21 Kasım 2013 Perşembe

ÖLÜ'YÜ RAHAT BIRAKINIZ

Ahmet KAYA; hiç şüphesiz, sesiyle, sazıyla ve şarkılarıyla, bu ülkenin yetiştirdiği önemli ve tanınmış bir ses sanatçımızdır.

Ancak, Ahmet KAYA'nın; yaşadığı dönemin koşulları itibariyle, bazıları Kürtçülük propagandası sayılan ve suç teşkil eden sivri söylemlerde bulunduğu da, inkar edilemez bir gerçektir.

Bu itibarla, Ahmet KAYA'nın sesini ve eserlerini beğenmelerine, müziğini dinlemelerine rağmen, o dönemin koşulları içinde, onun savunduğu görüşleri ve dile getirdiği söylemlerini beğenmeyen, ona kızgınlık duyan hatırı sayılır, azımsanamayacak çoğunlukta bir kitlenin var olduğu da bir gerçektir.

Biz de, şahsen, yaşadığı dönemde savunduğu bazı görüşlerine katılmasak da, Ahmet KAYA'yı, salt bir ses sanatçısı olarak çok seven ve taktir eden ve halen, arşivimizdeki şarkılarını büyük bir beğeni ile dinlemeye devam eden bir kişiyiz.

Ahmet KAYA'nın yaşadığı dönem ile öldüğü tarihten bu yana yıllar geçmiş, ceza yasalarındaki suç teşkil eden bazı hükümler yürürlükten kaldırılmış, Kürt lafının dahi telaffuz edilmesinin korkulduğu,Kürtçe şarkıların okunmasının ve kayda alınmasının yasak olduğu dönem geride kalmış, Kürt realitesi kabul edilmiş, iktidardaki AKP, barış süreci adı altında yeni bir süreç başlatmış, PKK'nın silahlı teröristleri dahi serbestçe dolaşır hale gelmiş, Kürtçe özel okullarda eğitim dili olarak kabul edilmiş, Güneydoğu illerindeki bazı yerleşim alanlarına, çıkarılan yasalarla, Kürtçe ismler verilebilmenin önü açılmış, devlet televizyonundan Kürtçe yayınlara başlanmış, Kürtçe okullarda seçmeli dil olarak kabul edilmiş, Türkçe bilseler dahi, sanıkların mahkemelerde Kürtçe tercüman kullanılarak, Kürtçe savunma yapabilmeleri sağlanmış, Tayyip Bey'in bir zamanlar vatan hainliği ile eş tuttuğu, iktidarın, PKK lideri ÖCALAN ile görüşmeleri ve dolaylı müzakereleri alenen yapılabilir hale gelmiş, Kuzey Irak da bir Kürt oluşumunun savaş sebebi sayılacağı kırmızı çizgilerinden, bu Kürt oluşumunun lideri Barzani'nin Diyarbakır ilinde devlet başkanı protokolü ile karşılanıp ağırlanması aşamasına gelinmiş ve Türkiye Cumhuriyetinin Başbakanı tarafından, Kuzey Irak Kürt bölgesi, Kürdistan olarak kabul edilip, alenen dile getirilmiş, basında yer alan haberlere ve haritalara göre, ülkemizin bazı illerinin de yer alacağı Büyük Kürdistan Devleti kurulması projesine karşı çıkılmayacağının sinyali verilmiş, velhasıl köprünün altından çok sular akmış ve Ahmet KAYA'nın yaşadığı ve bir ödül töreninde linç edilmek istendiği dönemlerin koşulları çok ama çok değişmiş, bütün tabular yerle bir olmuştur.

İşte bu nedenledir ki, Tayyip Bey; bugün, değişen koşulları hiç dikkate almadan, Ahmet KAYA'ya eski dönemin yasakçı koşulları içinde karşı çıkan ve bir ödül töreninde haksızlık yapan bazı kişi ve sanatçıları, bugün acımasız bir şekilde eleştirip onları hedef göstererek, o dönemde Ahmet KAYA'ya yapılan haksızlığı, şimdi kendisi bazı sanatçılara yapmaktan hiç çekinmemiştir.

Tayyip Bey, Ahmet KAYA'yı sevebilir ve bir insan olarak, günümüz koşullarında,onun eskiden yaptıklarının, hiçbir eleştirel değerinin kalmamış olması nedeniyle, Ahmet KAYA'yı anıp, hakkında güzel şeyler söyleyerek onu onore edebilir, bu onun en tabii hakkı ve bir insanlık borcudur.

Ancak, bu gerçeklere rağmen, Ahmet KAYA'nın ölüsünden kendisine ve partisine politik rant elde etmek için, mazide kalan ve o dönemin koşulları içinde değerlendirilmesi gereken, Ahmet KAYA'ya yapılmış bulunan bir haksızlığı abartıp istismar etmek, bu olayı iyice kaşıyarak halkın değişik kesimleri arasında husumet oluşmasına neden olmak, Başbakan olarak, bu ülkenin huzurundan sorumlu olan Tayyip Bey'e hiç yakışmamakta ve Ahmet KAYA mezarında rahatsız olmaktadır.

Tayyip Bey, merhum sanatçı Ahmet KAYA'nın ölüsünü istismar etmekten vaz geçmeli ve ölüye saygı göstermelidir.20/Kasım/2013



Güner YİĞİTBAŞI
İzmir Barosu Üyesi Avukat

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder