Dün,kadına
şiddetle mücadele günüydü.Kadınlarımız için özel bir gündü.
Çok
doğaldır ki;kadınlarımız,meydanlara çıkacaklar ve barışçıl
olarak bu özel günlerinde kendilerine yönelik erkek şiddetini
kınayacaklar ve protesto edecekler,kadınlara yönelik şiddete
karşı gerekli önlemlerin alınması için, siyasal iktidarı
uyaracaklardı,bu onların vazgeçilemez anayasal ve yasal
haklarıydı.
Bu
nedenle;biz de, “KADIN'A ŞİDDET” başlıklı bir makale yazmış
ve kadına yönelik erkek şiddetini kınayarak eleştirmiştik.
Daha
yazımızın mürekkebi kurumadan bir de ne görelim;erkek şiddeti
yanında, siyasal iktidar ve polis şiddetine maruz kalmış
kadınlarımız.
Hani
güzel bir laf vardır ya,”imam osurursa cemaat sıçar”.Bizi
yöneten siyasal iktidar, kadına saygı göstermiyor ve özel
gününde kadına şiddet uyguluyorsa, kadınlara şiddet uygulayan
çoğu cahil bazı kendini bilmez erkekler ne yapsın?
25
Kasım günü'nün,Birleşmiş Milletler tarafından,kadına yönelik
şiddete karşı Uluslar arası mücadele günü olarak ilan edilmiş
olması,AKP iktidarını ve onun koşulsuz emir ve komutası altındaki
valileri ve kaymakamları asla ilgilendirmemektedir.
Birleşmiş
Milletlerin ilan ettiği Uluslar arası bir özel gündür,kadına
yönelik şiddetle mücadele günü.
Öyle
ama;bizi yöneten adamların umurunda değil,kadına şiddet ve bu
şiddetle mücadeleye ilişkin özel gün.
Bu
gün,adeta bayramlar gibi, özellikle kadınlarımız tarafından
kutlanacak ve kadına yönelik şiddet kınanarak, kamuoyunun
dikkatlerine sunulacaktır.
Kadınlarımız,bu
özel gün nedeniyle bir araya gelecekler,ellerinde pankartlar kadına
şiddeti kınayacaklardır.
Barışçıl
bu gösteri yürüyüşü,Anayasamıza ve ilgili yasaya göre izne
tabi değildir.Bırakın izin almayı, mülki idareye beyanda ve
bildirimde bulunmaya dahi gerek yoktur.
Siyasal
iktidarın ve onun emrindeki vali ve kaymakamların
görevi;kadınlarımızın,bu özel günlerini bir bayram havasında
kutlayarak, kendilerine yönelik erkek şiddetini protesto etmelerine
ilişkin barışçıl gösteri yürüyüşünü polis şiddetiyle
engellemek değil,kadınlarımızın bu gösteri yürüyüşlerini
güvence altına alarak, onların huzur içinde özel günlerini
kutlamalarını sağlamaktır.
Kadınlarımızdan
utanmadınız.Bari, bu günü ilan eden Birleşmiş Milletler'den
utanın.
Bir
de; bizi diktatör olmakla suçluyorsunuz diyerek, hayıflanıyorsunuz.
Bize
göre,diktatör olmanın dahi bir asaleti,raconu ve kuralları
vardır,diktatörlük de;beğenelim veya beğenmeyelim, kendine has
kuralları olan bir yönetim şeklidir.
Bazen;dün
özel günlerinde,barışçıl demokratik gösteri yürüyüşü
haklarını kullanmak isteyen kadınlarımıza yönelik iktidar ve
polis şiddetinde olduğu gibi,öyle yasa ve hukuk dışı
uygulamalarla karşılaşıyoruz ki;inanın diktatörlüğü dahi
arar hale geliyoruz. 26/11/2019
Güner
YİĞİTBAŞI
Hukukçu
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder