Politikada
sonuç almak önemlidir.Seçimlerde başarı gösterip iktidar
olursan, gerçek çapın ve değerin ne olursa olsun
başarılısındır.Seçime dayalı demokrasinin bir cilvesidir bu,
yapacak başka bir şey yoktur.
Şaibeli, eşit
koşullarda ve demokratik bir ortamda yapılmamış olsada, YSK'nın
ilan ettiği sonuçlara göre, referandumdan evetçiler galip çokmış
ve anayasa halk oyundan geçmiştir.
Çok doğrudur,
referandum yerel veya genel bir seçim değildir,hayır oylarının
içinde CHP seçmeninin olduğu kadar,belirli oranlarda
MHP,SAADET,HDP,AKP ve bağımsızların oyları da vardır.
Referandumda
hayır oylarının galip çıkması için sadece CHP çalışmamış,
MHP'li muhalifler,SAADET ve HDP de hayır için propaganda
çalışmalarına katılmış,bununla da kalmamış, CHP lideri
KILIÇDAROĞLU'na CHP'nin ağır topları BAYKAL ve İNCE gibi
kişiler de, toplantı ve mitingler düzenleyerek katılmışlar,ayrıca
Baro ve Barolar Birliği gibi melsek kuruluşlarının başkanları
da hayır için çaba sarfetmişlerdir.
Ama, sonuç
olarak hayır oyları az farkla geride kalarak, anayasa halk
oylamasından geçmiştir.
Bu nedenle,CHP
lideri KILIÇDAROĞLU'nu referandumda başarısız olduğu
gerekçesiyle suçlayarak,CHP içinde savaş açma, partiyi
karıştırma ve yıpratmaya yönelik çıkışlar,haklı olmadığı
gibi, içinde bulunduğumuz bu ağır koşullarda ülkeye ihanettir.
Ülkenin umudu
olan ana muhalefet partisi, bu zamansız ve yanlış çıkışlar ve
parti içi muhalefet nedeniyle güç kazanmayacak,mevcut gücünden
güç de kaybedecektir.
Devleti tüm
kadrolarıyla ele geçiren, partili cumhurbaşkanı ve tek adam
yoluyla bir parti devleti örgütlenmesi içine giren, yargıyı
tamamen sindirerek kendi saflarına katan, laik eğitime son
vererek,eğitimi islamlaştıran ve arka bahçesi haline
getiren,kindar ve dindar yeni bir nesil yetiştirme idealinde oldukça
mesafe kaydeden, devletin tüm imkanlarını,örtülü ve örtüsüz
ödeneklerini seçim kazanma adına sonuna kadar kullanmaktan hiç
çekinmeyen, ifade ve basın özgürlüğünü sınırlayan,
ülkemizdeki yazılı ve görsel medyanın büyük çoğunluğunu
yandaş ve tek sesli hale getirerek, propaganda üstünlüğünü
eline geçiren,Yüksek Seçim Kurulunu etkisiz kılan AKP
iktidarınına karşı bir seçim galibiyetini elde edebilecek yeni
bir lider asla düşünemiyoruz.
Bu nedenlerle,
KILIÇDAROĞLU'na bayrak açanlara hak vermemekle ve onlara
katılmamakla birlikte, ilkesel ve etik olarak, Sayın
KILIÇDAROĞLU'nun; 2019 da çok muhtemeldir ki, yeni bir seçim
yenilgisi almadan, koltuğu istekli bir partiliye bırakmasında
yarar görüyoruz.
Bundan önce de
çok yazdık, Sayın KILIÇDAROĞLU da; koltuğa yapışıp kalma
konusunda, diğer sağ parti liderlerinden farklı bir tutum
sergilememiştir,oysa ki; şahsen biz, KILIÇDAROĞLU'nun seçim
başarısızlıkları yaşaması halinde koltuğu kendi isteğiyle
bırakacağına çok inanan bir kişiydik, lider olmadan önceki hal
ve hareketlerinden,konuşmalarından bizde öyle bir izlenim
bırakmıştı, Avrupada olduğu gibi, bizim ülkemizde de seçim
başarısızlıkları sonucunda kendi isteğiyle koltuğunu bir başka
partiliye bırakma konusundaki demokratik ve etik davranışı Sayın
KILIÇDAROĞLU' dan çok beklerdik ve ülkemizde ilk olacak olan bu
davranış kendisine çok da yakışırdı ve bugün karşı karşıya
kaldığı üzücü parti içi muhalefetin muhatabı da olmazdı.
Dememiz odur
ki; Sayın KILIÇDAROĞLU, referandumda başarısız olduğu
gerekçesiyle değil ama, eski seçim başarısızlıklarına
bakarak, liderliğini daha fazla tartıştırmadan ve partisine zarar
vermeden, ilkesel ve etik açısından seçimli olağanüstü
kongreye giderek koltuğu bir başka partiliye bırakmalıdr.
04/05/2017
Güner
YİĞİTBAŞI
Hukukçu
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder