Değerli yazar
arkadaşım ve meşlektaşım Gündüz AKGÜL; ülkenin içinde
bulunduğu zor koşulları ve bu zor koşulların aşılması için
elimizde bulunan son fırsat olan 1 Kasım seçimlerinin önemini
vurgulamak amacıyla, birkaç gün önceki yazısının
başlığını,“Köprüye varmadan son çıkış” başlığını
koymuş.
Güzel bir yazı
ve başlık ama, bize göre, yazının başlığı yine de yetersiz,
yazının başlığı, daha açık, net ve çarpıcı, “Dikta'dan
Önceki, Son ve Acil Çıkış” olmalıydıydı diye düşünüyoruz.
Ülkemiz;
Yetersiz,
Yetersiz olduğu
kadar da, bu yetersizliğinin farkında olmayan, işbirliği yaptığı
her kötü ve illegal ortaklıktan kazık yedikçe, ülkeyi felaketin
eşiğine getirdikçe, “ey halkım aldatıldım” diyerek aradan
sıyrılmaya, zeytinyağı gibi suyun üzerine çıkarak kendisini
masum göstermeye çalışan,
Öz eleştiri
yapmadığı gibi, muhalefetin de hiçbir eleştirisini kabul
etmeyen,
Anayasayı
açıkça ayaklar altına alan, hukuku paçavraya çeviren, kendisi
hukuka uymadığı halde, “herkes hukuka uygun davranmak
zorundadır” diyerek, kara mizah yapan,
Anayasanın
açık hükümlerini çiyneyerek, tarafsızlığını ve partiler
üstülüğünü ihlal etmesine rağmen, Anayasaya uygun davrandığını
söyleyebilen,
Kendisine
yönelik haklı ve ağır eleştirileri, işgal ettiği makama
hakaret olarak değerlendirerek, emri altındaki Adalet Bakanını ve
savcıları harekete geçirip, yüzlerce muhalif gazeteci ve
insanlarımızla mahkemelik olan,
Meydanlara
çıkarak açıkça parti propagandası yapan, kendisine kaçak ve
lüks saray yaptırarak halkından uzaklaşan,
Doksan yıllık
cumhuriyet geleneklerini yıkarak, emri altındaki iktidar
çoğunluğunu kullanarak, kendisine özel yasa ile örtülü ödenek
tahsis ettiren ve cumhuriyet tarihinin en yüklü örtülü ödenek
harcamalarını yapan,
Terörü,
kanatları altına alarak, terör örgütüyle pazarlık masasına
oturan, terör örgütünün her türlü silahlanma ve sair yasa dışı
eylemlerine göz yumarak, güvenlik güçlerini etkisiz kılarak,
onların görevlerini ve operasyon yapmalarını engelleyerek,ülkenin
doğu ve güneydoğusunun uyuyan bombalarla donatılmasını
sağlayıp, ülkenin yüzlerce şehit vermesinin önünü açan,
Çözüm süreci
ve ateş kes döneminin, PKK terör örgütü tarafından, örgütün
silahlanması için fırsat olarak kullanıldığını alenen itiraf
eden, buna rağmen, sütten çıkmış ak kaşık gibi, tüm
şehitlerimizin ve terörün faturasını kendisine çıkaracak
yerde, muhalifleri teröre destek olmakla suçlayarak,terörün ve
şehitlerimizin kanlarının faturasını muhaliflere ciro eden,
Ülkemizde
yürürlükte bulunan anayasal parlamenter sistemi ortadan kaldırarak
fiili ve illegal bir başkanlık yönetim sistemini kurduğunu alenen
itiraf eden,
Yargı
bağımsızlığına, kuvvetler ayrılığı ilkesine, düşünce ve
düşünceyi açıklama ve basın özgürlüklerine açıkça karşı
olan,özgürlüklere, anayasaya, yasalara ve hukuka saygı konusunda,
Türk Ulusuna örnek olacak yerde, yerli yersiz her yerde ve zamanda
konuşarak, yukarıda belirttiğimiz özgürlükçü demokrasinin tüm
değerlerini, söylem ve eylemleriyle yok eden,
Kişi ile o
kişinin vesayeti altındaki bir başbakan tarafından yönetilmekte
olup,
1Kasım
seçimlerinde; Cumhurbaşkanlığı ve Başbakanlık makamlarının
nüfuz ve yetkilerini, elleri altında bulunan ve nereye
harcadıklarının hesabı kendilerinden sorulamayan örtülü
ödenekleri ve diğer tüm devlet imkanlarını kullanarak seçime
girecek olan bu kişilerin; 1 Kasım seçimlerinde başarılı
olarak tek başlarına iktidar olmaları halinde, bu ülkenin yönetim
şeklinin ne olacağını siz değerli okurlarımızın taktirlerine
sunuyoruz ve bu nedenle de, 1 Kasım seçimlerinin, köprüye
varmadan son çıkış değil, diktadan önceki, yeniden demokrasiye
giden acil ve son çıkış olarak değerlendiriyoruz.21/09/2015
Güner YİĞİTBAŞI
İzmir Barosu
Üyesi Avukat
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder