Sayın
Cumhurbaşkanı Tayyip Bey; kendisine, “seni seviyoruz uzun adam”
denilmesinden çok memnun.
Uzun adam
ismi,dün (10/02/2016) bizzat Tayyip Bey'in onayı ve beğenisiyle
adeta tescillendi.
Biz de, bugüne
kadar makalelerimiz de sürekli Tayyip Bey demekten ve yazmaktan
bayağı bıkmıştık.
İmdadımıza
Tayyip Bey yetişti ve kendisine uzun adam denilmesinden duyduğu
memnuniyeti, dün (10/02/2016) muhtarları ağırlarken ve Milli
Eğitim'in öğretmen atamalarına ilişkin kur'a çekimi töreninde
yaptığı iki ayrı konuşmasında açıkça ortaya koydu. Bu
nedenle, hiç kusurumuza bakmasın, kendisinin engin hoşgörüsüne(!)
sığınarak, biz de bu makalemiz den itibaren, Tayyip Bey'e bundan
böyle,zaman, zaman uzun adam diye hitap edeceğiz.
Uzun adam, bu
siyaset işini ve siyasette propagandanın önemini, propagandanın
iyisinin ve kötüsünün olmadığını, herşeyin propaganda unsuru
olarak kullanılmasının gerekliliğini çok iyi biliyor. Darısı
bizim muhalefetin başına.
Güneydoğuda
iki özel harekat polisi, yıkık bir duvara “SENİ SEVİYORUZ UZUN
ADAM RTE” yazmışlar ve ellerinde Türk bayrağı poz verip
fotoğraf çektirmişler.Yüzleri pek belli değil, gerçekten samimi
ve gönülden mi bu pozu vermişler şüpheliyiz.Zira, hergün o
bölgede şehit düşen arkadaşlarına rağmen, bu şehadetlerde
büyük ve ağır kusuru ve ihmali olan uzun adama, böyle gerçek ve
samimi bir sevginin beslenebileceğini bizim aklımız almıyor.
Neyse, gerçek
veya düzmece, bu görüntülerden ve “seni seviyoruz uzun adam”
sözlerinden, Tayyip Bey'in ziyadesiyle memnun olduğu, duygulandığı
ve gurur duyduğu, bu görüntüleri propaganda unsuru olarak
kullandığı ve bundan sonra da kullanmaya devam edeceği
anlaşılıyor.
Asıl konumuza
gelecek olursak, bu ülkeye başkan olmayı kafasına koymuş olan
Uzun Adam; AKP içinde baş gösteren ve kamuoyuyla paylaşılan
demeçlere konu olan Hüseyin ÇELİK'in AKP'ye yönelik
eleştirileri,Bülent ARINÇ'ın,CNN TÜRK'deki Tayyp Bey'e yönelik
açıklamaları, bu açıklamalarının parti içindeki troller
tarafından ağır bir şekilde eleştirilmesi üzerine, ARINÇ'ın
tehdit içeren çınarlı ve gölgeli son cevabi çıkışından
sonra, muhalefet halkasının giderek genişleyerek AKP'nin ve
kendisinin geleceğine ilişkin korku ve endişeye kapılmış olmalı
ki, gerilen ortamı yatıştırmak, uzun süre dik durmaktan özürlü,
özgül ağırlığı sabun köpüğünden ibaret olan,seçimlerden
sonra Ankara Büyük Şehir Belediye Başkanı Melih GÖKÇEK'in
Ankarayı parsel parsel nasıl sattığına ilişkin bildiklerini,
söz verdiği halde, halkımıza henüz açıklayamayan Bülent
ARINÇ'ı sakinleştirmek için, eski Cumhurbaşkanı Sayın GÜL'ü
arabulucu olarak görevlendirmek ve bu bağlamda geçtiğimiz akşam
Sayın GÜL'ü sarayına davet ederek, birlikte başbaşa yemek yiyip
3 saat görüşmek mecburiyetinde kalmıştır.
Herkes çok iyi
biliyor, Sayın GÜL ve Sayın ARINÇ, AKP'yi Uzun Adamla birlikte
kurmuşlar ve partiye büyük hizmetlerde bulunmuşlardır.Bu üçlü
içinde Uzun Adam; eşitler arasında birinci olmuş, partinin genel
başkanlığına getirilmiş ve Sayın GÜL'ün kısa süren
başbakanlığından sonra başbakanlık koltuğuna oturmuş ve şu
anda da Cumhurbaşkanlığı koltuğunun sahibidir.
Sayın GÜL'ün
Cumhurbaşkanlığının sona ereceği günlerde, Uzun Adamın Sayın
GÜL'e yaptığı haksızlıklara, partiden soyutlama girişimlerine
herkes tanıktır.
Aynı şekilde,
Sayın ARINÇ'ın yeni yetmeler olarak nitelendirdiği, Uzun Adam'ın
kendi yakın çevresine aldığı AKP'ye sonradan gelenlerin Sayın
ARINÇ'ı çileden çıkaran saygısızlıklarına da halkımız
tanık olmuştur.
Sözün kısası,
Uzun Adam Tayyip Bey, eski Cumhurbaşkanı GÜL'ü ve ARINÇ'ı
çevresinden uzaklaştırmış ve yeni yetme trollerin yardımıyla
AKP'ye tek başına hakim olmuştur.Bu ülkeye başkan olma hırsı
ve egosu gözünü kör etmiş, bu amaca ulaşmak için, GÜL'ü,
ARINÇ'ı, Hüseyin ÇELİK'i ve bazı parti ileri gelenlerini yakın
çevresinden uzaklaştırmıştır.
Bir
hatırlayınız, Cumhurbaşkanlığının son günlerinde, eşine
yapılan haksızlıklara ve saygısızlıklara dayanamayan Sayın
GÜL'ün eşi Hayrünnisa GÜL Hanımefendi, bir resepsiyonda
patlamış ve alenen,yakında intifada (ayaklanma) bayrağını
açacağını ilan etmiştir.
Ancak, bugün
gelinen noktada Tayyip Bey, partiyi birlikte kurdukları GÜL ve
ARINÇ'ı dışlamasına ve bazı trollere yem yapmasına rağmen,
muhalif seslerin yükselmesi üzerine kendisine gelmiş, özellikle
ağızları çok güzel laf eden ve korkusuzca eleştiri yapabilen ve
bu nedenle, kendisi için tehlike arz eden Bülent ARINÇ ve Hüseyin
ÇELİK ile yeniden yakınlık kurarak onların gönüllerini
alma,onlarla ve diğer muhaliflerle ateş kes anlaşması yapma
gereği duymuş ve kendisine en yakın hissettiği, kin tutmadığına
inandığı Sayın GÜL'ü de aracı olarak tayin etmiştir.
Bakmayın siz
söylenenlere, neymiş efendim, Sayın GÜL anne ve babasının
hastalığı nedeniyle şöyle bir Ankaraya uğramış da, Uzun
Adamla telefonla görüşmüşler de,bir de yüz yüze görüşelim
diyerek, Tayyip Bey de Sayın GÜL'ü Sarayına yemeğe davet
etmiş.Yani,önceden planlı ve programlı bir ziyaret ve görüşme
değilmiş.
Siyaset, bizim
ülkemizde işte bundan ibaret.Tayyip Bey'in yakın adamı ve sözcüsü
Ömer ÇELİK, eski Cumhurbaşkanı GÜL ile Cumhurbaşkanımız
ERDOĞAN'ın görüşmeleri gayet doğal diyor.Bu görüşmenin
zamanlamasına baktığımızda gayet manidar olup, bize göre hiç
de doğal bir görüşme olarak gözükmemektedir.
Tabi,
kendilerine yönelik olarak yapılan bunca kötülüklere, parti
içindeki yeni yetmelere yem yapılmalarına, partiden soyutlanma ve
dışlanmalarına, Tayyip Bey'in AKP'yi tek başına sahiplenmeye
kalkışmasına rağmen, Sayın GÜL'ün,Tayyip Bey'in sarayına
giderek ara buluculuğu kabul etmesini, bu ara buluculuk ekseninde
Bülent ARINÇ, Hüseyin ÇELİK ve diğer muhaliflerle toplanarak
tarafların arasını bulmaya çalışmasını,Tayyip Bey'de bulunan
şeytan tüyüne ve Tayyip Bey'in, kendi şahsi çıkarları için,
her yeni koşula göre U dönüşü yapabilme ve yeni strateji ve
taktikler geliştirerek uygulamaya koyabilme başarı ve beceresine
bağlıyoruz.
Bravo,
başkanlık sana helal olsun be Uzun Adam! 11/02/2016
Güner YİĞİTBAŞI
İzmir Barosu Üyesi Avukat
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder