Bana arkadaşını
söyle senin kim olduğunu söyleyeyim diye bir laf vardır.
Genel Yayın
Yönetmenliğini ve yazarlığını yaptığı Akit Gazetesinde
yazdığı karşı devrimci fikirlerini ve savunduklarını bir
kenara koyun, ölüm anından mezarına konuşuluşuna kadar, en
yakınında bulunan kişilere,tabutunu taşıyanlara, mezarına
toprak atıp, mezarı başında dua okuyan en yakın arkadaşlarına
baktığımızda, kim olduğunu rahatlıkla anlayabileceğiniz merhum
gazeteci için, Genelkurmay Başkanlığının bir taziye mesajı
yayınladığını, bu amaçla Genelkurmay Basın Ve Halkla İlişkiler
Daire Başkanı bir tuğgeneralin, merhum yazarın oğlunu telefon
ile arayarak görüştüğünü,bu görüşmede, tuğgeneral
tarafından; vefat eden gazeteci yazarın, Türkiyenin en önde gelen
yazar ve gazetecilerinden biri olduğunun,haksızlığa karşı en
zor zamanda konuşmasını bilen ve dik duruşundan asla taviz
vermeyen bir kişilik sergilediğinin, vefatıyla birlikte,Türk
gazeteciliği açısından yeri doldurulamayacak bir boşluğun
oluşacağının bildirilerek,başta
ailesi olmak üzere, Akit camiasına, Türk Basınına ve okurlarına,
Genelkurmay Başkanlığı adına başsağlığı dileklerinin
iletildiği, Akit Gazetesi tarafından kamuoyuna açıklanmıştır.
Akit
Gazetesinde yer alan ve Genelkurmay tarafından yalanlandığına
dair bir haber alamadığımız, Genelkurmay Başkanlığı adına
telefon ile iletilen bu taziye mesajının içeriğnde yer alan; “dik
duruşundan asla taviz vermeme” gibi, her yöne çekilebilen çok
iddialı bir vurgu ve değerlendirmenin; Atatürkçü ve laik
Cumhuriyeti savunan kesimlerde yaratacğı travma bir yana, Sayın
Genelkurmay Başkanının; Genelkurmay ve onun şahsında, tüm
silahlı kuvvetler adına, Türkiye Cumhuriyetinin kurucusu Gazi
Mustafa Kemal Atatürk'ün ilke ve devrimleriyle, Türkiye
Cumhuriyetinin laik niteliğini içselleştirip içselleştiremediği
çok tartışmalı ve şüpheli olan bir gazeteci için, ölen bir
kişinin arkasından iyi şeyler söyleme geleneğini de aşarak, bu
gazteci yazar için, dik duruşundan asla taviz vermediği
nitelendirmesinde bulunularak, bir ölünün arkasından söylenen
klasik ve geleneksel ifadelerin de ötesinde, onun fikirlerinin doğru
ve savunulabilir olduğu anlamı çıkarılacak şekilde, yazara
methiyeler düzme hak ve yetkisini, nereden, hangi yasalardan ve
hangi Genelkurmay geleneğinden almakta olduğunu, anlamış değiliz.
Genelkurmay
Başkanı: sade bir vatandaş ve Anayasanın kendisine tanıdığı
düşünce özgürlüğünün bir gereği olarak, Akit Gaztesine ve
onun ölen yazarına sempati duyabilir, o yazarın fikirlerini ve
görüşlerini beğenebilir, benimseyebilir veya beğenmese
de,Anayasamıza göre, başkomutanlığı temsil eden Cumhurbaşkanına
şirin gözükmek için, Cumhurbaşkanı Tayyip Bey'in çok yakın
arkadaşı ve fikirdaşı olan merhum gazeteci için, formalite
gereği olarak bir taziyede bulunma gereği duyabilir, bu taktirde
Genelkurmay Başkanının yapacağı şey, ilgili generalini
kullanarak, Genelkurmay adına ve tüm Türk Silahlı Kuvvetlerini
temsilen resmi bir taziye mesajı iletmek olmamalıdır.
Genelkurmay
Başkanı; Ahmet,Mehmet,Hasan veya Hüseyin olarak, adı her neyse,
bizzat gazete idaresine giderek veya şahsen telefon açarak veya
telgraf çekerek pekala taziyede bulunabilirdi.
Bu
yapılmamış olup, Genelkurmay, yani Türk Silahlı Kuvvetleri adına
taziyede bulunularak ve taziye içeriğinde, övücü ve iddialı
laflar edilerek; gazeteciliğinden ziyade, siyasal düşünceleri ve
kişiliğiyle öne çıkmış, karşı devrimci olarak ünlenmiş
olan bir gazetecinin şahsında,Türk Silahlı Kuvvetleri, yanlış
anlamalara neden olabilecek bir zan altına sokulmuştur. 04/01/2016
Güner
YİĞİTBAŞI
İzmir
Barosu Üyesi Avukat
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder