CHP lideri
Sayın KILIÇDAROĞLU'nun; Ankara Güven Parktan başlatarak,
İstanbul Maltepe'de sonlandırdığı yirmi beş gün süren 500
kilometreyi aşan uzun yürüyüşü, katılımcılardan bir kişinin
dahi burnu kanamadan, başladığı gibi barışçıl bir şekilde,
dün (09/07/2017) itibariyle görkemli bir mitingle taçlandırılarak
sona ermiş bulunuyor.
Bu demokratik
yürüyüş, bu ülkede siyasal iktidarın istemesi ve gereksiz
müdahalelerde bulunmaması halinde, insanların; anayasal hakları
olan her türden barışçıl, silahsız ve demokratik protesto
eylemlerini, kimsenin burnu dahi kanamadan gerçekleştirebilecek
demokratik bir olgunluğa eriştiğini çok açık bir şekilde
göstermiştir.
Siyasal
iktidarm müdahale etmediği, görevi gereği insanların sadece
güvenliklerini sağladığı, anayasanın güvencesi altındaki
barışçıl demokratik haklarını kullanmak için, insanlarımızın
ne kadar aç hale geldikleri,bu yürüyüş ile ortaya çıkmıştır.
Siyasal
iktidarın yarattığı korku imparatorluğunun, insanlarımızı
etkilediği,sindirdiği bir gerçek ise de; ancak, güvendikleri bir
liderin başlattığı, siyasal iktidarın göz yummak zorunda
kaldığı,polisin ve jandarmanın tazyikli su sıkarak veya göz
yaşartıcı gaz kullanarak püskürtme ve engellemesi
yerine,tarafsız bir şekilde sadece koruma görevi yaparak
uygulanmasını kolaylaştırdıkları protesto eylemlerine, tüm
sindirilmişliklerine rağmen,insanlarımızın büyük bir coşkuyla
katılarak, biz hala buradayız, sinmiş gözüksek de, tamamen
ölmedik, ayaklarımızın üzerinde dimdik duruyoruz mesajını
verdiklerini, muhalefet liderlerine, bu insanlara öncülük ve
liderlik yapmaları için büyük sorumluluklar düştüğünü
anlamış bulunuyoruz.
Çoğu yoksul
halk çocuğu olan jandarma ve polisten oluşan güvenlik
güçlerimizin, siyasal iktidar tarafından iyi ve olumlu
yönlendirilmeleri,tarafsız bir şekilde görevlerini yapmalarına
izin verilmesi halinde, güvenlik güçlerimizin hepimiz için ne
kadar önemli ve yüce bir görev yaptıkları,demokratik hakların
korkusuzca kullanılmasının güvencesi oldukları anlaşılmıştır.
Bu zorlu ve
uzun soluklu yürüyüş eylemi; dış görünüşüne, boyuna
posuna, söylediklerinin içerik ve isabet derecesi ve doğruluğuna
bakılmaksızın,hitabet gücüne, bağırıp çağırmasına, ona
buna posta koymasına göre kendisine paye verilen ve karizma biçilen
lider anlayışının değiştirilmesi gereğini ortaya koymuştur.
Her zaman
doğruları söylese de,bize göre en önemlisi de; aklınızı
kullanın ve olup bitenleri sorgulayın diyerek,insanlarımızı
sürekli uyarmasına rağmen, aynı zamanda bir din hocası ve vaiz
olan ERDOĞAN kadar hitabeti güçlü değil, bağırıp
çağıramıyor,ona buna posta koyamıyor, çok kibar ve pısırık
olduğu gerekçesiyle, insanlardan haksız bir şekilde devamlı
eleştiri alan KILIÇDAROĞLU'na, ne kadar büyük haksızlıklar
yapıldığını, hitabet gücünün,boyun ve posun,bağırıp
çağırmanın, gerçek liderlik için yeterli ve tek ölçü
olmadığını, KILIÇDAROĞLU'nun,siyasetin uzun soluklu koşusuna,
yaşına rağmen, fizik olarak hazır olduğunu,ülkeyi yönetmek ve
ülke için yararlı kararların alınabilmesi için gerekli olan
sağlam kafanın, ancak sağlam bir vücutta olabileceğini,
KILIÇDAROĞLU'nun da, gerçekleştirdiği bu zorlu yürüyüşle,
sağlam ve sağlıklı vücudunda ülkeyi yönetebilecek sağlam bir
kafaya sahip olduğunu, partisi CHP'nin içindeki muhalifleri ile
televizyonlarda bağırıp çağırarak konuşan ve CHP'nin başına
geçmek isteyen bazı akadmisyen ve mevki sahiplerinin, bu zorlu
yürüyüşe çeşitli uyduruk ve inandırıcı olmayan gerekçelerle
burun kıvırarak, minder dışında kalmak suretiyle CHP liderliğini
hak etmediklerini göstermiştir.
Bu yürüyüş
boyunca, siyasal iktidarın yürüyüşe ilişkin olarak
dillendirdiği eleştirilerin hiçbirinde, ülkemizde adalet'in tıkır
tıkır işlediği, adaletin tüm unsurlarıyla var olduğu
savunulamamış ve bu yürüyüş eylemi, ülkemizde adaletin
eksikliğini, insanların adalete olan susamışlığını cümle
aleme ilan etmiştir.
Siyasal
iktidar, ülkemizin gündemini belirlemede, CHP'nin gerisine düşmüş,
CHP ve diğer muhalif kesimler, eskisine oranla büyük bir özgüven
kazanmış ve siyasal iktidar ise, büyük bir özgüven kaybına
uğramıştır.
Referandumda
hayır cephesini oluşturan yığınlar; hayır cephesinde yer
aldıklarının isabetine tanık olmuşlar ve bunun gururunu
yaşamışlar, 2019 seçimleri için eskisine oranla daha da
umutlanmış ve büyük bir mücadele azmi kazanmışlardır.
KILIÇDAROĞLU
ve onun liderliğindki CHP; bu eylemle, siyasatte iyi ve isabetli
stratejilerle ve kararlarla önemli işlerin
başarılabileceğini,hiçbir şeyin eskisi gibi
olmayacağını,insanların ülke yararına olan tüm projelerde
muhalefet cephesinin yanında yer alacaklarını görmüşlerdir.
Haklılığın,azmin
ve inancın, en zoru bile başarmada etkin bir rol oynadığını,
azmin elinden hiçbirşeyin kurtulamayacağını, bu zorlu yürüyüş
herkese göstermiştir.
Siyasal iktidar
da, görünürde bu yürüyüş eylemine ve muhalefet cephesine
yönelik eleştirilerine devam ederken, kendi içinde mutlaka bir öz
eliştiri yapma ihtiyacını duyacaktır.
Bu eylem,yandaş
basının; kendi yararları için,sahibinin ikinci bir emrine kadar,
gözlerini ve kulaklarını ülkenin tüm gerçeklerine
kapattığını,Maltepe miting alanında toplanan üç milyon'a yakın
insan kalabalığını dahi yok sayarak, halkımızın aklıyla alay
etmekten çekinmediklerini ortaya koymuştur.
KILIÇDAROĞLU;
kendi liderliğinde, Akara Güven Park da tek başına
başlatarak,zaman içinde halkımıza mal etme başarısını
göstermek suretiyle, peşine taktığı milyonlarla yürüyerek
İstanbul Maltepe'de sonlandırdığı bu yürüyüş eylemiyle,
hedefini büyütmüş ve eskisine oranla büyük bir sorumluluk
yüklenmiş ve bu sorumluluğunu 2019 seçimlerine kadar başarı ile
yerine getirebildiği taktirde, ülkenin kaderini değiştiren,
ülkeyi düze çıkaran,yok edilen adaleti ve özgürlükleri
ülkemize geri getiren gerçek bir lider olarak, ismini siyaset
tarihine yazdıracaktır.10/07/2017
Güner
YİĞİTBAŞI
Hukukçu
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder