8 Kasım 2012 Perşembe


DOLMABAHÇE SARAYI'NIN DAYANILMAZ GİZEM'İ


Türkiye Büyük Millet Meclisi Darbeleri ve Muhtıraları Araştırma Komisyonu, bugün (08/11/2012), eski Genelkurmay Başkanı Yaşar BÜYÜKANIT'ı, zamanın Hükumet'ine, 27Nisan/2007 gece yarısı, Genelkurmay'ın internet sitesinde yayınlayarak verdiği e-muhtıra nedeniyle, İstanbul Dolmabahçe Sarayında dinledi.

Eski Genelkurmay Başkanı Yaşar BÜYÜKANIT ile kendisinin muhtıra verdiği AKP Hükumeti'nin Başkanı olan, Başbakan Recep Tayyip ERDOĞAN, muhtıradan bir hafta sonra, Mayıs 2007 de Dolmabahçe Sarayında bir araya gelerek, saatler süren gizli bir görüşme yapmışlar ve içeriği bugüne kadar hiç açıklanmayan, bugün de, BÜYÜKANIT'ın, komisyonca kendisine usulen sorulmasına rağmen, içeriğini açıklamayarak sır tuttuğu bu görüşme sonunda, muhtırayı veren eski Genelkurmay Başkanı BÜYÜKANIT ile muhtıranın muhatabı Başbakan ERDOĞAN, kanka olmuşlar ve BÜYÜKANIT, emekli olurken, muhtıranın muhatapları tarafından madalya ve emekliliğinde kullanması için zırhlı bir araçla ödüllendirilmiş, eski Genelkurmay Başkanı, bu Dolmabahçe görüşmesinden sonra, asker olduğunu hatırlayarak, politik demeçler vermekten vazgeçerek, ERDOĞAN başkanlığındaki Hükumet ile hiçbir şey olmamış gibi, kardeşçe geçinip gitmiş, AKP iktidarına karşı, ağzını açıp bir kelime dahi suçlayıcı laf etmeyerek, uslu çocuk rolünü oynamaya başlamıştır.

Muhtıranın muhatabı ve Dolmabahçe görüşmesinin tarafı olan ERDOĞAN, sonraki günlerde, BÜYÜKANIT ile Dolmabahçede yaptıkları görüşmenin içeriğini açıklamadığı gibi, bu görüşmenin içeriğinin, BÜYÜKANIT ile aralarında, ölene kadar sır kalacağını beyan etmiştir.

Sert bir muhtıra üzerine, muhtıranın tarafları arasında Dolmabahçede yapılan görüşmeden sonra;

-Tarafların sulh olmaları,

-BÜYÜKANIT'ın; bu eyleminden dolayı kendisinden yasal yollardan hesap sorulacağına, kısa bir süre sonra emekli olurken, hiçbir şey olmamış gibi, Hükumet tarafından madalya ve zırhlı araç ile ödüllendirilmesi,

-Darbe girişiminde bulundukları iddiasıyla, Türk Silahlı Kuvvetlerinde görev yapan muvazzaf ve emekli birçok üst rütbeli subay hakkında Özel Yetkili Savcılar tarafından soruşturmalar yapılarak, onların, tutuklu olarak yargılanmalarına ve bir kısmının da ağır cezalarla cezalandırılmalarına rağmen, e-muhtıradan sonra Dolmabahçe görüşmesiyle ERDOĞAN ile yakınlaşması nedeniyle, eski Genelkurmay Başkanı BÜYÜKANIT hakkında, savcılarımız tarafından e-muhtıradan dolayı hesap sorulamaması,

-Dolmabahçe görüşmelerinin içeriğinin, görüşmenin taraflarınca, ölene kadar saklayacakları bir sır haline getirilmesi,

Dolmabahçe görüşmesinin içeriğinin, tamamen kişisel olduğunu ortaya koymuş ve önemini, bir kat daha artırmıştır.

Eski Genelkurmay Başkanının, Meclise çağırılarak bilgisine başvurulması yerine, komisyon'un, İstanbul'a BÜYÜKANIT'ın ayağına giderek, bir sır olan Dolmabahçe görüşmelerine nazire yaparcasına, BÜYÜANIT'ın bilgisine, Dolmabahçede baş vurmuş olması da, dikkat çekici olup, ERDOĞAN dan torpilli ve dokunulmaz olan BÜYÜKANIT'a, komisyonun yaptığı, bir jest ve kıyak olarak değerlendirilmelidir.

AKP ağırlıklı ve başkanı da AKP'li olan, Darbeleri ve Muhtıraları Araştırma Komisyonu'nun, BÜYÜKANIT'a, Dolmabahçede ERDOĞAN ile yaptıkları görüşmenin içeriğine yönelik sorusu, yasak savmak için yapılmış, usulen yöneltilen bir soru olup, BÜYÜKANIT da, bu görüşmenin bir devlet sırrı olmamasına rağmen, görüşmenin içeriğine yönelik soruya cevap vermeyeceğini beyan etmiştir.

ERDOĞAN'ın, ölene kadar saklayacağını ve kendisi ile birlikte mezara gömüleceğini dile getirdiği Dolmabahçe görüşmesinin içeriğinin, komisyon tarafından deşilmesi de, ERDOĞAN'ın bu beyanı karşısında, zaten mümkün değildir.

Dolmabahçe görüşmesinin içeriğine yönelik soruya cevap vermeyeceği baştan belli olan BÜYÜKANIT'ın, bu gerçeğe rağmen,Komisyon tarafından bilgisine baş vurulması, abesle iştigaldir.

Genelkurmay'ın internet sitesinden yayınlanmak suretiyle, 27/Nisan/2007 de verilen e-muhtıra nedeniyle, Komisyon tarafından BÜYÜKANIT'ın bilgisine başvurulması komedisi, BÜYÜKANIT'ın vermiş olduğu muhtıradan aklanması için kurgulanmış ve yapılmış bir işlem olup, BÜYÜKANIT, Komisyon'a verdiği bilgide, internette yayınladığı belgenin bir muhtıra olmadığını savunmuş ve ERDOĞAN'ın da, bunun bir muhtıra olmadığını kabul etmekte olduğu, kamuoyuna açıklanmıştır.

Anayasamızın 10. maddesinde, herkesin yasalar önünde eşit olduğu yazılıdır.

BÜYÜKANIT tarafından, Genelkurmay Başkanı iken, 27.Nisan.2007 gecesi yayınlanan ve Hükumete tehdit içeren belgenin, Türk ceza Kanununa göre, suç oluşturan bir muhtıra olup olmadığının taktir edileceği makam, kuvvetler ayrılığı ilkesinin cari olduğu ülkemizde, Başbakanlık makamı değil, Yargı makamıdır. Başbakan, Hükumetine yönelik olarak açıklanan bu belgenin suç içeren bir muhtıra olup olmadığını taktir edip değerlendiremez. Bu konu, Başbakan'ın şahsi bir meselesi de değildir. Bu nedenle, ben böyle istiyorum, BÜYÜANIT'ı affettim, kendisinden şikayetçi değilim de diyemez. Zira, burada ceza yasaları tarafından korunan, ERDOĞAN'ın şahsı, kara kaşı ve kara gözü olmayıp, onun Başbakanlığını yaptığı, Türkiye Cumhuriyetinin Bakanlar Kuruludur, Türk Milleti'nin hak ve menfaatleridir.

Tüm bu gerçeklere rağmen, bu güne kadar, BÜYÜKANIT hakkında, verdiği e-muhtıra nedeniyle, savcılar tarafından soruşturma açılamamasının nedeni, Dolmabahçe görüşmesinin sır olan içeriği de açığa çıkar endişesi içindeki ERDOĞAN'ın, BÜYÜKANIT'ı koruma altına almış olmasından kaynaklanmakta ve bu hukuk garabeti, yargısının bağımsız olması gereken, hukukun üstünlüğüne dayalı demokratik bir hukuk devleti olan Türkiye Cumhuriyeti'nin sırtında bir kambur olarak durmaktadır.

Sonraki Genelkurmay Başkanı, halen, hem de tutuklu olarak yargılanırken, BÜYÜKANIT'a tanınan e muhtıra dokunulmazlığı, Türk Milletinin vicdanını, derinden sızlatan, yaralayan ve kanatan büyük bir yara olarak varlığını sürdürmektedir.08/11/2012



Güner YİĞİTBAŞI
İzmir Barosu Üyesi Avukat






Hiç yorum yok:

Yorum Gönder