ÇİFT
BAŞLI YÖNETİM - KESİK BAŞLI DEMOKRASİ
Bazen,
insanın basireti bağlanır ve hem kendisi ve hem de muhatapları
açısından kötü sonuçlar doğuracak yanlış
bir karara imza atılabilir, ancak, şans eseri, gizli bir el, o
yanlış kararı sonuçsuz ve etkisiz kılabilir ve bu duruma
çok seviniriz.
Tayyip
Bey'in, Ankarada 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı kutlamaları için
halkımızın yapacağı Cumhuriyet Yürüyüşünü
Ankara Valisi eliyle yasaklatmasına rağmen, halkımızın
Cumhuriyet Bayramına sahip çıkarak yürüyüş
kararında ısrarcı olmaları nedeniyle, güvenlik güçleri
ile halkın karşı karşıya gelmeleri ve hiç yere müessif
olayların çıkmasına ramak kalmışken, polis barikatının
kaldırılarak, halkın olaysız bir şekilde yürüyüşlerini
tamamlamaları da, belki de onarılması çok güç
bazı müessif olayların çıkmasına neden olacak olan
Tayyip Bey'in yanlış kararının gizli bir el tarafından etkisiz
kılınmasına örnek gösterilebilir.
Tayyip Bey,
bu sonuçtan memnun olacağına, yürüyüşten bir
gün önce, Cumhurbaşkanının, Ankara Valisini makamına
çağırarak, yasağa rağmen, yürüyüş
yapıldığı taktirde, yürüyüş yapanlara esnek ve
hoş görülü davranılmasına yönelik tavsiye ve
telkinlerinin etkisiyle polis barikatının kaldırılarak, yürüyüşe
müsaade edilmesine köpürmüş ve hızını
alamayarak, açıkça isim vermese de, meseleye sağ
duyulu yaklaşan Cumhurbaşkanını, yönetimde çift
başlılık yaratacak şekilde görev ve yetki aşımında
bulunmakla suçlamıştır.
Bir önceki
yazımızda yorumladığımız gibi, aslında Anayasamızda yer alan
hükümlere göre, Yürütme Organı,
Cumhurbaşkanı ve Bakanlar Kurulundan oluşmakta, Bakanlar Kurulu
da; Başbakan ve Bakanlardan kurulmaktadır. Yine Anayasamıza göre,
Yürütmenin, yani yönetimin bir unsuru olan
Cumhurbaşkanı, gerekli gördüğü
hallerde Bakanlar Kuruluna başkanlık etmek veya Bakanlar Kurulunu,
başkanlığı altında toplantıya çağırmak yetkisine de
sahip bulunmaktadır. Yine Anayasamıza göre, Cumhurbaşkanı;
Devletin başı olup, bu sıfatla, Türkiye Cumhuriyetini ve Türk
Milletinin birliğini temsil eder ve Anayasanın uygulanmasını,
Devlet organlarının düzenli ve uyumlu çalışmasını
gözetir. Cumhurbaşkanın bu Anayasal konumuna bakıldığında,
Cumhuriyet Bayramı kutlamalarına, çıkması muhtemel bazı
müessif olaylara engel olmak amacıyla müdahale etmesi,
asla görev ve yetki aşımı ve de yönetimde çift
başlılık yaratma olarak nitelendirilemez.
Anayasamızda
yer alan, Yürütme Organına ilişkin hükümleri,
işine geldiği şekilde, kasıtlı olarak yanlış yorumlayarak,
Cumhurbaşkanı tarafından kendi görev ve yetkilerine müdahale
edildiğini ve yönetimde çift başlılık yaratıldığını
iddia eden Sayın Başbakan Recep Tayyip ERDOĞAN'ın; yürütme
organına ilişkin kendi görev ve yetkilerinde hassasiyet
göstermesine, kendi görev ve yetkilerine sahip çıkma
konusundaki irade ve refleksine rağmen, Anayasa hükümlerine
aykırı olarak, Yasama ve Yargı organlarının görev ve
yetkilerine müdahale edip karışmayı alışkanlık haline
getirdiğini, Anayasanın Cumhurbaşkanına tanıdığı görev
ve yetkileri yok sayarak, Cumhurbaşkanını Yürütme
organından tamamen dışlarken, Yasma ve Yargı Organlarını
kendisine bağımlı kılarak, tüm yetkileri uhdesinde
toplayarak tek adam olma gayretlerini görmezlikten gelemeyiz.
Parlamenter
Demokrasinin cari olduğu ülkemizde, Anayasamıza göre,
kuvvetler ayrılığı ilkesi uyarınca, Yasama, Yürütme ve
Yargı yetkileri, birbirlerinden bağımsız olarak, Türk
Milleti adına, Yasama, Yürütme ve Yargı organları
tarafından kullanılır. Bizim gibi, demokrasi olduğunu iddia eden
ülkelerde, Anayasada yer verilen bir hükümle, açıkça
bir erk ve kuvvet olarak belirtilmese de, siyasal iktidarlara karşı,
halkın doğru bilgi edinmesini ve aydınlatılmasını sağlaması
ve düşüncenin açıklanması özgürlüğüne
işlerlik kazandırması nedeniyle, Basın da dördüncü
kuvvet olarak kabul edilir.
Yani,
çoğulcu gerçek demokrasilerde, Basını da dahil
ettiğimizde, dört ayrı baş mevcut olup, bu duruma göre,
demokrasileri dört başlı bir yönetim şeklidir diye
tanımlayabiliriz.
Tayyip
Bey, Sayın Cumhurbaşkanı'nı, görev ve yetkilerini aşarak,
kendisine ait olan yürütme yetkisini, çift başlı
hale getirmekle suçlarken, yukarıda belirttiğimiz gibi,
Yasama'ya, Yargı'ya ve Basın'a yönelik müdahaleleri
nedeniyle, demokrasinin mevcut olması gereken dört başından
üçünü keserek, dört başlı demokrasimizi,
tek başlı hale getirdiğinin farkında mıdır?
Tayyip
Bey'in; hem de haksız bir şekilde, kendisine ait olan yürütme
yetkisinin ve yönetiminin çift başlı hale getirildiğini
iddia etmesi karşısında, halk olarak bizler de, dört başlı
olması gereken çoğulcu demokrasimizin, üç
basının kesilerek, tek başlı hale getirilmesine sesiz
kalmamalıyız.3/Kasım/2012
Güner
YİĞİTBAŞI
İzmir
Barosu Üyesi Avukat
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder