Cumhurbaşkanı
Tayyip Bey; Cumhurbaşkanı olarak bugün (19/01/2015) Beştepedeki
kaçak sarayında Bakanlar Kurulunu toplayacak ve önceden Dünya
aleme ilan ettiği, alışılmış bir Cumhurbaşkanı olmayacağına
ilişkin savını ilk kez uygulamaya koyacaktır.
Anayasasına
göre, bir hukuk devleti olan ülkemizde, Cumhurbaşkanının
yetkileri; tarafsız, partiler üstü ve sorumsuz konumu nazara
alınarak, Anayasamızda açıkça belirtilmiş olup,
Cumhurbaşkanları; her ne sebeple olursa olsun, kendilerine, kişisel
tercihlerine ve keyiflerine göre, alışılmamış Cumhurbaşkanı
olmak gibi bir rol ve yetki tayin edemezler.
Anayasanın
8. maddesine göre, ismi yürütme organı içinde anılmasına ve
yine 8. maddede yer alan,“yürütme yetkisi ve görevi,
Cumhurbaşkanı ve Bakanlar Kurulu tarafından, Anayasaya ve
kanunlara uygun olarak kullanılır ve yerine getirilir.” hükmüne
rağmen, Anayasaya göre, doğal başkanının, Başbakan'ın
kendisinin olduğu Bakanlar Kurulunu toplama ve başkanlığını
yapma görev ve yetkisi, kural olarak, ülkenin yönetiminden ve
Hükumetin genel siyasetinden, Bakanlarıyla birlikte sorumlu olan
Başbakanına ait olup, yine Anayasamıza göre, Cumhurbaşkanlarının
da, Bakanlar Kurulu toplantılarına katılma ve ona başkanlık etme
yetkileri var ise de, bu yetki, parlamenter sistemin özelliğine ve
bu sistem içinde yer alan Cumhurbaşkanlarının, partiler üstü,
tarafsız ve sorumsuz konumlarına uygun olarak, ancak olağanüstü
hal ve koşullarla sınırlı istisnai bir yetkidir.
Bakanlar Kurulunun,
hangi olağanüstü hallerde Cumhurbaşkanının başkanlığında
toplanacağı, Anayasamızın, 119,
120,121 ve 122. maddelerinde açık ve net bir şekilde hüküm
altına almıştır.
Anayasanın,
ilgili maddelerinde öngördüğü bu istisnai durum ve koşullar
dışında, olağan koşul ve gündemlerle bu yetkinin kullanılmaya
kalkışılması, Anayasaya aykırı ve bir yetki gasbı
sayılmalıdır.
Tayyip Bey, aklı
her estiğinde ve her canı sıkıldığında, Bakanlar Kurulunu
toplantıya çağırmamalı veya Başbakanın toplantıya çağırdığı
Bakanlar Kuruluna, sürpriz bir kararla başkanlık yapmaya
kalkışmamalıdır. Zira, Anayasanın 112. maddesine göre, Bakanlar
kurulunun asıl ve tek başkanı Başbakandır ve hükumetin genel
siyasetinin yürütülmesinden Başbakan ve Bakanlar sorumlu olup,
Cumhurbaşkanının bir sorumluluğu bulunmamaktadır.
Bir örnek vermek
gerekirse, Başbakanlığı döneminde Kanal İstanbul projesini
ortaya atan ve bunu hayata geçiremeden Cumhurbaşkanı seçilen
Tayyip Bey'in, bu projesine yeni Hükumetin ilgisiz kalması
nedeniyle, Bakanlar Kurulunu toplantıya çağırarak, kendi
başkanlığında bu projenin hayata geçirilmesini tartışmaya
açmaya ve bu konuda Bakanlar Kurulunda bir karar alınmasını
sağlamaya veya bazı alanların imara açılmasının tartışılıp
karar altına alınmasına asla ve asla yetkisi bulunmamaktadır.
Bu nedenle,
bugünkü toplantının gündemi çok önemlidir.
Şayet,
Tayyip Bey; Cumhurbaşkanı sıfatıyla yetkili olduğu, Anayasanın
ilgili maddelerinde öngörülen istisnai ve olağanüstü bir hal ve
durumun varlığını düşünerek ve bu durumun görüşülüp
tartışılıp bir karar alınmasına yönelik bir gündemle toplantı
çağrısı yapmış ve toplantının gündemini buna göre
oluşturmuş ise, Anayasaya uygun olan bu çağrıya ve toplantıya
bir diyeceğimiz olamaz.
Anayasanın 120. maddesine göre; Anayasa ile kurulan hür demokrasi düzenini veya temel hak ve hürriyetleri ortadan kaldırmaya yönelik yaygın şiddet hareketlerine ait ciddi belirtilerin ortaya çıkması veya şiddet olayları sebebiyle kamu düzeninin ciddi şekilde bozulması hallerinde, yurdun bir veya birden fazla bölgesinde veya bütününde, olağanüstü hal ilan etmek üzere toplanan Bakanlar Kurulu toplantısına,
Anayasanın 121. maddesine göre; Bakanlar Kurulunun ilan ettiği Olağanüstü hal süresince, olağanüstü halin gerekli kıldığı konularda, kanun hükmünde kararnamelerinin çıkarılmasına karar vermek üzere toplanan Bakanlar Kurulu toplantısına,
Anayasanın 122. maddesine göre; Anayasanın tanıdığı hür demokrasi düzenini veya temel hak ve hürriyetleri ortadan kaldırmaya yönelen ve olağanüstü hal ilanını gerektiren hallerden daha vahim şiddet hareketlerinin yaygınlaşması veya savaş hali, savaşı gerektirecek bir durumun başgöstermesi, ayaklanma olması veya vatan veya Cumhuriyete karşı kuvvetli ve eylemli bir kalkışmanın veya ülkenin ve milletin bölünmezliğini içten veya dıştan tehlikeye düşüren şiddet hareketlerinin yaygınlaşması sebepleriyle, yurdun bir veya birden fazla bölgesinde veya bütününde sıkıyönetim ilan etme kararını almak üzere toplanan Bakanlar Kurulu toplantısına,
Yine Anayasanın 122. maddesine göre, Sıkıyönetim süresinde,sıkıyönetim halinin gerekli kıldığı konularda kanun hükmünde kararname çıkarılmasının karar altına almak üzere toplanan Bakanlar Kurulu toplantısına,
Anayasa gereği, Cumhurbaşkanı da katılacak ve Bakanlar Kuruluna başkanlık edecektir.
Tayyip Bey; Bakanlar Kurulunu toplama ve ona başkanlık etme görev ve yetkisini, Anayasanın, yukarıda açıklamaya çalıştığımız hüküm ve ilkelerine göre değerlendirmeli ve fiili başkanlık sistemini uygulamaya koyduğunu gösteren yetki aşımında bulunarak, ülkeyi kaosa sürüklememeli ve meşruiyet'ini tartışma konusu yapmamalıdır. 19/01/2015
Güner YİĞİTBAŞI
İzmir Barosu Üyesi Avukat
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder