Varlık Fonu ve
Anayasaya aykırı olarak çıkarılan OHAL Kanun Hükmünde
Kararnamesi ile ülkemizin elde kalan bazı dev kuruluşlarının
devlete ait olan hisse ve sermayeleriyle, milyonlarca metre kare
tutarındaki çok değerli devlet arazilerinin bu Varlık Fonuna
devredilmesi ile birlikte,aklımıza gelen ilk söz,Yağma Hasanın
Böreği sözü olmaktadır.
Edindiğimiz
bilgilere göre, devlet olarak bir varlığımız, artı bir mal ve
paramız,petrolümüz,değerli madenlerimiz ve buralardan elde
ettiğimiz ihtiyaç fazlası bir varlığımız olmalı ki, böyle
bir fon oluşturalım ve bu varlıklarımızı bu fona aktaralım.
Ülkemiz adına
öyle bir şey yok.Devletimizin iç ve dış borçları almış
başını gitmiş,yıllık kalkınma oranımız ve kişi başına
düşen gayri safi milli hasılamız yerlerde sürünüyor, tüm
ekeonomik varlıklarımızı özelleştirme adı altında satmışız
ve buralardan elde ettiğimiz paralarla; üretime dönük, gelir ve
döviz getiren, işsizlerimize iş ve aş temin eden yatırımlar
yapamamışız, bu paraları ihtiyaç sıralamasında acil bir
konumda olmayan, doğrudan üretime dönük, ihracat ve döviz geliri
getirmeyen, artı bir değer üretmeyen, sadece dünyanın bilmem
kaçıncı Hava Limanı olmakla övündüğümüz hava limanlarına,
asma köprülere, yollara, Kanal İstanbullara, yeraltından ve
üzerinden boğaz ve deniz geçişlerine yatırmışız.
Sizler; bu
yatırımların, yap işlet devret yoluyla,hazinenin cebinden bir
kuruş çıkmadan yapılan yatırımlar oldukları yolundaki caf
caflı beyanlara bakmayınız,üretime dönük olmayan bu
yatırımları ihale yoluyla ve yap işlet devret usulüyle alan
yüklenici şirketlerin, bu yatırımlarında kullanmak üzere
aldıkları kredilerin, yüklenici şirketlerin,bir süreliğine
kendilerine bırakılan bu yatırımların işletilmesinden elde
etmeyi umdukları gelirlerin belirli seviyelerin altında kalması
halinde, firmaların uğrayacakları kazanç kayıplarının,
devletin garantisi altında olduğunu, bu garantörlük nedeniyle,
yap işlet devret yoluyla yapılan ve toprağa gömülen bu
yatırımların devlet hazinesinin sırtında birer kambur olarak
asılı durduklarını,bilmem biliyor musunuz?
Varlık Fonu ve
bu fona devredilen devlet kuruluşlarının sermayeleri ile siyasi
iktidarın istediği gibi,keyfine göre kullanabileceği, paralel ve
denetimden uzak ve azade paralel bir hazine oluşturulmakta, bugüne
kadar çarçur edilerek tüketilen ve çok azı elde kalan ve tüm
yurttaşların üzerlerinde haklarının bulunduğu kuruluşlarımızın
kaderleri; sadece ve sadece, siyasal iktidarın ve siyasal iktidar
tarafından bu fonun yönetimine getirilen yandaşların vicdan ve
insaflarına terkedilmiş bulunmaktadır.
Görünen o ki;
tam bir Yağma Hasan'ın Böreği bir durumla karşı karşıya
bulunmaktayız.07/02/2017
Güner
YİĞİTBAŞI
Hukukçu
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder