Gerçek
FETÖCÜ'ler ve 15.Temmuz darbe girişimcileri en ağır cezalara
çarptırılmalıdırlar,bizim de samimi görüşümüz ve isteğimiz
budur.
Ancak, bir
hukuk adamı,hem de zamanında İzmir Devlet Güvenlik Mahkemesi
Cumhuriyet Savcısı iken, İzmir Maltepe Askeri Lisesine sızan o
zaman ki tanımıyla GÜLEN Cemaati mensuplarını, o tarihte
yürürlükte olan eski 765 sayılı TCK. Nun 163. maddesi uyarınca
mahkum ettiren; tarafsız,hukukun üstünlüğüne ve yargının
bağımsızlığına inanmış, sosyal demokrat bir dünya görüşüne
sahip bir hukukçu olarak,bugün, hukuken değersiz, varsayıma ve
niyet okumaya dayalı delillerle mütedeyyin bir kısım
insanlarımızın FETÖ silahlı terör örgütü mensubu olarak
suçlanarak tutuklu yargılanmalarını, kabul edemiyoruz.
Hele örgütün
gerçek mensubu ve suçluları olan siyasi ayağının es geçilmeye
çalışılması, görmezlikten gelinmesi,bizim yüreğimizi ve kamu
vicdanını yaralamaktadır.
Bir avukat
olarak gerçekleri dile getirdiğimiz tahliye talepleri, sudan ve
şablon gerekçelerle reddedilmekte,bu ret kararlarına yönelik
itirazlar da, aynı şekilde geri çevrilmektedir.Oturduklar kürsünün
arkasında ADALET DEVLETİN TEMELİDİR yazan ve masum insanların
sığınacakları tek ve son liman olan yargının duyarsızlığını
anlamakta adeta zorlanıyoruz.
Not
defterimizden, bir müvekkilimizin tahliyesine yönelik talebimizin
reddine ilişkin bir mahkeme kararına karşı yaptığımız itiraz
başvurumuzda yer verdiğimiz ve aşağıda sunduğumuz itiraz
nedenlerimizi okuduğunuzda, eminiz ki; yapılan hukuk ihlallerinin
ciddiyetini anlayacaksınız.
“1-Mahkeme kararlarının somut gerekçelere dayalı
olmasını zorunlu kılan anayasa hükmüne rağmen, mahkemenin
tutukluluk halinin devamına ilişkin kararı, müvekkile yönelik
dosya içeriği deliler ile örtüşen somut ve haklı gerekçeler
içermemekte ve soyut şablon gerekçelerle, müvekkilin tutukluluk
halinin devamına karar verilmiştir.
2-Müvekkil ............'in üzerine atılı silahlı
terör örgütü üyesi olduğuna ilişkin somut ve kuvvetli suç
şüphesi içeren yeterli delil yoktur, soruşturmanın başından
itibaren müvekkilin tutuklanmasını gerektiren tutuklanmanın yasal
ön şartı mevcut değildir.
3-Kararda belirtildiği gibi, delillerin henüz tam
olarak toplanmaması, tutuklama nedeni olamaz, yasaya göre tutuklama
nedeni, henüz toplanmayan delillerin salt olarak toplanmamış
olması değil,toplanmamış olan bu delillerin karartılma
ihtimalinin bulunmasıdır.Müvekkil hakkında toplanan ve bundan
sonra toplanacak olan tüm deliller, resmi mercilerden istenen ve
sorulan hususlar olup, müvekkilin tahliye edilmesi halinde,resmi
mercilere etki yaparak bu delilleri karartacak olması söz konusu
değildir.
İtirafçı olan ve hazırlıkta ikişer kez ifadelerine
başvurulan ve beyanları bu davanın temelini ve omurgasını
oluşturan;............. ve ............ isimli tanıkların, henüz
duruşmada dinlenmemiş olmaları da, tahliyeye engel değildir.
Zira, bu adı geçen tanıkların hazırlıkta verdikleri mufassal
beyanlarında suçladıkları kişiler arasında,
müvekkil..........yoktur.Bu tanıklar, açıkça,.............isimli
şahsı hiçbir şekilde tanımıyoruz demişlerdir. Duruşmada usul
gereği dinleneceklerdir.
4-Müvekkilin suçlanmasına neden gösterilen; henüz
yasaklanmamış ve faaliyetine son verilmemiş olan Bank Asyada
hesabının bulunması ve bu hesaba para yatırması, suç değildir.
Asıl suç olan husus, sakıncalı olduğu iddia edilen Bank Asya'yı
derhal kapatmayarak faaliyetine ve mevduat kabulüne göz yummak
olup, asıl suçlular da, bu bankayı derhal kapatmayarak mevduat
kabul etmesine izin verenlerdir.
5-Aynı şekilde,müvekkilin; örgüt üyeliğiyle
suçlanmasına gerekçe yapılan, iki küçük çocuğunu Fetö
yanlısı oldukları iddia edilen ve kapatılmadıkları sürece
yasal kabul edilmesi gereken okullarda okutması da suç olmayıp,
suç olan husus, terör örgütü yanlısı olduğu iddia edilen bu
okulların derhal kapatılmaması olup,gerçek suçlular da, bu
okulları derhal kapatmayarak eğitim yapmaya devam etmelerine göz
yumanlardır.
6-Keza, müvekkilin suçlanmasına gerekçe yapılan,Fetö
yanlılarınca legal olarak kurulduğu iddia
edilen...........Derneğine,yasal görünümüne inanarak üye olan,
bu derneği yasal görünümünün arkasına saklanarak yasa dışı
olarak kullanmaya kalkışan gerçek Fetöcüler tarafından,
katılmadığı genel kurullarda, talip olmadığı halde ve bilgisi
dışında derneğin yönetim kurulu yedek üyesi seçilmiş
gibi,yönetim listesinde kağıt üzerinde ve şeklen ismine yer
verilen, hiçbir yönetim kurulu toplantısına, genel kurula
katılmayan, hiçbir yönetim kurulu kararında imzası bulunmayan
müvekkil .......... suçlu değil, asıl suçlular; Dernekler
Yasasının öngördüğü yasal denetim görevlerini yapmayarak,bu
dernekleri başıboş bırakan ve illegal çalışmalarına göz
yuman ve buna ortam hazırlayanlardır.
7-Bu itirazımız üzerine verilecek olan karar ne
olursa olsun,hukukun üstünlüğüne inanan,insan hak ve
özgürlüklerine dayalı demokratik hukuk devleti ilkelerini
benimseyen ve herşeye rağmen, yargıyı, masumların
sığınabilecekleri tek ve son liman olarak gören ve görmeye devam
edecek olan tarafsız bir hukuçu olarak, işbu itiraz kanun yoluna
başvuruyoruz.
8-Müvekkilin ev hapsi, yurt dışına çıkış yasağı
dahil, başkaca her türlü adli kontrol hükümlerine ve
yükümlülüklerine tabi tutularak tahliye edilmesi
halinde,tutuklamadan beklenen amacın hasıl olacağına yürekten
inanıyoruz.Aksi kanaat sahiplerinin, somut olgu ve gerekçelerini,
anayasanın amir hükmü uyarınca kararlarında açıklamalarını
ve bizi ikna etmelerini diliyoruz ve bekliyoruz. “
İtiraz dilekçemiz bu, değerli okurlar.
Olumlu bir karar bekliyor mususnuz diye soracak
olursanız, maalesef hayır diyoruz. 08/06/2017
Güner YİĞİTBAŞI
Hukukçu
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder