işlemin iptali
için bir dava açılması gerekir.
Bize
göre,belediyeye ait elektronik veri tabanının,birileri tarafından
değiştirilmesinin ve yok edilmesinin önlenmesi için kopyalarının
alınarak muhafaza altına alınması, idari yargının denetimine
tabi, hukuki sonuç doğuran somut bir idari işlem değildir.Bu bir
durum tespitidir,bir emniyet tedbiri eylemidir,kurumun başı olan
belediye başkanının buna yetkisi vardır,bu aynı zamanda
kaçınılamaz bir görev olup, hiçbir denetime de tabi değildir.
Veri tabanının
kopyalarının alınması isteminin,idari yargı denetimine tabi
hukuki sonuç doğuran somut bir idari işlem olduğu kabul edilse
dahi,idare mahkemeleri yerindelik denetimi yapamaz,bu nedenle sen bu
veri tabanının kopyalarını hangi sebeple aldırıyorsun diye soru
soramaz,herhalde turşusunı kurmak için kopya aldırmıyor,mahkemenin
bu kopyalama işleminin nedenlerini ve amacını anlaması
gerekir,işlemin doğasında nedeni ve maksadı yer almaktadır.Bunda
kamu yararı vardır.
Yürütmeyi
durdurma kararını veren mahkeme, Türk Milleti adına mı hareket
etmektedir, yoksa kendisinden yürütmeyi durdurma isteyen,
kendilerinden hesap sorulma hazırlığı yapılan şüpheli
kişilerin adına mı yargı yetkisini kullanmaktadır merak ediyoruz
doğrusu.
Mahkeme,
aslında veri tabanının kopyalarının alınmasının sebebini ve
maksadını bidiği için olsa gerek, başvurucu siyasilerin
taleplerini, yasaya ve hukuka aykırı olarak,yangından mal
kaçırırcasına acele kabul ederek, yürütmeyi durdurma kararı
vermiştir.
Son olarak şunu
da belirtmeliyiz ki;aslında İdari Yargılama Usul Kanununun ilgili
maddesinde düzenlenen yürütmenin durdurulmasına karar
verilebilmesinin yasal koşulları, somut olayda mevcut değildir.
Yasaya göre
yürütmeyi durdurma kararı verilebilmesi için;idari işlemin
uygulanması halinde telefisi güç veye imkanszı zararlar doğacak
olması ve idari işlemin açıkça hukuka aykırı olamsı
zorunludur.
Somut olayda bu
iki koşul da mevcut değildir,verilerin kopyalarının alınması,
açıkça hukuka aykırı olmadığı gibi, masum kişiler için
telafisi güç veya imkansız zararlar doğuracak niteliği de mevcut
değildir,ancak yolsuzluk yapanlar varsa onların çıralarını
yakma riski mevcuttur ki;hukuk ve yargı, yolsuzluk yapanlardan yana
değildir.
Bu itibarla
ortada yok hükmünde bir yürütmeyi durdurma kararı mevcut
olup,İMAMOĞLU, yok hükmünde olan bu kararı yok sayarak, doğru
bildiğini yapmalıdır.
Bu davranış
kendisine çok yakışacak ve alkışlanacaktır.
Yargı, verdiği
hukuk dışı, siyasi ve maksatlı,kamu yararına ve yasalara aykırı
kararlarıyla,zaten azalan yargıya olan güveni tamamen yok
etmektedir. 20/04/2019
Güner
YİĞİTBAŞI
Hukukçu
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder