Cumhurbaşkanlığı
seçimlerinin yapıldığı 10 Ağustos itibariyle, bu ülkede yeni
bir dönem başlamış, parlamenter sistem bekleme odasına
alınmıştır demek ve Cumhurbaşkanlığı görevini bu anlayış
içinde yürütmeye kalkışmak, açık ve seçik olarak, yürülükteki
meşru anayasanın ihlali ve rafa kaldırılması olup, bu aynı
zamanda Cumhurbaşkanlığı yetkilerinin ve otoritesinin
kullanılarak yapılmış bulunan sivil bir darbedir.
Tayyip Bey
tarafından kurulu ve meşru Anayasal sistemimize karşı yapılmış
olan tek kişilik bu sivil darbe, 21/03/2015 tarihi itibariyle,
bizzat kendisi tarafından, televizyonlardan Türk Milletine resmen
ve alenen ilan ve tescil edilmiştir.
Bu ülkede,
21/03/2015 tarihi itibariyle Anayasanın öngördüğü kriterlerde,
yeminine sadık ve Anayasaya saygılı Anayasal meşruiyeti olan bir
Cumhurbaşkanı kalmamış olup, Anayasa dışı fiili bir başkan
bulunmaktadır.
Bu fiili
başkan, bu darbesine Anayasal bir meşruiyet tabanı kazandırmak
için, askıya aldığı Anayasa hükümlerini yok sayarak, il il
dolaşıp millete hitap etmekte ve seçimlerde 400 milletvekili
vermeleri için propaganda faaliyeti yürütmektedir.
Tayyip Bey,
milletin oyuyla Cumhurbaşkanı seçilmeyi gözünde büyüterek ve
bunu fırsat bilerek, Anayasanın öngördüğü kurulu olan
demokratik parlamenter sistemi askıya ve bekleme odasına aldığını
açıklayarak, Anayasal bir suç işlemiştir.
Ne yazık ki,
muhalefet kanadının elinde, Anayasamızda mevcut olan vatana ihanet
suçlamasıyla Tayyip Bey'i işgal etmekte olduğu Cumhurbaşkanlığı
koltuğundan indirerek Yüce Divana sevk etmeye yetecek olan
milletvekili çoğunluğu bulunmamaktadır.
Tayyip Bey,
parlamento çoğunluğunu elinde bulundurmanın rahatlığından ve
halkın suskunluğundan istifade ederek, Gazi Mustafa Kemal
ATATÜRK'ün kurduğu Türkiye Cumhuriyeti ve onun yürürlükteki
Anayasası ile alay etmekte, elinde bulundurduğu bir oyuncak
misali, istediği gibi oynamakta, Anayasal ve demokratik parlamenter
sistemi, bekleme odasına ve askıya aldığını, korkusuzca
açıklamaktadır.
Millet olarak
tek tesellimiz, Türk Milletine reva görülen bu sivil darbenin
telefisi için önümüzde 7 Haziran seçim fırsatının
bulunmasıdır. Bu darbenin, televizyonlardan bizzat tayyip Bey
tarafından dün itibariyel kendi ağzından resmen ve alenen
açıklanmış olması, önümüzdeki 7.Haziran seçimlerinin,
ülkemizin demokratik geleceği açısından var olan hayati önemini
daha da artırmıştır.
7 Haziran
seçimleri; ülkemizdeki Anayasanın üstünlüğüne, insan hak ve
özgürlüklerine dayalı parlamenter demokratik düzeninin devam
edip etmeyeceğinin oylanacağı bir seçim haline gelmiştir.
Bu nedenle
hepimize, oylarımızın dağılarak %10 seçim barajına takılmaması
ve Tayyip Bey'in tek kişilik darbe düzeninin devamına katkı
yapmamamız içn tarihi önemde görev ve sorumluluk düşmektedir.
ATATÜRK,
savaşan askerlerine ne demişti? Ben size düşmana saldırmanızı
değil, ölmenizi emrediyorum. Çanakkale zaferinin kazanılmasında
itici bir güç ve motivasyon olan ulu önderimizin bu çağrısından
hareketle diyoruz ki; 7Haziran seçimlerinde, gönül bağımız olan
ve kendilerini desteklediğimiz siyasal partilerin gücünü test
etmekten, hiç değilse bu seçim için vazgeçerek, gönül bağımızı
ve hissiyatımızı bir kenara koyarak, aklınızı kullanalım,
tehlikeye düşen ülkemizin demokratik geleceği açısından,
oylarımızı en güçlü muhalefet partilerimizde birleştirelim, en
önemlisi de, mutlaka sandığa giderek oylarımızı kullanalım.
22/03/2015
Güner YİĞİTBAŞI
İzmir Barosu
Üyesi Avukat
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder