Tayyip Bey, tam
gaz, seçim mitinglerine devam ediyor.
7.Mart.2015
günü Gaziantep ilimizde toplu açılışlar yapmış ve meydana
çıkarak, yine Cumhurbaşkanı olduğunu unutup, Başbakan edasıyla
siyasi içerikli konuşma yapmış.
"7
Haziran'da 400 milletvekilini verin ve bu iş huzur içinde çözülsün.
Bu sistemi değiştirelim. Hepimiz faniyiz. Başkanlık sistemini
alıp mezara götürmeyeceğiz" demiş.
Ne demek ise,
başkanlık sistemini mezara götürecek değiliz demiş.
Sanırım, beni
başkan yaparsanız, ölünceye kadar bu ülkede başkan kalırım,
ölmeden beni kimse başkanlıktan indiremez demek istemiş olmalı.
Eksik olmasın,
tevazu göstermiş lütfetmiş ve öldüğünde başkanlığı
bırakacağını mezarda da ülkenin başkanlığını yapmaya
niyetli olmadığının, öldüğünde başkanlığa nokta
koyacağının sözünü ve müjdesini vermiş,
400
milletvekili verin bu başkanlık işi huzur içinde çözülsün
sözü de çok manidar.
Tayyip Bey, bu
sözleriyle,400 milletvekili vermezseniz, kaçak sarayda boş durmam,
burnunuzdan fitil fitil getiririm, ülkeye ve sizlere huzur vermem,
verin 400 milletvekilini kurtulun ve huzura kavuşun demek istemiş
olmalı.
Tayyip Bey inci saçan
konuşmalarına devam etmiş ve “şimdi muhalefet partileri çıkmış
"Cumhurbaşkanının meydanlarda ne işi var diyorlar"
Bunlar Çankaya'da imza atan Cumhurbaşkanı istiyorlar. Sayın Gül'ü
tenzih ederim. Biz ne dedik, yan gelip yatan bir Cumhurbaşkanı
olmayacağız dedik.
Muhalefet sözlerimden
rahatsız oluyorsa doğru yoldayız demektir. Onların alkışladığı
gün bir sıkıntı var demektir.
Davet edersin milletin
evine gelmezler. Milletin evini de kaçak saray diye tanımlarlar.
İnşallah bir iki sene sonra orası Cumhurbaşkanlığı Külliyesi
olacak.” demiş.
Tam bir demagog.
Gerçekleri çarpıtarak konuşuyor.
Muhalefet, Tayyip
Bey'in meydanlara çıkıp konuşmasına karşı çıkmıyor,
Çankayada sadece imza atan yan gelip yatan bir Cumhurbaşkanı
istemiyor.
Muhalefetin ve bizlerin
Tayyip Bey'den istedikleri; Cumhurbaşkanı seçildiğine göre,
Anayasamızın kendisine tanıdığı yetkileri zorlamaması, eski
partisiyle ilişkisini kesmesi, tarafsız olması, muhalefetiyle
iktidarıyla tüm partilerimize karşı eşit mesafede kalması,
göreve başlarken meclis önünde yaptığı tarafsızlık yeminine
sadık kalması ve 77 milyon Türk Vatandaşını kucaklayarak
bağrına basmasıdır.
Tayyip Bey, namusu ve
vicdanı üzerine yaptığı tarafsızlık yeminine uymayarak, AKP
Genel Başkanı ve Başbakan sıfatını taşımaya devam eden bir
siyaset adamı gibi, il il dolaşarak meydanlara çıkıp siyasi
konuşmalar yaptığı ve başkanlık sistemine geçiş amacıyla
AKP'yi 400 milletvekili ile yeniden iktidara taşıma yarışına
girdiği için haklı olarak eleştirilmesine rağmen, yetkilerini
aştığı ve tarafsızlığını çiğnediği eleştirilerini
görmezlikten gelerek, muhalefetin bu haklı eleştirisini, sadece
imza atmayan, yan gelip yatmayan koşan bir cumhurbaşkanı
olduğundan bahisle çarpıtmaktadır.
Tayyip Bey; Gaziantep
konuşmasında, muhalefetin, yeni Cumhurbaşkanlığı Sarayını
kaçak saray olarak nitelendirmesini de eleştirmekte ve bu sarayın
kaçak saray olmadığını, milletin evi olduğunu ifade etmiştir.
Bu saray, tam anlamıyla
bir kaçak saray olup, asla ve asla milletin evi değildir.
Bu sarayın milletin
evi olabilmesi için, milletimizin çoğunluğunun yaşam tarzına ve
ortalama ekonomik durumlarına uygun sadelikte bir yapı olması
gerekir.O kaçak saraya hakim olan ihtişam, debdebe,lüks, şatafat
ve israf, milletimizin yaşam tarzını, görgüsünü ve ekonomik
gücünü asla yansıtmamaktadır.
Kaçak saray; kibirin,
ihtişamın, şatafatın, debdebenin,görgüsüzlüğün, israfın,
acımasızlığın, vurdum duymazlığın, tek adam kudret ve
otoritesinin, milleti hiçe saymanın, millete tepeden
bakmanın,ayağını yorganına göre uzatamamanın, benden sonra
tufan zihniyetinin dış aleme yansıyan bir göstergesi olup,
milletimizden hiçbir parça ve özellik taşımamaktadır, bu kaçak
sarayda varolan milletimize ait olan tek şey; sadece ve sadece,bu
sarayın yapımı için israf edilen, etrafa saçılan, milletten
vergiler yoluyla alınan paralarıdır.
Yüce Türk Milleti,
verin 400 milletvekilini, kurtulun ve huzura kavuşun!
Tayyip Bey söz
veriyor, ölünce, başkanlığı bırakacakmış, beraberinde mezara
götürmeyecekmiş!
Bu dahi bir kazanç
olsa gerek! 09/03/2015
Güner YİĞİTBAŞI
İzmir Barosu Üyesi
Avukat
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder