Ahmet KAYA; hiç şüphesiz,
sesiyle, sazıyla ve şarkılarıyla, bu ülkenin yetiştirdiği
önemli ve tanınmış bir ses sanatçımızdır.
Ancak, Ahmet KAYA'nın;
yaşadığı dönemin koşulları itibariyle, bazıları Kürtçülük
propagandası sayılan ve suç teşkil eden sivri söylemlerde
bulunduğu da, inkar edilemez bir gerçektir.
Bu itibarla, Ahmet KAYA'nın
sesini ve eserlerini beğenmelerine, müziğini dinlemelerine rağmen,
o dönemin koşulları içinde, onun savunduğu görüşleri ve dile
getirdiği söylemlerini beğenmeyen, ona kızgınlık duyan hatırı
sayılır, azımsanamayacak çoğunlukta bir kitlenin var olduğu da
bir gerçektir.
Biz de, şahsen, yaşadığı
dönemde savunduğu bazı görüşlerine katılmasak da, Ahmet
KAYA'yı, salt bir ses sanatçısı olarak çok seven ve taktir eden
ve halen, arşivimizdeki şarkılarını büyük bir beğeni ile
dinlemeye devam eden bir kişiyiz.
Ahmet KAYA'nın yaşadığı
dönem ile öldüğü tarihten bu yana yıllar geçmiş, ceza
yasalarındaki suç teşkil eden bazı hükümler yürürlükten
kaldırılmış, Kürt lafının dahi telaffuz edilmesinin
korkulduğu,Kürtçe şarkıların okunmasının ve kayda alınmasının
yasak olduğu dönem geride kalmış, Kürt realitesi kabul edilmiş,
iktidardaki AKP, barış süreci adı altında yeni bir süreç
başlatmış, PKK'nın silahlı teröristleri dahi serbestçe dolaşır
hale gelmiş, Kürtçe özel okullarda eğitim dili olarak kabul
edilmiş, Güneydoğu illerindeki bazı yerleşim alanlarına,
çıkarılan yasalarla, Kürtçe ismler verilebilmenin önü açılmış,
devlet televizyonundan Kürtçe yayınlara başlanmış, Kürtçe
okullarda seçmeli dil olarak kabul edilmiş, Türkçe bilseler dahi,
sanıkların mahkemelerde Kürtçe tercüman kullanılarak, Kürtçe
savunma yapabilmeleri sağlanmış, Tayyip Bey'in bir zamanlar vatan
hainliği ile eş tuttuğu, iktidarın, PKK lideri ÖCALAN ile
görüşmeleri ve dolaylı müzakereleri alenen yapılabilir hale
gelmiş, Kuzey Irak da bir Kürt oluşumunun savaş sebebi sayılacağı
kırmızı çizgilerinden, bu Kürt oluşumunun lideri Barzani'nin
Diyarbakır ilinde devlet başkanı protokolü ile karşılanıp
ağırlanması aşamasına gelinmiş ve Türkiye Cumhuriyetinin
Başbakanı tarafından, Kuzey Irak Kürt bölgesi, Kürdistan olarak
kabul edilip, alenen dile getirilmiş, basında yer alan haberlere ve
haritalara göre, ülkemizin bazı illerinin de yer alacağı Büyük
Kürdistan Devleti kurulması projesine karşı çıkılmayacağının
sinyali verilmiş, velhasıl köprünün altından çok sular akmış
ve Ahmet KAYA'nın yaşadığı ve bir ödül töreninde linç
edilmek istendiği dönemlerin koşulları çok ama çok değişmiş,
bütün tabular yerle bir olmuştur.
İşte bu nedenledir ki,
Tayyip Bey; bugün, değişen koşulları hiç dikkate almadan, Ahmet
KAYA'ya eski dönemin yasakçı koşulları içinde karşı çıkan
ve bir ödül töreninde haksızlık yapan bazı kişi ve
sanatçıları, bugün acımasız bir şekilde eleştirip onları
hedef göstererek, o dönemde Ahmet KAYA'ya yapılan haksızlığı,
şimdi kendisi bazı sanatçılara yapmaktan hiç çekinmemiştir.
Tayyip Bey, Ahmet KAYA'yı
sevebilir ve bir insan olarak, günümüz koşullarında,onun eskiden
yaptıklarının, hiçbir eleştirel değerinin kalmamış olması
nedeniyle, Ahmet KAYA'yı anıp, hakkında güzel şeyler söyleyerek
onu onore edebilir, bu onun en tabii hakkı ve bir insanlık
borcudur.
Ancak, bu gerçeklere
rağmen, Ahmet KAYA'nın ölüsünden kendisine ve partisine politik
rant elde etmek için, mazide kalan ve o dönemin koşulları içinde
değerlendirilmesi gereken, Ahmet KAYA'ya yapılmış bulunan bir
haksızlığı abartıp istismar etmek, bu olayı iyice kaşıyarak
halkın değişik kesimleri arasında husumet oluşmasına neden
olmak, Başbakan olarak, bu ülkenin huzurundan sorumlu olan Tayyip
Bey'e hiç yakışmamakta ve Ahmet KAYA mezarında rahatsız
olmaktadır.
Tayyip Bey, merhum sanatçı
Ahmet KAYA'nın ölüsünü istismar etmekten vaz geçmeli ve ölüye
saygı göstermelidir.20/Kasım/2013
Güner
YİĞİTBAŞI
İzmir Barosu
Üyesi Avukat
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder