Bugüne
kadar,kuvvetler ayrılığı ilkesine dayalı parlamenter demokrasiyi
savunanların haklı olduğunu kabul etmek,içinde bulunduğumuz
ekonomik krizi aşmamız için ön şarttır.
Bu ekonomi ve
dolar krizi bize son uyarıdır.
Bu krizden ders
alıp, bu krizi fırsata çevirmek çok önemlidir.
Türk Lirasını
değersiz kılan son dolar krizini, diğer ekonomik etkenler
yanında,rahip olayının tetiklediği,bardağı taşırdığı,
inkar edilemez bir gerçektir.
Amerika'nın,
rahibin tamamen serbest bırakılarak ülkesine gönderilmesi için,
bağımsız bir devlet olan Türkiye Cumhuriyeti Devletini açıkça
tehdit ederek bazı ekonomik ambargo niteliğinde kararlar alarak
uygulamaya kalkışması,asla kabul edilemez. Bir Türk Vatandaşı
olarak,Amerka'nın ve başkanının tavrını kınıyor ve
lanetliyoruz.
Ancak, bu
duruma gelinmesinde, iş başındakilerin hiç mi kusur ve
kabahatleri yok?Bu soruyu da sorup objektif olarak cevaplamak
boynumuzun borcudur.
Şimdi, siyasal
iktidarın da sorumluluğu var diyerek gerçekleri dile getirmek,
vatan hainliği ile de suçlanabilir bizim ülkemizde.
İşte bu
haksız suçlamalar ve bu haksız suçlamalara muhatap olmamak için
sessiz kalışlar ve susuşlar,korkudan gerçekleri dile
getirememeler,bu ülkeye ABD Başkanı Trump'ın yaptığı
kötülükten daha büyük bir kötülüktür.
İnsanlar,niçin
önce iğneyi kendilerine batırıp somra çuvaldızı Amerika'ya
batırma yolunu tercih edemiyorlar ve susuyorlar?
Çünkü
korkuyorlar,ülkede demokrasi bırakmadılar,yargının
bağımsız,yasamanın güçlü olduğu,yasamanın yürütmeyi
denetleyebildiği kuvvetler ayrılığı ilkesine dayalı parlamanter
demokrasiye son verilerek, yasama,yürütme ve yargının tamamen tek
adama bırakıldığı ucube bir sistem getirildi.
Amerika, hem
kendi süper gücüne ve hem de, yargının bağımsız olmadığı,tüm
yetkilerin tek adamın elinde toplandığı yeni sisteme ve Merkelin
ricasının kabul edilerek, tutuklu olan Türk asıllı Alman
gazetecinin talimatla serbest bırakılıp,aynı gün tahliye
kararının açıklanmasından önce Almanyadan gelen uçakla
Almanyaya gönderilen gazeteci örneğine bakarak ve güvenerek,
başkan Trump da; Amerikalı Rahibin tamamen serbest bırakılması
için Türk Devlet Başkanına talimat verme ve tehdit etme hak ve
yetkisini,kendinde bulabilmiştir.
Kimse
darılmasın ve gücenmesin,kusura bakmasın,doğru söyleyeni linç
etmeye ve dokuz köyden kovmaya kalkmasın,Almanya'ya var da bize
niçin yok,pekala istense oluyormuş,benim başım kel mi deme
küstahlığını ve cesaretini gösteren ABD Başkanı Trump'un bu
kabul edilemez tavrında, bizim ülke olarak hiç mi kusurumuz yok?
Ekonomini
güçlendirme,cari açığı her yıl artır,fabrika açıp üretim
yapma,vergi gelirlerini, üretmeyen inşaat yatırımlarına
harca,üretime h,çbir katkısı olmayan rant ve reklam amaçlı
Kanal İstanbul'u yapacağım diye diret,devletin lüks harcamalarını
sürekli artır,yap işlet devret modeliyle yaptırdığın
köprülerin,yolların,hava alanlarının,hastanelerin işletmesini
devralan inşaatı yapan firmalara kar garantisi ver,vatandaşın
geçmediği yollar,köprüler,uçmadığı hava meydanları.istifade
etmediği hastaneler için,müteahhitlere verdiğin kar garantilerini
hazinedem öde, dış borçlarını dış borçlarla kapatmaya
çalış,miras yedi gibi yaşa,üst düzey personelin, kendi
babasının evinde görmediği lüks makam araçlarını her yıl
yenileriyle değiştir,yargıya talimatla iş yaptır ve tüm bunları
gören Amerikanın rahip konusunda iştahını kabart,olacağı
budur tabi,ne ekersen onu biçersin diye boşuna dememiş atalarımız.
Özgür,kuvvetler
ayrılığı ilksine dayalı,tüm kurum ve kurallarıyla demokratik
parlamanter demokrasiye dönemezsek ve ekonomimizi dışarıya
bağımlı olmaktan kurtaramazsak,cari açığı hiç değilse
çoğaltmayaarak yavaş yavaş azaltmaya çalışmaz ve
başaramazsak,bir gün gelir bugümleri dahi ararız beyler.
15/08/2018
Güner
YİĞİTBAŞI
Hukukçu
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder