Adalet Bakanı Gül,Ceza İşleri Genel Müdürlüğünce düzenlenen Ceza
Hukukunda Alternatif Çözüm Yolları Sempozyumu'nun açılışında konuşmuş.
Hukuk devleti, yargı bağımsızlığı, adaletin tecellisi ve tutuklama
konularında;ideal ve olması gereken öyle güzel,yerinde ve doğru
değerlendirmeler yapmış ki;altına imza koymamak mümkün değil.
Adalet Bakanı demiş ki;
“Bırakın,adalet yerini bulsun, isterse kıyamet kopsun,bizim yargıçlardan, yargı mensuplarından beklediğimiz budur.”
“Arkadaş, yargı konjonktüre bakmaz, yargı hatıra bakmaz, yargı
birilerinin dediğine bakmaz. Yargı dosyaya, vicdanına, hukuka Anayasa'ya
bakar. Bizim beklentimiz budur. O yüzden adalet yerini bulsun ne olursa
olsun yargı mensuplarının yanında HSK vardır, bu millet vardır. Hiç
kimsenin tavsiyesine, talimatına, telkinine bakarak değil, dosyaya
bakarak vicdanınıza göre karar verin ve 83 milyon huzur içerisinde
geleceğe daha güvenle baksın.Bu konuda bütün hakim ve savcıların,adalet
sisteminin yanında güçlü şekilde durmaya devam edeceğiz."
“Yargı; dosyaya, vicdanına, hukuka, Anayasa'ya bakar. Bizim beklentimiz budur"
“Hukuk devleti; demokrasiyi, insan onurunu, insan hak ve
özgürlüklerini, yasa önünde eşitliği teminat altına alan, tüm kurumsal
işleyişinde, iş ve işlemlerinde kendisini hukukla bağlı sayan devletdir”
"Hukuk devleti niteliğinin ayrılmaz parçası; yargısının 'bağımsız ve tarafsız' olmasıdır.”
“Hukuk devletinin temel şartı,83 milyon vatandaşın kendisini "emin ve güvende" hissetmesini sağlamaktır”
“Haksız yere içerde tutuklu kalan kişinin o günleri geri gelmiyor,
ticari kayıpları geri gelmiyor. Dolayısıyla 'pardon' dediğinizde, özür
dilediğinizde veremeyeceğiniz o günleri, o özgürlüğü, o kararı verirken
çok iyi düşünmek, haksızlık ve mağduriyete neden olmamak lazım. Aslolan
tutuksuz yargılamadır. Tutukluluk istisnadır. Deliler toplanmış, kaçma
şüphesi yok, yeri yurdu belli, seneler geçmiş, 'Hadi tutuklayalım...' Bu
konuda yargının kamuoyuna değil, dosyaya bakarak adaleti ve hakkı
tecelli etmesi hepimizin ortak beklentisidir."
Adalet Bakanının ağzından bal damlamış, ne kadar güzel söylemiş öyle değil mi,bu beyanların altına kim imza koymaz ki.?
Ancak,ülkemizde; Adalet Bakanının söyledikleri uygulanabiliyor
mu,ülkemizdeki uygulamalarla,Adalet Bakanının söylemleri, örtüşüyor mu?
Ülkemiz gerçekten bir hukuk devleti mi?
Ülkemizde,yargımız; gerçekten bağımsız ve tarafsız mı?
Ülkemizin insanları,kendilerini emin ve güvende hissedebiliyorlar mı?
Ülkemizde adalet yerini buluyor mu?
Ülkemizde yargı; sarayın talimatlarına ve telkinlerine
bakmaksızın,dosyaya, vicdanına, hukuka, Anayasa'ya bakarak karar
verebiliyor mu?
Ülkemizde,hakim ve savcılar;adalet sisteminin yanında güçlü şekilde durabiliyorlar mı?
Ülkemizde, şüpheli ve sanıklar için;aslolan tutuksuz yargılamadır.
Tutukluluk istisnadır. Deliler toplanmış, kaçma şüphesi yok, yeri yurdu
belli, tutuksuz yargılayalım deniliyor mu?
Bu soruların tümünün cevabı, maalesef kocaman bir hayırdır.
Ne acıdır ki;bu ülkede yaşayan, uzaydan yeni gelmeyen bu ülkenin Adalet
Bakanı; ülkemizdeki hukuk dışı ve gayri adil uygulamaları, bağımlı ve
taraflı, konjonktüre,emir ve talimatlara göre karar veren
yargıyı,tutuksuz yargılanmanın değil, tutuklu yargılanmanın asıl hale
geldiği ülkemizin gerçeklerini görmezlikten gelerek; aslında, ülkemizde
var olmayan hukuk devleti ve adaletin var olduğu algısını yaratmaya
çalışıyor.
Ülkemizdeki fiili gerçeklerle, hukuk dışı uygulamalarla
asla örtüşmeyen,ideal ve olması gereken hukuk devletini ve adalet
anlayışını dile getiren Adalet Bakanı; sanki, uzayda veya başka bir
devlette yaşıyor,yargı bağımsızlığının yerlerde süründüğü,hukuk
devletinin “H”sinin kalmadığı,mahkemelerinin sarayın emir ve
talimatlarına göre karar verdiği,herkesi ve her makamı bağlayan Anayasa
Mahkemesinin kararlarına uyulmadığı,tutuksuz yargılanmanın asıl olmasına
rağmen, herkesin tutuklu yargılandığı T.C.Devletinin Adalet Bakanı
değil de,Almanya'nın Adalet Bakanı veya bir muhalefet partisinin
siyasetçisiymiş gibi,iktidarı ve onun Adalet Bakanını eleştiriyor ve ona
ayar veriyor sanki.
Hazret; bu ülkenin Adalet Bakanı ve Adalet
Bakanı sıfatıyla, hakim ve savcıların bağlı oldukları Hakimler Savcılar
Kurulunun Başkanı değil de,elinden Bir şey gelmeyen sade bir vatandaş
sanki.
Sayın Adalet Bakanı; kendinize geliniz ve gerçekleri
görünüz,siz Türk Milletiyle dalga mı geçiyorsunuz,kafa mı
buluyorsunuz?Sempozyumda söylediğiniz, ülkemizdeki uygulamalarla asla
örtüşmeyen bu hukuki gerçekleri, Sarayda oturan partili Cumhurbaşkanına
anlatınız.
Sayın Adalet Bakanı;sizde, biraz hukuka ve kendinize
saygı varsa,başkanlığını yaptığınız Hakimler ve Savcılar Kurulunu
çalıştırarak, sempozyumda savunduğunuz görüşlerinize uymayan ve
uymamakta direnen savcı ve hakimler hakkında gereğini yapınız.
Ayinesi iştir kişinin, lafa bakılmaz,Sayın Adalet Bakanı,siz kimi kandırıyorsunuz?12/Kasım/2020
Güner YİĞİTBAŞI
Hukukçu
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder