Hayret
doğrusu, bu kadar aleni bir hukuksuzluk ve hukuk tanımazlık asla
ve asla olamaz.
Ülkemiz;
gerçekten ve hilafsız bir Muz Cumhuriyeti haline getirildi,buna
artık kesin olarak kani olmuş bulunuyoruz, niye mi?
Referanduma
sunulan ve şu anda fiilen yürürlükte olan başkanlık sistemine
anayasal bir dayanak sağlayarak, bu fiili durumu sözüm ona
meşrulaştıracak olan anayasa değişikliğinin; referandumdan evet
oyu alarak yürürlüğe girmesi ve bugünkü iktidarın iş başında
kalması halinde, ülkemizin tek adam yönetiminde, bugünlerimizi de
aratacak şekilde, hukuk dışı yöntemlerle yönetilmeye devam
edileceğini açıkça gösteren, bugün yapılan hukuksuzlukların,
yarın daha da fazlası yapılacak olan hukuksuzlukların adeta bir
teminatı olduğunu gösteren bir OHAL KHK sı, bugünkü
(09/02/2017) Resmi Gazetede yayımlanarak yürülüğe sokulmuştur.
Bugün
Resmi Gazetede yayımlanarak yürülüğe giren 687 sayılı OHAL
KHK'nın 10. maddesi ile 26/4/1961 tarihli ve 298 sayılı Seçimlerin
Temel Hükümleri ve Seçmen Kütükleri Hakkında Kanunun 149/A
maddesi yürürlükten kaldırılmıştır.
Peki,
yürürlükten kaldırılan 298 sayılı Seçimlerin Temel Hükümleri
Kanununun yürülükten kaldırılan 149/A maddesi neyi düzenliyordu?
Yürülükten
kaldırılan 298 sayılı Seçimlerin Temel Hükümleri Kanununun
149/A maddesinin madde başlığı, Özel radyo ve televizyon
yayınlarına ilişkin suçlar olup,bu madde ile yasalarda öngörülen
ve/veya Yüksek Seçim Kurulunca belirlenen yayın ilke ve esaslarına
aykırı yayın yapan özel radyo ve televizyon kuruluşlarına bazı
yaptırımlar öngörülmektedir. Yürürlükten kaldırılan bu
149/A maddesi uyarınca, özel radyo ve televizyon kuruluşlarının;
2954 sayılı Türkiye Radyo ve Televizyon Kanununun 5, 20, 22 ve 23
üncü maddeleri ile 31 inci maddesinin ikinci fıkrası
hükümlerine,yani bu hükümlerde açıklanan yayın ilkelerine ve
Yüksek Seçim Kurulunca belirlenen esaslara aykırı yayın
yapmaları halinde,ülke genelinde yayın yapan özel radyo ve
televizyon kuruluşlarını Yüksek Seçim Kurulu, yerel yayın yapan
özel radyo ve televizyon kuruluşlarını ise yayının yapıldığı
yer ilçe seçim kurulu uyarımakta veya aynı yayın kuşağında
açık bir şekilde özür dilemesini istemekte, bu talebe uyulmaması
veya aykırılığın tekrarı halinde, Yüksek Seçim Kurulu veya
yayının yapıldığı yer ilçe seçim kurulunca, ihlale konu
programın yayını bir ila oniki kez arasında durdurulmakta ,
aykırılığın tekrarı halinde, ülke genelinde yayın yapan özel
radyo ve televizyon kuruluşlarının yayınlarının Yüksek Seçim
Kurulunca beş günden onbeş güne kadar durdurulmasına, yerel
yayın yapan özel radyo ve televizyonların yayınlarının ise
yayının yapıldığı yer ilçe seçim kurulunca üç günden yedi
güne kadar durdurulmasına karar verilmekteydi.
İşte,bugün
yürürlüğe sokulan kararname ile özel radyo ve televizyon
yayınları Yüksek Seçim Kurulunun denetiminden alınmış ve
yasaların öngördüğü;
Anayasanın
sözüne ve ruhuna bağlı olunması; Devletin ülkesi ve milletiyle
bölünmez bütünlüğünün, milli egemenliğin, Cumhuriyetin, kamu
düzeninin, genel asayişin, kamu yararının koruması ve
kollanması,
Atatürk
ilke ve inkılaplarını kökleştirmesi, Türkiye Cumhuriyetinin
çağdaş uygarlık düzeyinin üstüne çıkmasını öngören milli
hedeflere ulaşmanın gerçekleştirilmesi,
Devletin
bir kişi veya zümre tarafından yönetilmesinin veya sosyal bir
sınıfın diğer sosyal sınıflar üzerinde egemenliğinin
sağlamasının yahut Devleti ve Devlet otoritesinin ortadan
kaldırmasının veya dil, ırk, din ve mezhep ayırımı yaratmanın
yahut sair herhangi bir yoldan bu kavramlara ve görüşlere dayanan
bir Devlet düzeninin kurulması amacını güden rejim ve
ideolojilerin propagandasının yapılmaması,
Toplumun
beden ve ruh sağlığına zarar verecek hususlara yer verilmemesi,
Kişilerin
özel hayatlarına, şeref ve haysiyetlerine saygılı olunması ve
dürüstlük anlayışına bağlı kalınması,
Haberlerin
toplanması, seçilmesi ve yayınlanmasında tarafsızlık, doğruluk
ve çabukluk ilkeleri ile çağdaş habercilik teknik ve metotlarına
bağlı kalınması,
Kamuoyunun
sağlıklı ve serbestçe oluşabilmesi için, kamuoyunu
ilgilendirecek konularda yeterli yayın yapılması, tek yönlü,
taraf tutan yayın yapılmaması ve bir siyasi partinin, grubun,
çıkar çevresinin, inanç veya düşüncenin menfaatlerine alet
olunmaması,
Radyo
ve televizyon yayınlarının, yayından önce ayrıca Türkiye Radyo
- Televizyon Kurumu dışından hiç bir kişi veya kuruluş
tarafından denetlenememesi gibi, yasal yayın ilkelerine ve Yüksek
Seçim Kurulunun belirlediği esaslara aykırı, suç teşkil eden
yayınlar yapmak,bugün itibariyle serbest hale getirilmiş ve
siyasal iktidarın;eline geçirdiği yandaş medyayı muhalefet
aleyhinde kullanarak, referandumda evet denilmesi için yapacağı
sınırsız ve denetimsiz propagandanın yolu açılmış, en acısı
da, temsilde adaletin sağlanması ve seçimlerin hukuki düzeni
içinde adil bir şekilde yapılması için,anayasanın öngördüğü
seçimlerin yargı denetiminde yapılacağına ilişkin ilkesi, büyük
oranda ortadan kaldırılmış ve anayasa bir kararname ile ihlal
edilmiştir.
İktidarın;olağanüstü
hal ile hiçbir ilgisi bulunmayan, olağanüstü hali fırsat
bilerek, anayasaya aykırı olarak gerçekleştirdiği bu hukuk
tanımaz icraatı,anayasa değişikliğinin yürürlüğe girmesi
halinde, kararnamelerle başımıza nelerin geleceğinin habercisi
olup, Türk Milletinin bu tehlikeyi görerek, referandumda HAYIR oyu
kullanacağını ummak istiyoruz.
Tüm
bu hukuk dışı, adaletsiz ve eşit olmayan koşullara rağmen,
referandumda HAYIR oylarının galip gelerek, anayasa değişikliğinin
halkımız tarafından onaylanmaması halinde, ülkemiz ve
demokrasimiz gerçekten derin bir nefes alacaktır. 09/02/2017
Güner
YİĞİTBAŞI
Hukukçu
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder