DOLMABAHÇE
SARAYI'NIN DAYANILMAZ GİZEM'İ
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Darbeleri ve Muhtıraları Araştırma Komisyonu,
bugün (08/11/2012), eski Genelkurmay Başkanı Yaşar BÜYÜKANIT'ı,
zamanın Hükumet'ine, 27Nisan/2007 gece yarısı, Genelkurmay'ın
internet sitesinde yayınlayarak verdiği e-muhtıra nedeniyle,
İstanbul Dolmabahçe Sarayında dinledi.
Eski
Genelkurmay Başkanı Yaşar BÜYÜKANIT ile kendisinin muhtıra
verdiği AKP Hükumeti'nin Başkanı olan, Başbakan Recep Tayyip
ERDOĞAN, muhtıradan bir hafta sonra, Mayıs 2007 de Dolmabahçe
Sarayında bir araya gelerek, saatler süren gizli bir görüşme
yapmışlar ve içeriği bugüne kadar hiç açıklanmayan, bugün
de, BÜYÜKANIT'ın, komisyonca kendisine usulen sorulmasına rağmen,
içeriğini açıklamayarak sır tuttuğu bu görüşme sonunda,
muhtırayı veren eski Genelkurmay Başkanı BÜYÜKANIT ile
muhtıranın muhatabı Başbakan ERDOĞAN, kanka olmuşlar ve
BÜYÜKANIT, emekli olurken, muhtıranın muhatapları tarafından
madalya ve emekliliğinde kullanması için zırhlı bir araçla
ödüllendirilmiş, eski Genelkurmay Başkanı, bu Dolmabahçe
görüşmesinden sonra, asker olduğunu hatırlayarak, politik
demeçler vermekten vazgeçerek, ERDOĞAN başkanlığındaki
Hükumet ile hiçbir şey olmamış gibi, kardeşçe geçinip gitmiş,
AKP iktidarına karşı, ağzını açıp bir kelime dahi suçlayıcı
laf etmeyerek, uslu çocuk rolünü oynamaya başlamıştır.
Muhtıranın
muhatabı ve Dolmabahçe görüşmesinin tarafı olan ERDOĞAN,
sonraki günlerde, BÜYÜKANIT ile Dolmabahçede yaptıkları
görüşmenin içeriğini açıklamadığı gibi, bu görüşmenin
içeriğinin, BÜYÜKANIT ile aralarında, ölene kadar sır
kalacağını beyan etmiştir.
Sert bir
muhtıra üzerine, muhtıranın tarafları arasında Dolmabahçede
yapılan görüşmeden sonra;
-Tarafların
sulh olmaları,
-BÜYÜKANIT'ın;
bu eyleminden dolayı kendisinden yasal yollardan hesap sorulacağına,
kısa bir süre sonra emekli olurken, hiçbir şey olmamış gibi,
Hükumet tarafından madalya ve zırhlı araç ile ödüllendirilmesi,
-Darbe
girişiminde bulundukları iddiasıyla, Türk Silahlı Kuvvetlerinde
görev yapan muvazzaf ve emekli birçok üst rütbeli subay hakkında
Özel Yetkili Savcılar tarafından soruşturmalar yapılarak,
onların, tutuklu olarak yargılanmalarına ve bir kısmının da
ağır cezalarla cezalandırılmalarına rağmen, e-muhtıradan sonra
Dolmabahçe görüşmesiyle ERDOĞAN ile yakınlaşması nedeniyle,
eski Genelkurmay Başkanı BÜYÜKANIT hakkında, savcılarımız
tarafından e-muhtıradan dolayı hesap sorulamaması,
-Dolmabahçe
görüşmelerinin içeriğinin, görüşmenin taraflarınca, ölene
kadar saklayacakları bir sır haline getirilmesi,
Dolmabahçe
görüşmesinin içeriğinin, tamamen kişisel olduğunu ortaya
koymuş ve önemini, bir kat daha artırmıştır.
Eski
Genelkurmay Başkanının, Meclise çağırılarak bilgisine
başvurulması yerine, komisyon'un, İstanbul'a BÜYÜKANIT'ın
ayağına giderek, bir sır olan Dolmabahçe görüşmelerine nazire
yaparcasına, BÜYÜANIT'ın bilgisine, Dolmabahçede baş vurmuş
olması da, dikkat çekici olup, ERDOĞAN dan torpilli ve dokunulmaz
olan BÜYÜKANIT'a, komisyonun yaptığı, bir jest ve kıyak olarak
değerlendirilmelidir.
AKP ağırlıklı
ve başkanı da AKP'li olan, Darbeleri ve Muhtıraları Araştırma
Komisyonu'nun, BÜYÜKANIT'a, Dolmabahçede ERDOĞAN ile yaptıkları
görüşmenin içeriğine yönelik sorusu, yasak savmak için
yapılmış, usulen yöneltilen bir soru olup, BÜYÜKANIT da, bu
görüşmenin bir devlet sırrı olmamasına rağmen, görüşmenin
içeriğine yönelik soruya cevap vermeyeceğini beyan etmiştir.
ERDOĞAN'ın,
ölene kadar saklayacağını ve kendisi ile birlikte mezara
gömüleceğini dile getirdiği Dolmabahçe görüşmesinin
içeriğinin, komisyon tarafından deşilmesi de, ERDOĞAN'ın bu
beyanı karşısında, zaten mümkün değildir.
Dolmabahçe
görüşmesinin içeriğine yönelik soruya cevap vermeyeceği baştan
belli olan BÜYÜKANIT'ın, bu gerçeğe rağmen,Komisyon tarafından
bilgisine baş vurulması, abesle iştigaldir.
Genelkurmay'ın
internet sitesinden yayınlanmak suretiyle, 27/Nisan/2007 de verilen
e-muhtıra nedeniyle, Komisyon tarafından BÜYÜKANIT'ın bilgisine
başvurulması komedisi, BÜYÜKANIT'ın vermiş olduğu muhtıradan
aklanması için kurgulanmış ve yapılmış bir işlem olup,
BÜYÜKANIT, Komisyon'a verdiği bilgide, internette yayınladığı
belgenin bir muhtıra olmadığını savunmuş ve ERDOĞAN'ın da,
bunun bir muhtıra olmadığını kabul etmekte olduğu, kamuoyuna
açıklanmıştır.
Anayasamızın
10. maddesinde, herkesin yasalar önünde eşit olduğu yazılıdır.
BÜYÜKANIT
tarafından, Genelkurmay Başkanı iken, 27.Nisan.2007 gecesi
yayınlanan ve Hükumete tehdit içeren belgenin, Türk ceza Kanununa
göre, suç oluşturan bir muhtıra olup olmadığının taktir
edileceği makam, kuvvetler ayrılığı ilkesinin cari olduğu
ülkemizde, Başbakanlık makamı değil, Yargı makamıdır.
Başbakan, Hükumetine yönelik olarak açıklanan bu belgenin suç
içeren bir muhtıra olup olmadığını taktir edip değerlendiremez.
Bu konu, Başbakan'ın şahsi bir meselesi de değildir. Bu nedenle,
ben böyle istiyorum, BÜYÜANIT'ı affettim, kendisinden şikayetçi
değilim de diyemez. Zira, burada ceza yasaları tarafından korunan,
ERDOĞAN'ın şahsı, kara kaşı ve kara gözü olmayıp, onun
Başbakanlığını yaptığı, Türkiye Cumhuriyetinin Bakanlar
Kuruludur, Türk Milleti'nin hak ve menfaatleridir.
Tüm bu
gerçeklere rağmen, bu güne kadar, BÜYÜKANIT hakkında, verdiği
e-muhtıra nedeniyle, savcılar tarafından soruşturma
açılamamasının nedeni, Dolmabahçe görüşmesinin sır olan
içeriği de açığa çıkar endişesi içindeki ERDOĞAN'ın,
BÜYÜKANIT'ı koruma altına almış olmasından kaynaklanmakta ve
bu hukuk garabeti, yargısının bağımsız olması gereken, hukukun
üstünlüğüne dayalı demokratik bir hukuk devleti olan Türkiye
Cumhuriyeti'nin sırtında bir kambur olarak durmaktadır.
Sonraki
Genelkurmay Başkanı, halen, hem de tutuklu olarak yargılanırken,
BÜYÜKANIT'a tanınan e muhtıra dokunulmazlığı, Türk Milletinin
vicdanını, derinden sızlatan, yaralayan ve kanatan büyük bir
yara olarak varlığını sürdürmektedir.08/11/2012
Güner YİĞİTBAŞI
İzmir Barosu Üyesi
Avukat
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder