Daha
önce de yazdık, Yüksek Seçim Kurulu başkan ve üyelerine son kez
sesleniyoruz, tarafsızlığını, partilerüstü'lüğünü yitiren,
tüm devlet imkanlarını kullanarak, hergün bir başka yerde seçim
meydanlarına çıkıp, AKP Genel Başkanı gibi siyasi mitingler
düzenleyerek AKP lehine nutuk atıp propaganda yapan ve yapmaya
devam eden, AKP'nin propagandasını yapmakla da yetinmeyerek, karşı
atakla tüm muhalefet partilerinin seçim projelerini, liderlerini
eleştiren ve kötüleyen, açıkça seçimlerde muhalefete destek
olunmamasını talep eden Cumhurbaşkanı Tayyip Bey'e tarafsız
olması gerektiğini ve bu ülkenin cumhurbaşkanı olduğunu
hatırlatıp gerekli önlemleri almamak suretiyle, Anayasanın 79.
maddesiyle sizlere tanınan, seçimlerin güvenliğini ve
dürüstlüğünü temin etme görevininizi bilerek ve isteyerek
savsaklayıp, kötüye kullanarak, açıkça suç işliyorsunuz ve
ülkenin demokratik geleceği için hayati önem taşıyan 7 Haziran
seçimlerine Tayyip Bey tarafından karıştırılan fesat'a açıkça
göz yumduğunuz için, dürüst ve eşit koşullarda yapılmayacak
olan 7 Haziran seçimleri nedeniyle,ülke demokrasisinin ileride
başına gelmesi muhtemel tüm kötülüklerden, birinci derecede
sizler sorumlu olacaksınız.
Unutmayınız;
Anayasamızın 79. maddesi, yoruma dahi gerek bırakmayacak netlikte
bir kural içermeketdir. Bu kurala göre; seçimlerin genel yönetim
ve denetimi, seçimlerin başlamasından bitimine kadar, seçimin
düzen içinde yönetimi ve dürüstlüğüyle ilgili bütün
yolsuzluklar, şikayet ve itirazların incelenerek karara
bağlanmasından, kısacası, seçimlerin düzen ve dürüstlük
içinde yürütülmesinin yönetiminden ve denetiminden Yüksek eçim
Kurulu olarak sizler sorumlu ve görevlisiniz.
Anayasada
yer alan ve Cumhurbaşkanının sorumsuz olduğunu öngören kural,
namusu ve vicdanı üzerine yapmış olduğu tarafsızlık ve
partilerüstü kalma ve Anayasaya sadakat yeminine sadık kalacağı
farz edilen, Anayasaya ve yasalara saygılı tarafsız
Cumhurbaşkanları için getirilen bir kural olup, Anayasa koyucunun,
bu kuralları açıkça ihlal edecek pervasız bir cumhurbaşkanının
iş başına gelmesinin imkansız olduğunu düşünerek,
cumhurbaşkanlarının anayasal ve saygın kişiliklerine ve tarafsız
görev anlayışlarına güvenerek, cumhurbaşkanının sorumsuzluğu
ilkesini benimsemiştir.
Cumhurbaşkanlarının
sorumsuzluğu kuralı, anayasa hükümlerini hiçe sayarak tamamen
keyfi bir tutum içine giren, tarafsızlığını,
partilerüstü'lüğünü ve anayasaya sadakat yeminlerini ihlal
ederek, bir siyasi parti lideri gibi iktidar partisi lehine
meydanlara çıkarak propaganda mitingleri yapan cumhurbaşkanlarının,
Yüksek Seçim Kurulu tarafından uyarılarak, gerekli önlemlerin
alınmasına asla engel değildir.
Cumhurbaşkanının
sorumsuzluğu ilkesi; Tayyip Bey'in, sorumsuzca Anayasayı
ayaklarının altına almasına olanak sağlayamaz. Sorumsuzluk,
keyfiliğin gerekçesi olamaz. Demokrasilerde keyfilik değil,
kurallara uymak esastır.
Anayasada
yer alan Cumhurbaşkanının sorumsuzluğu ilkesi; makro olarak ele
alınarak, Anayasanın herkes tarafından uyulması zorunlu olan
bütünü içinde değerlendirilmelidir.
Yüksek
Seçim Kurulu; kendisini, Anayasamızda yer alan, Türkiye
Cumhuriyeti demokratik bir hukuk devletidir, herkes kanun önünde
eşittir,Yüksek Seçim Kurulu seçimlerin düzen ve dürüstlük
içinde yürütülmesinin yönetiminden ve denetiminden
sorumludur,Anayasa hükümlerinin tümü herkes için bağlayıcıdır
kuralları ile bağlı hissetmemekte midir? Yüksek Seçim Kurulu,
kendisini sadece Anayasada yer alan cumhurbaşkanı sorumsuzdur
kuralı ile mi bağlı hissetmektedir?
Yüksek
Seçim Kurulunun; tarafsızlığını yitiren ve seçimlerin eşit ve
dürüst bir şekilde yapılmasını engelleyen tutum sergileyen
Tayyip Bey'in uyarılması ve engellenmesi konususnda, kendisine
muhalefet partilerince yapılan müracaatları ret ettiği
kararlarına baktığımızda; Yüksek Seçim Kurulunun, anayasayı,
mikro düzeyde ve sadece cumhurbaşkanının sorumsuzluğu ilkesi
açısından değerlendirdiğini, Anayasayı, herkes için bağlayıcı
olan tüm kuralları ile makro düzeyde değerlendirmediğini, daha
ziyade cezai sorumluluğu içeren, cumhurbaşkanının sorumsuzluğu
ilkesini, gözünde büyüterek, Türkiye Cumhuriyeti Anayasasını,
bu tek maddeye indirgediğini görüyor ve Yüksek Seçim Kurulunun
bu kısır ve ürkek tavrından dolayı, bir hukukçu olarak
üzülüyoruz. 28/05/2015
Güner
YİĞİTBAŞI
İzmir
Barosu Üyesi Avukat
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder