Yurt
dışına kaçarak siyasi iltica talebinde bulunan hainleri hepiniz
çok iyi bilirsiniz. Bu hainler, kendi kıçlarını kurtarabilmek
için Türkiye Cumhuriyeti Devletini haksız bir şekilde suçlayarak
ifira atarlar ve siyasi iltica talep ederler,Türkiye düşmanı bu
devletler de, bundan yarar sağlamak,Türkiye Cumhuriyetini küçük
düşürmek amacıyla bu iftiraları doğru kabul ederek, o hainlerle
ittifak edip siyasi iltica taleplerini kabul ederler.
8.Nisan.2014
tarihinde yaptığı konuşmada AKP'yi ve ERDOĞAN'ı sert sözlerle
eleştirerek, “Cumhurbaşkanlığına seçilecek şahsiyetin
şaibeden uzak temiz sicile sahip olması şarttır,Türk Milleti
kral seçmeyecek,sultan atamayacak,emir tayin etmeyecek,cumhuru
temsil edecek,milli kimliğe saygı duyup benimseyecek, hakkında
şaibe olmayan kişiye onay verecektir.Önce özerkliğe,arkasından
Kuzey Kürdistan'a açık kapı bırakandan cumhurbaşkanı
olmaz,Türkiye'yi birbirine düşürmeye çalışandan cumhurbaşkanı
olmaz,bebek katili ile müzakere edenden,teröristlere kucak açandan
cumhurbaşkanı olmaz,milleti 36'ya ayırmaya çalışandan ,twitter
kapatandan cumhurbaşkanı olmaz,adaletten kaçandan,rüşvetçilere
kol kanat gerenden cumhurbaşkanı olmaz,evdeki paralarını
sıfırlarken haysiyeti sıfıra düşürenden cumhurbaşkanı
olmaz,milliyetçiliği ayaklar altına alandan Türkiye Cumhurbaşkanı
olmaz olmayacak.İki yanlıştan bir doğru çıkmaz,tekeden süt
sağılmaz,balda tuz bulunmaz,suda ateş yanmaz,Recep Tayyip
Erdoğan'dan da Cumhurbaşkanı olmaz”diyerek avazı çıktığı
kadar bağıran BAHÇELİ,bu sözlerini yok sayarak,önceden
savunduğu milliyetçiliği,Atatürk Cumhuriyetini arkadan vurma
pahasına,kendi koltuğunu kurtarmak için AKP Cumhuriyetine iltica
talebinde bulunmuş ve ERDOĞAN'a yönelik yukarıda tırnak içinde
arşivlerden aldığımız zehir zemberek sözlerine rağmen bu
iltica talebi kabul görmüş ve AKP ile BAHÇELİ, aralarında
karşılıklı bir çıkar ittifakı kurmuşlar ve bu ittifakın
adına da hiç hak etmediği halde cumhur ittifakı demişlerdir.
Bu
ititfakın öbür tarafında bulunan ERDOĞAN da, zamanında
BAHÇELİ'ye yönelk olarak ağıza alınmayacak ağır sözler
söylemiştir.
Buna
rağmen ERDOĞAN ile BAHÇELİ'nin; koltuk uğruna,birbirlerine
yönelik olarak sarf ettikleri eski sözlerini unutarak aralarında
bir seçim ittifakı yapmaları, anlaşılır gibi değilse de,içine
düştükleri bu etik dışı durum bizleri ilgilendirmez,millet
etik dışı,karşılıklı şahsi çıkar ilişkisine dayalı bu
zoraki itttifakı, seçimlerde oylarıyla müspet veya menfi olarak
bir değerlendirmeye tabi tutacaktır.
Bu
ittifakta bizi üzen husus şu olmuştur.Zamanında ağır
eleştirilerle ERDOĞAN'a demediğini bırakmayan BAHÇELİ(kurımsal
olarak bir suçu bulunmayan MHP'nin ve seçmenlerinin adını anmadan
doğrudan Bahçeli diyoruz);partisi MHP'nin kapısına kilit
vuran,partisini iğdiş eden bu ittifak girişiminden dolayı utanç
duyacak,yüzü kızaracak ve insan içine çıkamayacak durumda
olmasına rağmen,yüzü kızarmadan kürsülere çıkarak iyi halt
işlediğini savunabilmekte ve diğer muhalefet partilerinin de
cümbüş ittifakı yapmalarını önerecek kadar densiz bir tutum
sergileyebilmektedir.
BAHÇELİ,baraj
altında kalarak koltuğunu kaybetme korku ve kabusu içinde şuurunu
yitirmiş ve cümbüş ititfakı kurmalarını isteyerek,
partilerinin kurumsal kimliğine ve seçmenlerine saygı duyan ve
sahip çıkan diğer muhalefet partilerinin liderlerini, sözüm ona
aşağılamaya,itibarsızlaştırmaya çalışmıştır.
BAHÇELİ'nin
önerdiği “cümbüş ittifakı” nitelendirmesinde yer alan
cümbüş sözü;sazlı,sözlü eğlenti anlamına gelmekte
olup,Afrinde harekat yapan ordumuzun içinde bulunduğu zor
koşullar,şehit ve gazilerimiz,ülkenin diz boyu olan iç ve dış
çözüm bekeyen devasa sorunları göz önüne alındığında,bu
sorunları umursamayan,sadece kendi koltuğunu düşünen
BAHÇELİ'nin; muhalefete layık gördüğü cümbüş ittifakının
cümbüşçülüğüne kendisinin çok yakışacağını düşünüyoruz.
02/03/2018
Güner
YİĞİTBAŞI
Hukukçu
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder