Cumhuriyet Halk
Partisi, ülkemiz için ATATÜRK demektir.
CHP'nin;
ATATÜRK tarafından kurulduğunu ve onun hatırası olduğunu
bilmeyen yoktur.
CHP; iktidar
olamasa da, ATATÜRK ile özdeşleştiği için, içeriden ve
dışarıdan yapılan tüm saldırılara rağmen yıkılamamaktadır.
Biz, ATATÜRK'e
ve CHP'ye gönül veren bir kişi olarak; CHP'nin iktidara
gelememesine ve %25 oy oranına kilitlenmiş bulunmasına çok
üzülenlerdeniz, CHP'ye yönelik, tarihten gelen tüm iftiralara ve
ön yargılara, sanki çok partili bir düzen varmış gibi, CHP'nin
iktidar olduğu tek partili dönemi, o günlerin çok özel
koşullarından soyutlayarak, günümüzün çok partili düzeninin
koşullarına göre değerlendirip eleştiren, CHP'nin; iktidardan
düşme pahasına, bu ülkeye çok partili demokrasiyi getiren parti
olduğunu görmezden gelen, ATATÜRK'e alenen hakaret ve eleştirede
bulunmaktan çekindikleri için, ATATÜRK'e CHP üzerinden saldıran
ATATÜRK düşmanlarının kol gezdiği ülkemizde, CHP'nin iktidar
olamamasına ve %25 oy oranına kilitlenip kalmasına üzülmekle
birlikte, ülkemizde hala, ATATÜRK'e nankörlük yapmayan ve onu
seven, en az %25 oranındaki ( ATATÜRK'ü sevmelerine rağmen, şu
veya bu nedenle CHP'ye oy vermeyen %25 dışında kalan az sayıdaki
vatandaşlarımızın hakkını teslim etmek amacıyla, en az %25
oranında demeyi uygun buluyoruz.) bir kitlenin varlığını
görmekle de, ezik bir mutluluk duyuyoruz.
Bu ülkeye
yaptığı tüm kötülüklere, ülkeyi bugün içinde bulunduğumuz
kan gölüne ve bölünme aşamasına getirmesine, 13 yılın tüm
yıpranmışlığına rağmen, AKP'nin tüm bu eksi ve günahlarını
görmezden gelerek onu hala iktidarda tutan, ülke yönetiminde
olmamasına, iktidara geldiğinde göstereceği performansı
bilmemelerine rağmen, muhalefetteki CHP'nin ise, en küçük bir
falsosunu deve yaparak büyüten, günümüzün seçmen profilinde,
hiç gereği yokken, CHP'yi ATATÜRK üzerinden yıpratan, ATATÜRK
düşmanlarının ellerine koz veren, bir CHP kadın milletvekili
tarafından, Meclisteki odasının duvarından ATATÜRK posterinin
indirilmesi tartışmasını yaratan CHP Ankara Milletvekili ve Parti
Meclisi Üyesi Aylin NAZLIAKA'nın, partiden kesin ihracı talebiyle
tedbirli olarak Yüksek Disiplin Kuruluna sevk edilmesi kararını
alkışlıyor ve ancak eksik buluyoruz.
NAZLIAKA, hem
suçlu hem de güçlü bir tutum sergilemiştir.
Yaydığı
haber, şayet gerçek dışı ise, bu eylemiyle partisine yönelik
büyük bir suç işlemiş ve kamuoyunda, CHP aleyhinde, kurucusu
olan ATATÜRK'e yönelik bir düşmanlık ve saygısızlık algısı
yaratmıştır.
Parti kulisinde
çok dar bir çevreye yaydığı ve ancak daha sonra tüm kamuoyunun
haberdar olduğu bu haber doğru ise; partinin konuyu soruşturan
heyetine, artık başka şeyler söylemenin zamanı geldi diyerek,
meclisteki odasının duvarında asılı bulunan ATATÜRK posterini
indirerek çöp sepetinin yanına koyan o kadın milletvekilinin
adını, aslanlar gibi açıklaması zorunludur.
Neresinden
bakarsanız bakınız, özünde eylemin doğruluğunu kabul eden,
ancak failin ismini açıklamayan NAZLIAKA, bir parti suçu
işlemiştir.
NAZLIAKA;
hakkında verilen karardan sonra yaptığı açıklamasında yer
alan; “Partimizde Atatürk düşmanları varmış gibi oluşturulan
bu algıya karşı katı bir tutum izledim.... Olayla ilgili bir isim
verip konuyu daha fazla gündemde tutacak ve partimi tartıştıracak
bir davranış içine girmem mümkün değil. Ayrıca iyi niyetinden
şüphe duymadığım bir yol arkadaşımı kesinlikle ifşa etmem”
şeklindeki beyanları da çok komiktir.
NAZLIAKA;
Yaptığı açıklamasında; CHP içinde, ATATÜRK düşmanları
varmış gibi,bizzat kendisinin yaratmış olduğu algının, sanki
başkalaları (yani konuyu kamuoyuna taşıyanlar) tarafından
oluşturulduğu, kendisinin ise, bu algıya karşı katı bir tutum
izlediği iddia ve savunmasında bulunmakta ve ilaveten de , konuyu
daha fazla gündemde tutmamak ve partisini tartıştıracak bir
davranış içine girmemek amacıyla, posteri indiren ismi
açıklamadığını, ayrıca posteri indiren milletvekilinin iyi
niyetinden de şüphe etmediğini dile getirmektedir.
Sayın
NAZLIAKA; yanılıyor ve iyice batağa saplanıyorsunuz, bugün iyi
niyetli olduğunu savunmanıza rağmen, boşboğazlık yapıp konuyu
iki milletvekiliyle paylaşarak, CHP içinde ATATÜRK düşmanlığı
varmış algısını bizzat yaratan kişi sizsiniz, madem ki o
arkadaşınız iyi niyetli idi, niçin konuyu dillendirme ve iki
milletvekili arkadaşınızla paylaşma gereği duydunuz?
Yanılıyorsunuz,
Sayın NAZLIAKA; yol arkadaşı olduğunuzu belirttiğiniz ve ismine
ATATÜRK posterini duvardan indirerek çöp sepetinin yanına koyma
eylemi yapışmış bulunan CHP milletvekilini açıklamamakla,
konuyu gündemden düşürmeyip, bilakis gündemin göbeğine taşımış
olduğunuzun farkında dahi değilsiniz. Sizin bu tutumunuzdan sonra,
bu pilav daha çok su kaldıracak, CHP daha fazla tartışılacaktır.
İşte bu
nedenle, biz; NAZLIAKA'nın ihraç istemiyle Yüksek Disiplin
Kuruluna tedbirli olarak sevki kararını yerinde bulmakla birlikte,
bu kararı eksik görüyor ve kesin olarak suçlu olsun veya olmasın,
kanser tedavilerinde olduğu gibi, kanser riskini tamamen önlemek
adına, diğer sağlıklı hücrelere vereceği zarara rağmen kanser
hastalarına verilen kemoterapi ve sağlıklı bazı hücre ve
dokuların da ameliyetle kazınması gibi, kesin olarak netleşmemekle
birlikte, partinin selameti ve yüce menfaati açısından, adı bu
poster indirme olayında dillenen kadın milletvekilinin de;radikal
bir kararla, bu kez, şüpheden sanık yararlanır kuralından
ayrılarak, partiden kendiliğinden istifa etmemesi halinde, kesin
ihraç istemiyle Yüksek Disiplin Kuruluna sevkinin gerekli olduğunu
değerlendiriyoruz. 03/02/2016
Güner YİĞİTBAŞI
İzmir Barosu Üyesi Avukat
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder