Ayıptır ve
günahtır,dün itibariyle ülkemizde bir litre mazot (motorin) ilk
kez,beş liranın üzerindeki bir litre fiyatıyla satılmaya
başlandı.
Buna bir
ekonomik başarı ve rekor denebilirse, elde edilmesi çok zor olan
bu ekonomik başarı ve rekoru ülkemize ilk kez armağan eden,iş
başındaki AKP iktidarı olup,bundan sonra da,peş peşe yeni başarı
ve rekorlara imza atacağından hiç şüphe duymadığımız bu
iktidar, ne kadar gururlansa hakkıdır doğrusu!Aktrollerin dediği
gibi, bu millet; mazotun litre fiyatını beş liranın üzerine
taşıyarak tarihi bir rekora imza atan AKP iktidarından gurur
duymalıdır!
AKP iktidarı,
bize göre ekonominin yönetiminde bir çöküşün ifadesi olan elde
ettiği bu başarısızlık rekoruna hiç üzülmemekte ve bundan en
küçük bir utanma duymamaktadır. AKP iktidarı; bu rekor zammı,
kendilerinin ekonomik başarı veya başarısızlık grafiğinin
dışında tutarak,kendilerinin yönetim ve sorumlulukları dışında,
gizli bir el tarafından otomatik olarak devreye sokulan kaçınılması
imkansız bir kader, tabii afet olarak değerlendirerek,biz değil
kader utansın anlamına gelen,yüzsüz, sorumsuz ve vicdan dışı
açıklamalarla olayı geçiştirmeye çalışmaktadır.
Türk halkı
da, kaderci bir toplum olduğu,kötü iktidarlardan sandıkta dahi
hesap sormaktan aciz ve yoksun bulunduğu için, kendisine kader
utansın diyerek,kötü bir kader ve önlenemez tabii bir afetmiş
gibi sunulan bu zamları, cılız birkaç eleştiri ile suskunlukla
karşılamakta, halkın bu suskunluğundan yararlanan siyasal
iktidar,büyük bir pişkinlik içinde yeni zamlara doğru yelken
açmaktadır.
Allahtan korkun
ve utanın; bugün bir ABD Doları dört liranın altında, bir varil
petrol de yaklaşık 61 ABD Doları dolaylarında. Benzin ve mazot
fiyatlarına bakıyoruz, ikisi de sürekli zamlanıyor, benzin ve
mazot fiyatları dört nala 6 TL'ye doğru koşuyor.
Şimdi sormak
lazım,bu ülke; bir doların 4 TL'nin üzerine, petrolün varil
fiyatının da 100 doların üzerine çıktığı dönemleri daha
önce yaşadığı halde, o dönemlerde dahi, benzinin ve mazotun
bugün ulaştığı zamlı ve çok fahiş değerleri hiç görmedi.
Siyasal iktidar
bu çelişkiyi nasıl izah edecek merak ediyoruz doğrusu.
Bu çelişkiyi
izah edemeyecekler tabi,öyleyse biz izah etmeye çalışalım.
Doların 4
TL'nin, bir varil Akaryakıtın 100 doların üzerinde olduğu geçmiş
dönemlerde; Türk ekonomisi bu kadar kötü yönetilmiyormuş,cari
açık,italat ve ihraç dengesi,bütçe açığı,sarayın israfa
varan harcamaları,hem sarayın ve hem de başbakanın iki koldan
acımasızca ve sorumsuzca yaptıkları örtülü ödenek
harcamaları,devletin sair lüks harcamaları,iktidarın seçimleri
ve referandumları kazanmak için,sadece kendi iktidarını
düşünerek yaptığı gereksiz seçim harcamaları,iktidarın her
türden popülist harcamaları bugünkü kadar fazla değilmiş ve
tüm bunların sonucunda da,devlet hazinesi ve Merkez Bankasının
döviz rezervi henüz dip yapmamış olmalı ki;doların 4 TL nin
üzerinde, bir varil ham petrolün 100 dolarların üzerinde olduğu
geçmiş zamanlarda dahi, benzin ve mazot fiyatları bugünkü
seviyelerinin çok altında kalmış ve bugünkü tarihi rekorlarını
kıramamıştır. l
Bu tespitimiz
de göstermektedir ki; Türk ekonomisi ve hazinesi, bugün itibariyle
çökmüş ve Türk Lirası karşısında bir doların ve akaryakıtın
dolar üzerinden bir varil fiyatının çok daha yüksek olduğu
geçmiş dönemlerde bile, benzin ve özellikle mazot, bugün
ulaştığı beş liranın üzerindeki litre fiyatlarına
ulaşamamıştır.
Özellikle
mazot, üretici köylü ve çiftçimizin can damarı olup, mazota
yapılacak olan her zam,köylümüzü ve çiftçimizi tarım
üretiminden uzaklaştıracak, bir tarım ülkesi olmamıza
rağmen,köylünün üretmekten vazgeçtiği tarım ürünleri
ithalatında bir patlamaya neden olacaktır.
Ülkemizin
efendisi olan köylümüz ve çiftçimiz; bu AKP yönetiminin,
ekonomiyi felç etmesi nedeniyle,mazot'un kölesi haline gelmiş ve
üretimden ve tarlasından koparılmıştır.
Ülkemizde
yetiştirilmesi mümkün olan tarım ürünlerinin,açıladığımız
nedenlerle, ithalatındaki patlama, ülkemizin cari açığını daha
da artıracak,döviz rezervlerimiz azaldıkça,azalacak ve en başta
petrol ürünleri olmak üzere,ithalata dayalı tüm mallara zam
zapmak kaçınılmaz olacaktır.
Bugün gelinen
noktada, akaryakıt ürünlerine beş on gün arayla peş peşe
yapılan ve bundan sonra da yapılmasına kesin gözüyle baktığımız
zamlar; Türk Milleti için kaçınılamaz ve engellenemez bir kader
olmayıp,bu zamların tek nedeni,iş başındaki iktiadarın kötü
yönetimi ve ayağını yorganına göre uzatma gereğini duymayan
ekonomideki israf politikasıdır.
Bu zamlardan ve
ekonominin kötü gidişinden kurtulmak için başvurulması gereken
ilk ve tek çözüm yolu, demokrasilerde belli olup, o da, siyasal
iktidarın zamlardan vazgeçerek, başarılı olamadığını itiraf
ederek istifa edip derhal iktidarı ehil ellere bırakmasıdır.
Ancak, bu onurlu ve demokratik çözüm yolu maalesef ülkemizde
geçerli olmadığı için, geriye kalan tek çare; kendisinin
yönetim başarısızlığının sonucu olan zamlardaki sorumluluğunu
görmezden gelerek,zamları bu ülkenin kaçınılamaz ve
engellenemez bir kaderi olarak izah eden, bu zamlardan en ufak bir
utanç ve üzüntü duymayan iş başındaki iktidarın sandıkta
işine son vermektir. 12/11/2017
Güner
YİĞİTBAŞI
Hukukçu
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder