Ülkemizde bazı
çevreler; RTÜK, HSK ve yargının bir bölümü, yapmaları gereken
anayasal ve asli görevlerini yasalar çerçevesinde tarafsız olarak
yapmayı bir kenara bırakmışlar, artık anayasa ve yasa tanımayan
ve ülkeyi çadır devleti gibi yöneten,bu salgın döneminde dahi
yoksul halka hizmet için çırpınan CHP'li belediyeleri
çalıştırmamak için engeller koyan,belediyeleri kanarya sevenler
derneği ile eş tutan,Belediyeleri meşru yerel kamu idareler olarak
kabul eden anayasanın 127. maddesini yok sayan,onlarca seçilmiş
muhalif belediye başkanlarını görevden alarak, yerlerine
kayyumlar atayan,tek suçlar halka hizmet olan belediye başkanları
hakkında soruşturmalar açan,sandıktaki sonlarını gördükleri
için iktidarı bırakmamak adına her yolu deneyerek son
çırpınışlarını yapan siyasal iktidara nasıl destek
olabiliriz,muhalefeti nasıl susturabilirizin, akla gelmeyen
hesaplarını yapıyorlar ve bu doğrultuda hukuk dışı kararlar
almaktan çekinmedikleri gibi,utanmıyorlar da.
Halk Tv.nin
başına gelenleri,haksız ve hukuksuz sudan sebeplerle programlarına
getirilen yasakları,hukuksuz olarak tutuklanan muhalif gazetecileri
hepiniz biliyorsunuz.
Tüm bu
hukuksuzlukların ve pervasızlıkların çifte standart kararlarla
yapıldığını halkımız görüyor ve olmayan demokrasimiz adına
çok üzülüyoruz.
Siyasal
iktidar, yandaşı RTÜK ve savcılar; bir televizyon kanalında
insanları ölümle tehdit eden,elinde öldürülecek kişilerin
listesinin bulunduğunu alenen açıklayarak suç işleyen bir bayan
karşısında suskun kalıyor, 83 milyonun önünde yayın yoluyla
suç işleyen bu bayan,hala elini kolunu sallayarak dolaşmaya devam
ediyor ve Halk Tv.ye işlemediği bir suçtan dolayı cezalar
yağdıran RTÜK, bu kanala bir işlem yapmaya
yanaşmıyor.Partizanlığın,yasa tanımazlığın ve pervasızlığın
bu denlisini biz hiçbir iktidar döneminde görmedik ve
yaşamadık,bundan sonra da göreceğimizi asla düşünmüyoruz.
Devletin
kurumları asıl görevlerini unutmuşlar,varsa yoksa,darbe ve darbe
paranoyası üzerinden iktidarını güçlendirmek ve devam ettirmek
isteyen, darbe paranoyası üzerinden özgürlükleri tamamen yok
etmenin planları içindeki siyasal iktidarın değirmenine su
taşımanın uğraşı içindeler.
Aslında,muhalif
kesimlerin; iktidarı hukuk dışı yollarla devirmeye yönelik
yapmayı düşünüp planladıkları bir darbe falan yok,bu darbe
iddia ve paranoyası üzerinden iktidar ve yandaşlarının yapmak
istedikleri; kendilerinin, adım adım uygulamaya koydukları
demokrasi karşıtı eylemleriyle,gerçekleştirmeye çalıştıkları
darbelerin üzerini örtmektir.
Yürürlükteki
anayamızın; özgürlüklerle,egemenliğin kayıtsız ve şartsız
millete ait olduğuna,hukukun üstünlüğüne ve yargının bağımsız
ve tarafsızlığına ilişkin maddelerini uygulamayarak,demokrasiyi
fiilen ortadan kaldıran siyasal iktidar ve onun yandaşları, bu
ülkede gerçek bir darbeyi başarmışlar ve demokrasimizi yok
etmişlerdir.
Darbe ve
darbeci arayanlar; bize göre,önce aynaya bakmalıdırlar.
Hakimler
Savcılar Kurulunun; Karşıyaka Hakimi ve aynı zamanda Yargıçlar
Sendikası Başkanı olan Sayın Ayşe SARISU PEHLİVAN hakkında
almış olduğu üç ay süreli meslekten uzaklaştırmasına ilişkin
kararı,artık bardağı taşıran son damla olmuştur.
Sayın Hakim
Ayşe Hanım ne suçu işlemiştir.Kendisinin, hakim sıfatı ve
kimliğini taşımaksızın vicdanlı ve aydın bir insan
olarak,yaşam hakkını savunması,hiç kimsenin
ölmemesini,türkülerin sesinin yok olmamasını istemesi,insan
hayatını öncelemesi, suç mudur?
Hakime hanımın
sosyal medyadaki bu paylaşımları;sosyal medyayı ve ülkeyi kendi
geri ve ortaçağ zihniyetleriyle denetlemeye ve ülkeyi paralel bir
yapı oluşturarak yönetmeye ve insanları dizayn etmeye
çalışan,kendilerini bilmez ikidar yandaşlarının yaygaralarına
kulak vererek, tuzu da kokutan akıl almaz,hukuk ve insanlık dışı
karara imza atan HSK'nın ilgili üyelerini şiddetle kınıyor ve
anayasal ve yasal yetki hudutlarına çekilmeye ve bu kararı yeniden
gözden geçirmeye davet ediyoruz.Aksi halde,ileride çocuklarının
ve torunlarının yüzlerine nasıl bakacaklarını merak ediyoruz.
Ülkemiz
insanları öyle bir hukuksuzluğun girdabında boğuşuyor
ki;hepsinin sinir sistemleri bozulmuş,koronavirüsü dahi unutmuşlar
ve hukuk tanımayan siyasal iktidarın gideceği seçime
odaklanmışlar ve dört gözle seçimleri bekliyorlar.
Biz,malesef bir
erken seçim beklemediğimiz gibi,iş başındaki koltuğa yapışmış
ve gitmek istemeyen siyasal iktidarın;İstanbul seçimlerinde meşru
sandığı deviren tutumlarına bakarak,böyle giderse zamanında
yapılacak bir seçimin dahi, Türk Milletine çok görüleceğinden
endişe duyuyoruz.
Umarız yanılan
biz oluruz ve geç de olsa demokratik seçimlerle bu kabustan
kurtulur,insanlarımız ve ülkemiz. 15/05/2020
Güner
YİĞİTBAŞI
Hukukçu
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder