AKP içinde baş gösteren,
Başbakan Yardımcısı ARINÇ ile Ankara Belediye Başkanı GÖKÇEK
arasındaki karşılıklı suçlama düellosuna, kaçak saray sakini
fiili başkan anında el koyarak, Başbakan Ahmet Bey'i yanına
çağırıp yapılması gerekenler konusunda talimatlar verdi ve
Ahmet Bey de bu talimatları uygulayıp taraflarla ayrı ayrı
görüşerek ve muhtemelen; “ karşılıklı ağır suçlamalar
içeren bu söz düellonuz, partimize zarar veriyor, belki de
seçimleri kaybetmemize neden olacak, bırakın yolsuzluklarla
uğraşmayı, AKP'nin bulaştığı yolsuzluların hangisiyle baş
edeceğiz, bugün için artık bizim AKP olarak yolsuzluklarla
mücadele misyonumuz kalmadı, bizim bugünkü önceliğimiz, AKP'
nin seçim kazanmasıdır, aksi halde, her şeyi kendisine borçlu
olduğumuz liderimiz ve dünya lideri Tayyip Bey'in başkanlık
hayali tamamen yok olacak, sonra bu yenilginin hesabını Tayyip
Bey'e veremeyiz.” diyerek, tarafları sakinleştirmek suretiyle
şimdilik bir ateşkes sağlamış gözükmektedir.
Biz, Allah için söylemek
gerekirse, namazında, niyazında, hacca gitmiş, cumalar dahil beş
vakit namazlarını hiç kaçırmayan, orucunu tutan, tüm bu
ibadetlerine bakarak bütün bir Müslüman olduklarına inanmak
zorunda olduğumuz, bu nedenle de, dinen hiç yalan söylememeleri,
yalan yere birbirlerine iftira atmamaları gereken ARINÇ'ın; Ankara
Belediye Başkanı GÖKÇEK hakkında iddia ettiği buzdağının
sadece üzerinde kalan azıcık bir bölümünü açıkladığı, 8
Haziran seçimlerinden sonra ise, tamamını açıklayacağını
topluma ilan ettiği, fazla değil !)canım, toplam yüz civarındaki,
arsa ve imar yolsuzluklarının, mutlaka belgeye ve delile dayalı
gerçek ve somut suçlamalar olduğuna, aynı şekilde GÖKÇEK'in
de, ARINÇ hakkında ileri sürdüğü iddia ve suçlamaların da
gerçek olduğuna, inanmak zorundayız.
İçlerinde Allah korkusu
bulunan, inançlı ve eylemli Müslümanlar oldukları için, asla
yalan söylemeyeceklerine, yalan yere birbirlerine iftira
etmeyeceklerine inanmak ve kabul etmek zorunda olduğumuz bu iki
güzide Müslüman arasında geçen karşılıklı suçlamalar;
özellikle ARINÇ'ın, bu ülkenin Başbakan Yardımcısı olmasına
rağmen, GÖKÇEK hakkındaki bilgi sahibi olduğu yolsuzluklar
konusunda bugüne kadar sessiz kalarak gereğini yapmamış olması
rezaleti, Ahmet Bey'in taraflarla görüşüp el sıkışarak, bu
çekişme, bizim parti içi şahsi bir aile meselemizdir gerekçesiyle
asla geçiştirilemez ve kapatılamaz.
Bu çekişme ile gün
yüzüne çıkan iddialar, tüm milletimizin, tüm Ankaralıların
meselesidir.
İnsanlardan utanmıyorsunuz
çekinmiyorsunuz, bari Allah'tan korkunuz, bu ne biçim
Müslümanlıktır?
ARINÇ'ın, daha devede
kulak olduğunu açıkladığı GÖKÇEK hakkındaki iddia ve
suçlamalar, akçeli yolsuzluk iddialarıdır. Bu iddialar,
Ankaralıların ve Allah'ın kullarının haklarının yenildiğine
işaret etmektedir. Kul hakkı yemenin büyük günah olduğunu bilen
Ahmet ve Tayyip Beyler; fani dünyanın nimeti olan Başbakan ve
Başkan olma hayallerine zarar da verse, bu hayallerinden vazgeçme
pahasına, inançlarımıza göre asıl huzura erecekleri öbür
dünyayı da düşünerek, bu iddiaların peşini bırakmamalı ve
üzerini örtmemelidirler.
Geçtiğimiz günlerde
basından öğrendik,Japon inşaat mühendisinin onur intiharını.
İstanbul-İzmir otoyolu
inşaatının, İstanbul-İzmit geçişi için yapılmakta olan
köprüde kaza ile halat kopmuş ve hiç kimsenin burnu dahi
kanamamış olmasına rağmen, bu halatın kopmasından vicdanen
kendisini sorumlu tutan, bu nedenle üzüntü ve suçluluk duygusuna
kapılan Japon mühendis, kendi hayatına son vermişti.
Bize göre, bir karşılık
beklemeden ve almadan, kendi hayatı da söz konusu olsa, sadece
veren, gerçek Müslümanlık, gerçek inanç ve inanmışlık,
Müslüman olmasa da, bu Japon mühendisin duyduğu üzüntü ve
sorumluluktur.
Biz, Japon mühendisi örnek
göstererek, yolsuzluk yapanlar, yolsuzluk yaptıklarına ilişkin
haklarında iddiada bulunulanlar intihar etsinler demiyoruz, bunu
demek suç zaten, ancak, yolsuzluk yaptıkları iddia edilen
kişilerden bu dünyada hesap sorulmalıdır, onlar da hesap
vermelidir diyoruz.
Bu isteğimizin karşılık
bulmayacağını, boşa kürek çektiğimizi, biz de çok iyi
biliyoruz. Zira, AKP iktidarı mensupları, daha önce yaşanan 17/25
Aralık yolsuzluk ve rüşvet iddialarına adları karışan dört
eski bakan hakkında açılan Meclis soruşturmasının sonucunun
oylanmasında, onca delile rağmen,bakanların Yüce Divana sevk
edilmemeleri yolunda oy kullanarak, yolsuzlukların üzerine gitme
konusunda, kendi siyasi geleceklerini ve menfaatlerini, inançlarının
önünde ve üzerinde tuttuklarını, yolsuzlukların üzerine gitme
konusunda sabıkalı olduklarını göstermişlerdir.
Burada görev, en başta CHP
olmak üzere, MHP ve diğer muhalefet partilerine düşmektedir.
Tüm muhalefet
partilerimiz,17/25 Aralık yolsuzluk ve rüşvet iddiaları en başta
olmak üzere, ARINÇ'ın, Ankara Belediye Başkanı GÖKÇEK hakkında
ileri sürdüğü iddiaların peşini bırakmamalı ve sürekli
olarak hatırlatma yaparak, bu iddiaların unutulmasının önüne
geçmelidirler.
Özellikle ana muhalefet
partisi CHP; AKP'nin, yeri geldiğinde eski defterleri dahi
karıştırarak, Atatürk ve İnönü döneminden bile sözüm ona
partiyi yıpratacak, gerçek dışı ve hayal mahsulü bir takım
saçma sapan yolsuzluk ve karalama iddiaları çıkarma cüretinde
bulunduğunu, asla unutmamalıdır.26/03/2015
Güner YİĞİTBAŞI
İzmir Barosu Üyesi
Avukat
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder