17 Senedir
ülkemizi yöneten,daha doğrusu yönetemeyen AKP iktidarının
başındaki tek söz sahibi olan kişinin;şahsi ve partisinin
siyasi çıkarları uğruna,devlet yönetimine ilişkin, iktidarlar
değişse dahi hiç değişmeyecek olan temel kuralları,ülkenin dış
politikadaki ana tercih ve ilkelerini,en başta NATO olmak üzere,tüm
ittifaklarını yok sayarak,bizzat kendisi tarafından sunni olarak
ortaya çıkarılan Suriye çıkmazında söz sahibi olan Rusya'nın
desteğini alabilmek için,stratejik ortağım dediği ABD'nin tüm
muhalefetine ve ülkemiz aleyhine bir takım tedbirler alarak
uygulamaya koyabileceği riskine rağmen,Rusya tarafından
geliştirilen S-400 hava savunma sistemini satın almakta ısrar
ederek ülkemizin çıkarlarını tehlikeye soktuğunu, Türk halkı
olarak üzülerek görüyor ve izliyoruz.
ABD'nin;Rusya'nın
geliştirdiği S-400 füzelerini satın almamamız konusundaki
ısrarına empatiyle bakıyoruz ve bu ısrarını biz iç işlerimize
müdahale olarak asla görmüyoruz.ABD'nin, Suriyedeki PKK
unsurlarına arka çıkmasını,onlara silah yardımında
bulunmasını,S-400 sorunundan ayrı bir sorun olarak görüyor ve
bizim siyasilerin de bu konudaki beceriksizliklerinin göz ardı
edilmemesi gerektiğine dikkat çekiyoruz.
İçinde
bulunduğumuz çağda,her alanda devlet olarak, kendine yetecek
teknolojiyi,savunma silahlarını bizzat kendin üretemiyorsan,halkın
tüketeceği gıda maddelerini kendin üretip
yetiştiremiyorsan,yeterli akaryakıt ve doğal gaz kaynakların
yoksa, ülke olarak zaten tam özgür ve bağımsız değilsin.
Bir de Avrupa
Birliği,Nato gibi Uluslar arası kuruluşları ve ortaklıkları
düşündüğünde,aslında hiçbir ülke tam bağımsız değildir.
Bu
koşullarda;ülke olarak, her an bir dış müdahale ve tavsiyeye
hazır ve açık olmak zorundasınız.
Devletler arası
dostluklar karşılıklı çıkar ilişkisine dayanır,hiçbir zaman
çıkar beklemeyen ve süreklilik arz eden dostluklar olamaz.
Karşılıklı
çıkarları gözeterek,karşılıklı çıkarlara dayalı
dostlukları bozmadan karar alıp uygulamak zorundasınız.Ben tam
bağımsız bir devlet'im diyemezsiniz.
Çünkü, bizim
gibi gelişmekte olan, ekonomik ve teknolojik bağımsızlığı
olmayan,cari açığı çok fazla olan devletler, siyaseten de,asla
tam bağımsız değildir ve olamaz da.
Bu
nedenle,benim stratejik ortağım dediğiniz ve Nato üyesi olarak
kalmaya devam ettiğiniz sürece,ABD'nin; kendi adına haklı olduğu,
karşı askeri cenahtaki Rusya'dan S-400 almayın uyarısını,
içişlerinize müdahale olarak göremezsiniz ve ben bağımsız bir
devletim, Rusya'dan S-400 alırım,ABD den de F-35 savaş uçağı
alırım para benim değil mi diyemezsiniz.Derseniz,ABD'de, öyleyse
size F-35 satmıyorum derse, sesinizi çıkarmaya hakkınız olamaz.
Devletler hukuk
vardır ama,devletler hukukunun yaptırımı yoktur.Güçlü olan
devlet, her zaman haklıdır,şimdi bizim iç hukukta olduğu gibi.
Bizim avukatlık
mesleğinden bir örnek verecek olursak.Bir davanın iki tarafı
vardır,davacı ve davalı.Avukat olarak, ya davacı tarafın
vekaletini üstleneceksiniz, ya da davalı tarafın,her iki tarafla
aynı anda flört edemezsiniz beyler.
Hatta,ceza
davalarında sanık tarafında birkaç tane suçlu varsa ve onlar
arasında bir çıkar çatışması söz konusuysa,aralarında çıkar
çatışması olan sanıkların tümünün avukatlığını
üstlenemezsiniz.
Siyasal
iktidarın Rusyadan satın alıp parasını ödediği,gelmelerinin an
meselesi olduğu S-400 füzeleri de işte öyle bir şey, bizi
yönetemeyenler.
Olacağı
şu,Rusya'nın ve lideri Putin'in hatırı,onun desteğine muhtaç
olunması ve ona sempatik görünebilmek için satın aldığımız
S-400 Füzeleri ülkemize gelecek ama, kullanıma hazır vaziyete
getirilmeden çürümeye bırakılacak,ülkemizin sırtında bir
kambur ve angarya olarak kalacaktır.07/07/2019
Güner
YİĞİTBAŞI
Hukukçu
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder