Milli irade
diyenleri,üst üste onlarca seçim kazandık diyerek
böbürlenenleri,seçimlere daha uzun süre olmasına rağmen,
bugünden korku sarmış sanki.
Bayram değil
seyran değil,seçimlere daha çok zaman var ama,tam meclisin
açılacağı günden bir gün önce,iktidardaki AKP'nin eski
bakanlarından Faruk ÇELİK, ansızın bir görüş attı ortaya ve
dedi ki;bundan sonraki seçmlerde, ilk turda %40+1 oy alan
Cumhurbaşkanı seçilsin,%50+1 milleti yorar.
Haydaaa!
Gerçekten
korku dağları sarmış.
ERDOĞAN
sürekli ne diyordu?
İstanbul'u
alan Türkiye'yi alır.Yani İstanbul seçimlerini kazanamayan,
Türkiye genelinde kaybeder.
ERDOĞAN;31.Martta
yapılan yerel seçimlerde kendisini ve itibarını ortaya koyduğu
halde, İstanbul Büyükşehir Belediyesini kaybetti,mızıkçılık
yapıp,YSK'ya baskı yaparak tekrarlattığı Haziran seçimlerinde
de, daha büyük fark yiyerek İstanbul'u tekrar kaybetti.
ERDOĞAN; bu
kayıp sonucunda ve yaptırdığı anket sonuçlarına bakarak,
paniğe kapılmış olmalı, biriken ekonomik sorunlar,Suriye
sorunu,dayanacak bir günümüz dahi kalmadı demesine,Amerika'ya
Eylül sonuna kadar mühlet vererek,anlaştık anlaştık, aksi halde
göbeğimizi tek başımıza kendimiz keseriz diyerek yüksek
perdeden uçmasına rağmen,bir türlü giremediği Fıratın
doğusundaki Kürt oluşumu,partisinden ayrılanların yeni parti
kurma girişimleri,alıp başını giden işsizlik,pahalılık
karşısında, yıprandığının ve önemli miktarda oy ve güç
kaybına uğradığının çok farkında olarak,bu 40+1 tezine
sarılmış ve Faruk ÇELİK vasıtasıyla bu yeni tezini
dillendirmeye başlamıştır.
Sayın AKP
Genel Başkan ERDOĞAN;yok öyle yağma.
Hem,tek adam
olarak Sarayında lüks ve israf içinde tüm devlet yetkilerini tek
başına elinde tutacaksın,yargıya ve yasamaya hükmedecek ve Büyük
ATATÜRK'ün dahi sahip olmadığı,Türkiye Cumhuriyeti Devletinin
tek söz sahibi olacaksın,üstüne üstlük bir de, seçim kazanmayı
kolaylaştırıp seçimi çocuk oyuncağına çevireceksin.Biraz
utanmak gerekir, insaf ki ne insaf.SAyın ERDOĞAN;Kanarya Sevenler
Derneğine başkan seçilmeyecek, koskocaman T.C.Devletine çok geniş
yetkileri olan Cumhurbaşkanı seçilecek.Bu nedenle; katılımın,
temsil oranının en az %50+1 olması zorunludur,bize göre bu denli
yetkilere bu dahi azdır.
Cumhurbaşkanının
yetkilerinin fazlalığı ile doğru orantılı olarak, seçim için
zorunlu oy oranın artması,daha nitelikli oy oranı getirilmesi,
demokrasinin olmazsa olmazıdır.
Hangi
demokraside görülmüş bu bolluk,çok az bir oy oranı ile birinci
turda ülkenin kaderiyle oynayacak büyüklükte yetkilerle
donatılmış, tek adam konumunda Cumhurbaşkanı seçil,ama iş
sorumluluğuna,hesap vermene gelince, Yüce Divana gitmen için çok
büyük miktarlarda, nitelikli milletvekili oyu gerekli olsun,bu
komedinin adına da demokrasi diyelim.
Olmaz böyle
saçmalık.Bu girişim, oyunun ortasında mızıkçılık
yapmaktır.Sandıktan ve seçmenden kaçmaktır,kendine güvenin
yitirildiğinin açık bir itirafıdır,böyle bir girişim ERDOĞAN'a
seçim kazandırmaz,eksilen itibarını ve desteğini tamamen
yitirmesine neden olur.ERDOĞAN; yenilenen İstanbul seçimlerinde
düştüğü, 800.000 oy farkı yediği aciz durumunu, asla göz ardı
etmemeli ve bu sevdasından vaz geçmelidir.
ERDOĞAN'ın;
bugün Meclisin açılışında yaptığı konuşmasında,her zaman
olduğu gibi, öncelikle yer verdiği 15.Temmuz darbe girişmine
dayalı Gazi Meclis tanımlamasını da asla kabul etmiyoruz.
Evet,Orduya ve
devletin tüm hücrelerine sızan FETÖ laneti,15.Temmuzda darbe
girişiminde bulunmuştur,bunu ülkesini seven hiçbir Türk
vatandaşı inkar edemez,ama aynı hedefe,menzile birlikte
ilerledikleri bu FETÖ belasını bu ülkenin başına saran en
yetkili kişinin kendisi olduğunu ERDOĞAN asla unutmamalıdır.Fetö
hain darbe girişimi gecesi,uçaklardan Meclisin bombalandığı da
maddeten sabittir.Ancak, siyasal iktidarla bir iktidar mücadelesine
giren FETÖ haramilerinin başarısız kalan bu darbe girişimlerinde
Meclise bomba atmaları asla savunulamaz ise de,iki eski yoldaşın
aralarında anlaşamayarak giriştikleri iktidar mücadelesinin
tezahürü bir darbe girişiminde meclisin bombalanarak yara
alması,ATATÜRK'ün;işgalci düşman devletlere karşı giriştiği
İstiklal Savaşını, halkıyla birlikte yönlendirdiği,önemli
kararları aldığı Türkiye Büyük Millet Meclisinin,İstiklal
Savaşı nedeniyle almış olduğu gazilik ünvanının önüne asla
geçemez.
Sayın
ERDOĞAN;bugünkü meclisin açılış konuşmasında 15.Temmuza
öncelik vermiş ve 15.Temmuz örneğinden Kurtuluş Savaşına dönüş
yapmıştır.Bize göre, Türkiye Büyük Millet Meclisinin gazilik
ünvanı tektir ve o da Kurtuluş Savaşı sebebiyle almış olduğu
Gazi Meclis ünvanıdır.Bu Unvan da Meclisimize yeterlidir.
Cumhurbaşkanlığı
Hükümet Sistemi adıyla kurulan ve Cumhurbaşkanına yasaya ihtiyaç
duymadan kararnamelerle ülkeyi yönetme yetkisi
tanıyan,yasama,yürütme ve yargı organlarının tek hakimi kılan
bu sistem, Türkiye Büyük Millet Meclisini işlevsiz kılmış
olup,asıl bu sebeple meclisimiz belki ikinci bir gazi ünvanını
hak etmiş olabilir,hatta bu kadar devre dışı ve işlevsiz
bırakılması nedeniyle, Meclisimizin şehit olduğunu dahi kabul
edebiliriz.
Sayın
ERDOĞAN'a buradan sesleniyoruz;Milletimiz,er meydanı olan sandıktan
kaçan ve korkanları asla affetmez.Bizden söylemesi,Dimyata pirince
giderken sakın bulgurdan da olmayınız. 01/10/2019
Güner
YİĞİTBAŞI
Hukukçu
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder