Tayyip Bey,
Türkiye Cumhuriyetinin Cumhurbaşkanlığı makamı çok saygın bir
makamdır.
Şu anda bu
makama halk oyuyla seçilen kişi sizsiniz.Bundan hiç kimsenin en
ufak bir şüphesi olamaz.
Ancak, size oy
veren ve sizi Cumhurbaşkanı seçen vatandaşlarımız kadar, size
oy vermeyen ve sizi Cumhurbaşkanlığı makamında görmek
istemeyen, hatırı sayılır çoğunlukta bir vatandaş kitlesinin
var olduğunu da unutmayınız.
Cumhurbaşkanlığı
makamını çok değerli ve saygın bir makam olarak gördüğümüz
ve Cumhurbaşkanlığı makamının yıpranmasını istemediğimiz
için, size bu açık mektubu Cumhurbaşkanı kimliğinizi esas
alarak değil, vatandaş Tayyip Bey kimliğinizi esas alarak
yazıyoruz.
Tayyip Bey,
halk oyuyla Cumhurbaşkanı seçildiniz ama, açık yüreklilikle ve
üzülerek söylemek gerekirse, Türkiye Cumhuriyeti Devletinin
Anayasasına uygun, gerçek anlamda bir Cumhurbaşkanı olamadınız.
Salt bir makama
seçilmek ile o makamı doldurarak o makamın hakkını verebilmenin
tamamen farklı kavramlar olduğunu unutmayınız.
Anayasamıza
göre, gerçek anlamda Cumhurbaşkanı olabilmek ve o makamı
doldurup hak edebilmek için, gerekli oyu alarak Cumhurbaşkanı
şeçilmek yeterli değildir, Cumhurbaşkanı seçilen kişi, Türkiye
Büyük Millet Meclisinde, Anayasanın öngördüğü şekilde yemin
ederek, gerçek anlamda Cumhurbaşkanı sıfatını kazanır ve
görevine başlar, görevine başlarken yaptığı tarafsızlık
yeminine de sonuna kadar uymak ve sadık kalmak zorundadır.
Siz de, Meclis
önünde yemin ettiniz ve görevinize başladınız. Ancak, başından
itibaren, namusunuz ve şerefiniz üzerine yaptığınız tarafsızlık
yemininize, maalesef sadık kalamadınız ve yemininizi yok saydınız.
Tarafsız ve
herkesin cumhurbaşkanı olamadınız, eski partiniz AKP ile
ilişkinizi kesemediniz.
Bu nedenle
siz,Cumhurbaşkanı seçilen bir kişi olmanıza rağmen,üzülerek
söylemek gerekirse, Anayasamıza göre Cumhurbaşkanı sıfatını
kazanamadınız, Anayasanın öngördüğü Cumhurbaşkanı
vasıflarını üzerinde taşıyan gerçek anlamda bir Cumhurbaşkanı
olamadınız.
Bize göre,
Türkiye Cumhuriyetinin Cumhurbaşkanlığı makamı, şu anda
hukuken boş olup, siz, Cumhurbaşkanlığı makamında oturan, AKP
Genel Başkanı konumunda siyasi bir kişiliksiniz.
Tayyip Bey;
Başkanlık sistemine geçme inadınızı anlamakta gerçekten
zorlanıyoruz.
Başkanlık
sistemine geçmek istemenize rağmen, niçin Cumhurbaşkanlığına
aday olup seçildiniz anlayamıyoruz.Madem ki, başkanlık sistemine
geçmek istiyordunuz, Başbakan kalıp, seçimlerde Başbakan
sıfatıyla bunun mücadelesini verseydiniz ve seçimleri aynı
zamanda başkanlık sisteminin referandumu haline getirseydiniz,
Anayasaya daha uygun, daha etik ve şık bir davranış olmaz mıydı?
Şimdi
Cumhurbaşkanı olarak, meydanlara çıkıp AKP Genel Başkanı gibi,
AKP'ye 400 milletvekili verin diyerek propaganda yapmak, hiç size
yakışıyor mu, Anayasamıza uygun bir davranış oluyor mu?
Tabii ki hayır.
Son Elazığ
gezinizde yaptığınız meydan konuşmanızda, muhalefet partilerini
ağır ve haksız bir şekilde eleştiriyor ve yine AKP'ye oy talep
ederek, AKP'nin seçim propagandasını yapıyordunuz, bu cüreti
nereden alıyorsunuz, merak ediyoruz doğrusu, koskoca Türkiye
Cumhuriyeti Devletini, adeta babanızın çiftliği gibi görüyor ve
keyfinize göre idare etmeye çalışıyorsunuz, iç güvenlik yasası
çıkacak diyorsunuz.Bu hakkı ve yetkiyi nereden alıyorsunuz,
sizin, kanun teklif etme ve bir kanunun çıkarılması için,
Meclise emir ve talimat verme hak ve yetkinizin olmadığını
bilmiyor musunuz? Sizin yetkiniz, parlamentonun kabul ettiği
yasaları imzalayarak yayınlamak veya gerekli görürseniz bir daha
görüşülmek üzere Meclise iade ederek veto etmektir.
Demokrasiler, hangi makamda olurlarsa olsunlar, herkesin görev ve
yetkilerini ve hadlerini bilme rejimidir.
Tayyip Bey, siz
kendinizi gerçekten tarafsız, tüm milleti temsil eden, herkesin
Cumhurbaşkanı olarak görebiliyor musunuz, böyle görmek istiyor
musunuz, merak ediyoruz doğrusu.
Elazığ
konuşmasnızda dikkatimizi çeken ve bir Türk vatandaşı olarak
bizi fazlasıyla üzen ve hayrete düşüren husus, sizin muhalefet
partilerini eleştirmeniz üzerine taraftarlarınızın, muhalefet
partilerini yuhalamaları karşısında sessiz kalmanız ve sizi
dinlemek üzere meydanda toplanan taraftar kitlenize, muhalefeti
yuhalamamaları yönünde en ufak bir uyarıda bulunmayarak,
muhalefet partilerine çekilen yuhları hoş görüyle
karşılamanızdır.
Tayyip bey,
Anayasayı çiğneyerek, AKP'nin genel başkanı gibi meydanlara
çıkıp AKP'ye 400 milletvekili çıkaracak kadar oy isteyerek
tarafsızlığınızı ihlal etmenizi hoş görmek mümkün olmadığı
gibi, muhalefet partilerini yuhalatarak siyasi terbiye ve ahlak
kurallarını göz ardı etmeniz de, asla ve asla hoş ve mazur
görülemez.
Tayyip Bey,
biliyoruz siz, partiniz AKP'nin, medyanın, sivi toplum
kuruluşlarının, üniversitelerin, akademisyenlerin, hukuk
fakültelerinin, kuzuların sessizliği içindeki suskun
tavırlarından cesaret alarak, Anayasayı askıya almak suretiyle,
kural tanımaz bir şekilde ülkeyi yönetmekte bir sakınca
görmüyorsunuz ve bu davranışınızla ülkeye ve anayasal düzene
büyük kötülük yapıyorsunuz ve bunun farkına dahi
varamıyorsunuz.
Tayyip Bey, siz
kötü bir politikacı, taraflı ve kötü bir Cumhurbaşakanı
olabilirsiniz, bu nedenle de sizi sevmeyebiliriz, ancak siz de bu
ülkenin bir insanısınız ve herşeyden önce bir insan olmanız
nedeniye, tüm insanlar gibi sizi de seviyoruz, ülkemizin ve sizin
zarar görmenizi arzu etmeyiz, bu nedenle, şu ölümlü dünyada çok
az kula nasip olan cumhurbaşkanlığı görevinizi Anayasanın
sınırları içine girerek tarafsız bir şekilde yapmayı deneseniz
ve toplumu, bana arka çıkanlar ve çıkmayanlar şeklinde
bölmeseniz, tüm insanlarımız, barış ve huzur içinde
birbirlerini severek ve saygı göstererek birlikte yaşasalar fena
mı olur?
Tayyip Bey,
lütfen, bu dünyanın fani, herşeyin; mal, mülk, makam, nam ve
şöhretin yalan, tek gerçeğin ölüm olduğunu unutmayınız.
22/02/2015
Güner YİĞİTBAŞI
İzmir Barosu Üyesi
Avukat
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder