Mevcut yerel ve
merkezi CHP yönetimi,bugün 36.sı yapılan olağan kurultayda bir
skandala imza atarak, CHP'nin en güvendiği ve savunduğu, iktidar
partisinde zerresi olmadığı için, haklı olarak övündüğü,
parti içi demokrasi ve delegelerin hür iradelerine saygı
iddiasını, hem de adalet ve cesaret adını verdikleri kurultayda
yerle bir etmiş bulunmaktadır.
Ne büyük
rezalet, muhalif aday Muharem İNCE'nin adaylığı için 166 deleğe
imza atacak,sonradan bunların ikisi imzasını geri çekecek,daha
doğrusu, baskıyla geri çektirilecek,kırk dokuz delege de;yine
baskıyla, korkakça ve partinin itibarına zarar verecek olan alçak
bir tavır sergileyerek,KILIÇDAROĞLU'nun lehine de mükerrer imza
ataracaklar ve adı adalet ve cesaret olan kurultaya gölge
düşürecekler.
Bu saray
entrikası tavır;parti içi demokrasiyi savunan ve savundukları bu
parti içi demokrasiyi,ülke yönetimine geldiklerinde ülkede tesis
edeceklerini savundukları demokrasinin en önemli garantisi sayan
CHP'ye asla yakışmamıştır.
Parti içi
demakrasiyi,delegelerin hür iradelerine saygıyı savunan CHP'nin,
AKP'den ne farkı kalmıştır?
Muhalif aday
Muharrem İNCE'nin adaylığını düşürmeye yönelik, adet olarak
oldukça fazla olan bu mükerrer imza rezaletinden, partinin yerel
ve/veya merkez yönetiminin habersiz olması mümkün değildir.Velev
ki;habersizler,bu daha büyük bir ayıp olup,parti yönetiminin
yönetimdeki beceriksizliğini ve yönetim zafiyetini ortaya
koymaktadır.
Sayın
KILIÇDAROĞLU'nun; divan tarafından fark edilerek, bu mükerrer
imza rezaletinin açığa çıkarılmasından sonra, demokratik bir
tavır sergileyerek, mükerrer kırk dokuz imzanın, Sayın İNCE
adına atılmış imzalar olarak kabul edilmesine yönelik
fedakarlığı da, bu rezalet yüzünden CHP'nin kamuoyu nezdinde
itibar kaybetmesinin önüne geçemeyecek ve yarın, Bremen
Mızıkacıları tavrıyla,havuz medyası ve AKP iktidarı, hep bir
ağızdan, sanki AKP de parti içi demokrasi varmış gibi,sıkılmadan
CHP'ye yönelik ağır eleştiri oklarını saplayacaklardır.
Sayın Muharrem
İNCE; mükerrer imza rezaletini öğrenince yaptığı açıklamada,
bu kırk dokuz mükerrer imzanın kendisine ait olduğunu,daha sonra
birileri tarafından baskıyla bu imzaların,mükerer olarak
KILIÇDAROĞLU adına da attırılmış olduğunu,kendisinin lutuf
istemediğini,tırnaklarıyla kazıyarak parti içinde bugünlere
geldiğini, bu kırk dokuz imzanın kendisinin hakkı olduğunu,
haklı olarak açıklamak zorunda kalmıştır.
Diyelim
ki;KILIÇDAROĞLU, yapılan bu ağır hatayı, fedakarlık yaparak
gidermeye yanaşmasaydı ne olacaktı? İşte asıl rezalet o zaman
çıkacaktı. Bu mükerrer imzaları çekinmeden atan, adalet ve
cesaret ismi verilen kurultaya yakışmayan bu aymazlar, korkaklar,
birer birer sahnede boy gösterecek ve her iki aday için de
attıkları bu iki imzadan, hangi aday için attıkları imzanın
geçerli olduğunu açıklamak zorunda kalacaklardı.Keşke öyle
olsaydı da, bu aymazların,yalakaların ve korkakların boylarını
ve poslarını televizyonlardan bir görseydik.
Sayın İNCE'nin
kutultayda yaptığı konuşmanın içeriğine gelince; parti içi
iktidar mücadelesi olan bu kurultayda,bir muhalif aday için
söylenmesi gereken herşeyi,mevcut yönetimi fazla incitmeden en
ağır şekilde söyledi,parti yönetiminin yapamadığı öz
eleştiriyi, parti adına çok güzel yaptı,hele hele, ülkemizde
ellilerden itibaren iktidar olan partilerin liderlerinin,
partilerinin kuruluşundan sonra yapılan ilk seçimde iktidara
geldiklerini,yurt dışından da Fransa ve Yunanistan örneklerini
vererek çok güzel açıkladı,aynı şekilde rahmetli ECEVİT'in,
milli kahraman,CHP kurucusu İNÖNÜ karşısında kazandığı,
partinin ve ülkenin yararına sonuçlar doğuran kurultay
galibiyetini, çok güzel dile getirdi.Kendisinden emin ve özgüven
içinde konuştu,ses tonu,vurgulamaları ve hitabeti,olduça
iyiydi.Parti tüzüğünde yapmayı planladığı demokratik
değişiklik önerileri de çok yerindeydi.
Biz hep yazdık
ve sorduk,KILIÇDAROĞLU; yeni sistemde,genel başkan olarak
kendisine güvenerek, Cumhurbaşkanlığına adaylığını niçin
açıklamıyor?Sonra da ilave ettik,kendisine güvenmeyen,adaylığını
açıklamaktan çekinen bir genel başkana seçmen de güvenmez
dedik.
Kurultayda, CHP
Genel Başkanlığına adaylığını koyan ve adaylık konuşmasını
yapan Sayın İNCE ise; kendisine güvenerek,seçildiğinde partsini
iktidara taşıyacağını iddia etti ve Cumhurbaşkanlığına aday
olacağını net bir şekild açıkladı.
Bize göre,
Sayın İNCE,ortaya koyduğu özgüveni,haklı
eleştirileri,seçildiğinde parti tüzüğünde yapmayı planladığı
olumlu ve demokratik değişiklik önerileri ve partiyi birinci parti
yaparak iktiadara taşıayacına yönelik iddiasıyla,CHP Genel
Başkanlığına seçilmeyi hak ettiğini gösterdi, ortaya çıkarılan
mükerrer imza entrikası da, yelkenine ilave rüzgar kattı.
Taktir
delegelerin,kurultayda ortaya çıkacak olan sonuçların, ülkemize
ve CHP'ye hayırlı olmasını şimdiden diliyoruz.03/02/2018
Gner YİĞİTBAŞI
Hukukçu
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder