AKP Genel Başkanı ERDOĞAN;
2019 da yapılacak olan yerel,genel ve cumhurbaşkanlığı
seçimlerini kazanarak,saraydaki tek adam hakimiyetini sürdürmeye
adeta yemin etmiş ve bu seçimleri mutlaka kazanmaya adeta mecbur ve
mahkum olduğunun bilinci içinde,2019 seçimlerini demokrasi
cephesinin kazanmaması,MHP ile kurduğu ortaklığın,tüm cephede
seçimleri kazanarak, kendi iktidarını tek adam olarak sürdürmenin
ve millete hesap vermekten kurtulmanın alt yapı taşlarını bir
bir yerli yerine koymaktadır.
Geçtiğimiz günlerde
meclisten geçerek yasalaşan ve seçim ittifak yasası olarak
adlandırılan yasanın öngördüğü seçime hile karıştırmaya
müsait hükümlerden sonra, dün itibariyle kamuoyuna bomba gibi
düşen, Aydın Doğan'a ait bulunan Türkiyenin en büyük yayın
kuruluşu Doğan Medya'yı, Milliyet ve Vatan Gazetelerinin sahibi
AKP yandaşı havuz medya olarak adlandırılan Demirören Grubunun
satın aldığına ilişkin haber;medyada tam bir tekelleşmeye ve
tek sesliliğe giden, tarafsız ve özgür basına ve basın
özgürlüğüne darbe vuracak olan bu satışın, yaklaşan 2019
seçimleri öncesinde zamanlama olarak, çok manidar olduğunu ve AKP
iktidarının kazanmaya mahkum olduğunu çok iyi bildiği 2019
seçimlerini kazanmanın en etkin alt yapı taşlarından biri
olduğunu ortaya koymaktadır.
AKP iktidarı;iktidarda
olmayı ve yaklaşan seçimlerde iktidarın tüm nimetlerinden
yararlanmayı yeterli görmemiş,seçim yasasını değiştirmiş ve
güya tarafsız,merkez medya olarak nitelendirilmesine rağmen,
iktidarın baskılarına dayanamayarak iktidarın dümen suyunda
yayın yapan,normal yayın akışını keserek AKP iktidarının
başındaki kişilerin her konuşmalarına anında canlı olarak
bağlanan Doğan Medya'nın da iktidar için yaptıklarını yeterli
görmemiş olacak ki;Doğan Medya Grubu içinde yer alan tüm gazete
ve televizyon kanallarının bundan böyle kayıtsız ve şartsız
sürekli olarak tamamen AKP iktidarının propagandasını yapmasını
sağlamak için,kendisine yakın olan Demirören Grubuna Doğan
Medyayı satın aldırdığını değerlendiriyoruz.
Bu değerlendirmeyi niçin
yapıyoruz?
Demirören grubunun; AKP ve
Sayın ERDOĞAN ile olan yakınlığı,inkar edilemez bir gerçektir.
Bir gerçek daha var
ki;okuma alışkanlığı bulunmayan,nüfusuna oranla gazete
satışlarının yerlerde gezdiği,dizi,eğlence ve paparazi
programlarından başka televizyonların fazla izlenmediği,ülkedeki
üretim ve yatırımların düşmesine paralel olarak reklam
gelirlerinin azalması,gazete yayınlamanın ve televizyonlarda
yayınlanan programların ve dizilerin maliyetlerinin artması ve
medya yatırımlarının karlı olmaktan çıkması nedeniyle;
basiretli bir iş adamının,esasen elinde bulunan medya
kuruluşlarına ilaveten, yeni medya kuruluşlarını fahiş
fiyatlarla satın alarak grubuna dahil etmesi ve büyümeyen,bilakis
küçülmekte olan aynı pastayı paylaşmak istemesi,bize göre kar
amacı güden bir iş adamı için, akıl karı bir iş asla
değildir.Bu satın almanın mutlaka medya patronluğu dışında
başka amaçları ve karlı yönleri olmalıdır.
Demokrasinin ve demokrasinin
gereği olan çoğulculuğun olmazsa olmazı basın özgürlüğünün
yok edilmek istendiği, bugün itibariyle, esasen hür basının ve
basın özgürlüğünün yok denecek kadar azaldığı
ülkemizde,basının;tamamen tek merkezden,talimatla ve tek ses
halinde yayın yaparak sadece iktidarın sesini duyuran tek yanlı
bir propaganda aracı olarak kullanılması amaçlandığı
için,basında bir tekelleşmeye gidildiği açık olup,bu
tekelleşmeden demokrasimiz ve ülkemiz adına hayırlı sonuçların
çıkmayacağını hep birlikte göreceğiz. 22/03/2018
Güner YİĞİTBAŞI
Hukukçu
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder