Hakimlere emir
ve talimat vermeyi,telkinde bulunmayı ve her ne şekilde olursa
olsun hakimlere etki yapmayı yasaklayan Anayasamızın 138. maddesi,
bugünlerde tartışma konularının ilk gündemine oturmuş durumda.
Kanalları
açıyoruz tüm kanallarda bu konu işleniyor.
Adalet yürüyüşü
sırasında, İstanbul yolunda yapmış olduğu son grup
toplantısında konuşan CHP lideri KILIÇDAROĞLU'nun; sarayın,
savcılara talimat verdiği iddiası, Cumhurbaşkanı ile
KILIÇDAROĞLU arasında yeni bir tartışmanın fitilini ateşleşmiş
durumda.
Peki,
KILIÇDAROĞLU tarafından, savcılara talimat olarak nitelendirilen
belgede ne yazmaktadır?
Basına
açıklanarak aleniyet kazanan gizli damgalı bu
belge;Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreterliğinden çıkma ve Ankara
Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilen, konusu suç duyurusu olan
resmi bir belgedir.
Suç duyurusu
yapılan bu belgenin içeriğine baktığımızda, bir internet
sitesinde Cumhurbaşkanına iftira içeren bir haber nedeniyle,
sorumlular hakkında kanuni işlem yapılması istenmekte ve
soruşturma sonucundan bilgi verilmesi,ayrıca talep edilmektedir.
Her vatandaş
gibi, Cumhurbaşkanının da; kendisine yönelik iftira,hakaret ve
sair bir suç işlenmesi halinde, suçluları C.Başsavcılığına
şikayet etme ve suç duyurusunda bulunma, yargı önünde hak arama
hakkı ve özgürlüğü vardır.
Cumhurbaşkanının
bu suç duyurusunu bizzat veya avukatları aracılığıyla vereceği
bir şikayet dilekçesiyle yapması arzu edilir.Şık olanı da
budur.
Cumhurbaşkanı
bu yola gitmemiş ve iftiranın, kendi şahsında Cumhurbaşkanlığı
makamına da yönelik olduğunu düşünerek olsa gerek, bu suç
duyurusuna resmi bir nitelik katarak, suç duyurusunu
Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreterliğince hazırlanan gizli damgalı
resmi bir yazı ile yapmayı uygun bulmuştur. Bunu da doğal
karşılamak gerekir.
Ancak, suç
duyuru yazısının; ayrı bir paragraf açılan son cümlesinde yer
alan; “Bu çerçevede sorumlular hakkında kanuni işlem
yapılarak,sonucundan bilgi verilmesini arz ederim.” ibaresinde
özel olarak yer verilen “sonucundan bilgi verilmesini”
ibaresini, yargı bağımsızlığı adına hoş karşılamak mümkün
değildir.
Suç
duyurusunda bulunan ve bu suçtan zarar gören Cumhurbaşkanının,
suç duyurusunun sonucundan kendisine bilgi verilmesini özellikle
talep etmesi gerekmemektedir.Cumhurbaşkanı, soruşturma sonucundan
kendisine bilgi verilmesini istemese de; yasa gereği,soruşturmanın
sonucundan zaten Cumhurbaşkanı bilgi sahibi olacaktır.
Suç duyurusu
üzerine yapılan soruşturma sonunda, yeterli kanıt bulunamaz veya
eylemde suç unsuru saptanamazsa, savcılık tarafından verilecek
olan kovuşturmaya yer olmadığına dair karar, suçtan zarar gören
şikayetçi sıfatıyla, yasa gereğince Cumhurbaşkanına tebliğ
edilecek ve karara karşı itiraz hakkını kullanması
sağlanacaktır. Suç duyurusuna konu eylemde suç unsuruna
rastlanarak mahkemye kamu davası açıldığı taktirde de,
iddianamenin kabulünden sonra mahkeme tarafından duruşma günü
belirlenerek müştekiye bildirilecektir.
Bu itibarla,
suç duyuru yazısının son cümlesinde yer alan soruşturma
sonucundan bilgi verilmesinin özellikle istenmesi, soruşturmayı
yapacak olan savcı üzerinde;Cumhurbaşkanının bu soruşturmaya
çok önem verdiği ve soruşturmanın kendi lehine sonuçlanmasını
arzu ettiği, soruşturmanın sonucunu da merakla beklediği algısını
yaratmaya çok müsaittir.
Cumhurbaşkanının,
dün STK lara verdiği iftarda yaptığı konuşmasında yer verdiği;
“ FETÖ mahkemelerini yakından takip ediyoruz. Adli tatil sonrası
yargı görevini sürdürecek. STK'lar da mahkemeleri takip etmeli.”
sözleri de yargı bağımsızlığı adına hoş olmayıp, bu tür
konuşmalar; hakimler üzerinde, birileri bizi gözetliyor, onların
sürekli olarak kamuoyuna açıkladıkları istek ve arzuları
doğrultusunda karar vermemiz gerkir baskısını ve algısını
yaratabilir ve bu tür konuşmalar, bazı hakimler tarafından,
kendilerine verilen dolaylı bir talimat olarak algılanabilir.
Yargının
gerçekten bağımsız ve tarafsız çalışmasını,yargıya olan
güvenin sarsılmamasını istiyorsak, kim olurlarsa olsunlar, hangi
makamda bulunuyorlarsa bulunsunlar,herkesin yargı ile ilgili talep
ve konuşmalarında daha dikkatli olmaları zorunludur. 22/06/2017
Güner
YİĞİTBAŞI
Hukukçu