Sizlere bir
bilmece soracağım değerli okurlarım.
Hazır mısınız?
Bir rivayete
göre bin, bir diğer rivayete göre iki bin odalı, yaklaşık beş
yüz bin metre kare kapalı alana sahip, içindeki halıları,
koltukları, çanakları,çömlekleri, tabloları,
asansörleri,mermerleri, ithal ağaçları, altın varaklı
kadehleriyle ve tümüyle tamamlandığında, beş milyar Türk
Lirasına malolacağı söylenen, Atatürk Orman Çiftliğinde
halkımızdan gizli ve kaçak olarak yapılan saray, kimin sarayıdır?
Diyeceksiniz
ki, amma da kolay bir soru, bunu bilmeyecek ne var?
Hemen cevabı
yapıştıracak ve bu kaçak saray,Cumhurbaşkanı Recep Tayyip
ERDOĞAN'ın sarayıdır diyeceksiniz.
Bilemediniz
işte.
Şimdi sıkı
durun, bu kaçak saray, siz halkımızın sarayıdır!
Tayyip Bey,
kaçak sarayda yapılan, kendisinin ve yandaşlarının çalıp
söyledikleri bir ödül dağıtım töreninde yaptığı
konuşmasında, halkımıza bu müjdeyi vermiş ve bu saray benim
değil, sizlerin, yani halkımızın sarayıdır demiş.
Anlı,şanlı
koskocaman Cumhurbaşkanı yalan mı söyleyecek, MİT ve devletin
tüm istihbarat birimleri, devletin tüm bilgi ve belgeleri
kendisinin elinde ve emrinde, bu sarayın kendisine ait değil, halka
ait olduğuna dair elinde kesin bilgi ve belge olmasa böyle konuşur
mu?
Bilmiyor
musunuz, şair dahi ne demiş? Mal sahibi, mülk sahibi, hani bunun
ilk sahibi?
Tayyip Bey
herşeyin farkında, hakkını yemeyelim, o demiş ise, bu saray
halkımızın sarayıdır!
Siz bakmayın,
bu sarayın mimarisi dahil, her şeyi ile baştan aşağıya Tayyip
Bey'in isteklerine, beğenilerine, özel zevklerine, kişisel
tercihlerine uygun olarak, kişiye özel inşa edildiğine ve çok
korumalı, etrafının hapishane gibi demir parmaklıklarla çevrili
olduğuna, halktan soyutlandığına, etrafında kuş
uçurtulmadığına, etrafındaki sokakların ve caddelerin trafiğe
kapatıldığına, bir rivayete göre de, fevkalade bir halde kaçmak
için altında gizli kaçış tunellerinin bulunduğuna, bunların
hepsi Tayyip Bey'in kendi zevki ve güvenliği için değil,
halkımızın zevki ve güvenliği için düşünülen emniyet
tedbirleri olup, Allah için, Tayyip Bey daima halkının her türlü
güvenliğini düşünen, halkı için canını veren bir liderdir.
Sizler, Soma
maden ocaklarında 301 işçinin, Ermenek maden ocaklarında 18
işçimizin toprak altında kalarak bir hiç uğruna canlarından
olduklarına, Ermenekte toprak altında kalan madencilerin cansız
bedenlerine dahi, ancak bir ayı aşkın bir sürede ulaşıldığına
bakmayın, Tayyip Bey çok güzel açıkladı, ölüm, madencinin
fıtratında var, Tayyip Bey ne yapabilirdi? Bir fani olarak Tayip
Bey'in elinden fıtrata karşı koymak gelebilseydi onu da halkından
ve madencilerinden esirgemezdi bundan emin olabilirsiniz.
Neyse, konuyu
dağıtmadan şu kaçak sarayın halkımıza ait olduğu gerçeğine
geri dönecek olursak, Tayyip Bey'in dediği gibi, Topkapı Sarayı,
Dolmabahçe Sarayı da halkımızın değil midir?
Sizler,
halkımızın, Tayyip Bey'e göre kendisine ait olan Topkapı ve
Dolmabahçe Saraylarına ücret ödeyerek girebildiklerine
bakmayın.Tayyip Bey söylediğine göre, bu saraylar da
halkımızındır.
Dolmabahçe
Sarayı halkımıza ait olduğu için, buradan İstanbul'u mekan
tutan başbakanlarımız çalışma ofisi olarak yararlanmaya devam
ediyorlar.
Tayyip Bey;
halkın dediği Topkapı ve Dolmabahçe Saraylarının, Osmanlı
hanedanı padişahlar için yapıldığını, Atatürk'ün son
dönemlerinde kısa bir süre yaşadığı Dolmabahçe Sarayı ile
Topkapı Sarayının, Osmanlı padişahları tarafından
cariyeleriyle birlikte hayat sürdükleri saraylar olduklarını
bilmiyor mu?
Tayyip Bey'in;
kaçak saray ile Osmanlı hanedanı için yapılan ve Osmanlı
yıkılana kadar bu hanedanın içinde oturdukları Dolmabahçe ve
Topkapı Sarayları arasında bir benzerlik kurması dahi,bu kaçak
sarayın,gerçekte halkımıza ait olmadığının, halkımızın
vergileriyle finanse edilen bir hanedanlık sarayı olarak
yaptırıldığının kanıtı değil midir?
Tayyip Bey'in,
hiç gereği yokken, halkları yoksulluk içinde kıvranırken
kendileri zevk ve safa içinde lüks hayat süren geri kalmış
ülkelerin diktatörlerini çağrıştıracak şekilde, halkından
gizleyerek inşaatını başlattığı bin odalı ve görkemli kaçak
saray, asla halkın sarayı olamaz.
Halkımıza ait
olmayan bu kaçak sarayda halka ait olan tek şey, bu kaçak sarayın
yapılması için çarçur edilen paralardaki yoksul halkımızın
alın teridir. 04/Aralık/2014
Güner YİĞİTBAŞI
İzmir Barosu
Üyesi Avukat
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder