Yaklaşık
bir sene önce “ÖZGÜRLÜK” başlığı altında bir yazı
yazarak, AKP'nin özgürlük anlayışını, ironik bir şekilde dile
getirmişiz.Bu yazımızda dile getirdiklerimiz halen geçerliliğini
aynen korumakta.Ne dersiniz, bu hafta sonu aynen aşağıya aldığımız
bu yazımızı tekrar okuyalım mı? 05/12/2015 Güner YİĞİTBAŞI
ÖZGÜRLÜK
Bizim
ülkemizde, özgürlük; AKP iktidarının mensuplarının, her
Allah'ın günü, akşam sabah, sürekli telaffuz etmelerine rağmen,
bir türlü içlerine sindirip hayata geçiremedikleri, biraz yüzüne
gülseler, iktidarlarını ve oturdukları koltuklarını ayaklarının
altından kaydıracağına inandıkları, parti içinde sağlam
irade, büyük reis dışında kalanların, bizzat yaşayıp bir kez
dahi olsa gerçek tadını ve lezzetini tatma fırsatı bulamadıkları
için, gerçek değerini bilemedikleri, sadece ağızlarında sakız
yaparak, siyasal nutuklarında sos olarak kullanıp, çıkarmayı
planladıkları dikta eğilimli yeni anayasa için reklam ve dolgu
malzemesi olarak kullandıkları, içi boş bir kavramdır.
AKP'nin
iktidar olduğu ülkemizde, özgürlük o kadar içi boşaltılmış
bir kavramdır ki;halkımız, başı sıkıştığında sesini
duyurmak ve bir bildiri sunmak amacıyla barışçıl bir eylem
ortaya koymak ve milletin egemenlik hakkının, millet adına
vekilleri marifetiyle kullanıldığı bir mabed olan Meclis önünde
toplanmak istese, polis tomalarıyla karşılanır ve iktidarın
polisleri tarafından, ülkemizdeki özgürlüklerin gerçek ve acı
yüzüyle yüzleştirilirler.
AKP
iktidarının ileri demokrasi anlayışında, özgürlükler mutlaka
anayasada yazılı olmalıdır..Aksi halde o özgürlüğü ağzınıza
dahi alamazsınız.Yürürlükteki 1982 darbe Anayasasında açıkça
yazan özgürlükler dahi, AKP iktidarını eleştirmek için
kullanılamaz.
Ülkemizde,
halkımızın bolca kullanmak zorunda bırakıldıkları Anayasada
yazılı olmayan,AKP'nin iktidarını sürdürmesine siyaseten
zararları bulunmayan, tüm zararı halkımızın kendisine ait olan
çok miktarda özgürlükler de vardır.
Halkımızın
hiçbir polis ve toma engeline, biber gazı ve jop darbesine,polis
tekme ve tokadına maruz kalmadan, gözaltına alınıp tutuklanmadan
rahatlıkla kullanabildikleri, halkımıza AKP iktidarının ikramı
olan, saymakla tüketemeyeceğimiz özgürlüklerin varlığını da
unutmamalıyız.!
Bu
özgürlüklerin başında; milletimizin, 12 yıldan bu yana, AKP
iktidarına tahammül etme özgürlüğü gelmektedir. Halkımız bu
özgürlüğü o kadar çok sevmişlerdir ki, üç dönem üst üste
AKP iktidarına tahammül etme özgürlüklerinden vazgeçememişler
ve vazgeçmeye de niyetli gözükmemektedirler.
Halkımızın
çok sevdiği, AKP iktidarının ikramı, Anayasada yazmayan
özgürlüklerinden biri de, çalışacak bir iş bulamama, işsiz,
aç ve sefil kalma özgürlüğü olup,siyasal iktidar mensuplarıyla
yandaşlarının ve mahdumlarının her geçen gün daha da
zenginleştiklerini gördükçe iktidara olan desteklerini daha da
artıran bu işsiz,aç ve sefil halk kesiminin, işsiz ve aç kalma
özgürlüğünden pek memnun kaldıklarını görmekteyiz.
Ülkemizde
halkımızın hiçbir iktidar baskısına uğramadan günün her
saatinde, gece demeden gündüz demeden rahatlıkla kullanabildikleri
özgürlüklerinden diğer bir kısmını da, şöyle
sıralayabiliriz;
Yapacağın
çocuk sayısını Tayyip Bey'in belirlemesi özgürlüğü..
Kadınlarımızın,
kürtaj yaptıramama, doğumlarını ne şekilde yapacaklarını
kendi iradeleriyle belirleyememe özgürlüğü...
Bitaraf
olan iş adamlarımızın, bertaraf olma özgürlükleri...
Halkımızın,
en ağır vasıtalı vergileri ödeme özgürlüğü..
Halkımızın,
dünyada en pahalı akaryakıtı kullanma özgürlükleri...
Halkımızın,
televizyonlarını açtıklarında her gün, her saat ve her saniye,
Tayyip ve Ahmet Beyleri izleme, paralel söylemlerini dinleme ve
gürültü kirliliğine maruz kalma özgürlüğü..
Başbakanlık
örtülü ödeneğine ve bu ödenekten yapılan hesapsız
harcamalara, vergileriyle katkı yapma özgürlüğü...
Bizleri
yönetenleri, vergilerimizle satın alınan lüks vasıtalara
bindirme özgürlüğü...
Başkanlığa
soyunan Tayyip Bey'e, eski parayla, bir buçuk katrilyon liraya lüks
ve kaçak saray yaptırma ve uçan saray diyebileceğimiz özel lüks
uçak satın alma özgürlüğü..
İktidarın
yolsuzluk ve rüşvet iddialarına göz yumma özgürlüğü...
Anayasal
özgürlüklerini kullanamama, kullanmaya kalkıştığında da dayak
ve biber gazı yeme özgürlüğü...
Anayasaya
göre tarafsız ve partisiz olması gereken Cumhurbaşkanının,
anayasanın bu açık kuralına uymayarak anayasyı ihlal etmesine
tahammül etme özgürlüğü...
Yargısının
bağımsız ve tarafsız olmamasına tahammül etme özgürlüğü..
Meclis
çoğunluğunu oluşturan iktidar partisine mensup
milletvekillerinin, yürütmenin emri altına girerek, milletimizden
aldığı emanete hıyanet etmelerine seyirci kalma özgürlüğü...
12
Eylül darbecilerinin yaptıkları yasaları değiştirmemekte
direnen iktidara karşı suskun kalma özgürlüğü...
Darbecilerin
getirdiği yüzde onluk seçim barajını kaldırmamakta direnen AKP
iktidarını hala başımızda tutma özgürlüğü..
İktidarın
yalanlarına inanmış görüntüsü verme özgürlüğü..
İşçilerimizi,
memurlarımızı ve emeklilerimizi ezen AKP iktidarına karşı
sesini yükseltememe özgürlüğü...
Daha
saymakla tüketemeyeceğimiz binlerce özgürlük.
Allah'tan
korkalım, özgürlüklere doymak bilmiyoruz ve hala özgürlük
istiyor, toplantı ve gösteri yürüyüşü özgürlüğümüzün
dahi olmadığını söyleyerek, yukarıda saymakla tüketemediğimiz
özgürlükleri bize yaşatan AKP iktidarını yerden yere vurmaya
çalışıyoruz!
Biraz
insaflı olmalıyız, AKP iktidarı tarafından milletimize tanınan
bu kadar çok özgürlükten sonra; protesto, toplantı ve gösteri
yürüyüşü özgürlüğü bizim neyimize! 11/02/2015
Güner
YİĞİTBAŞI
İzmir Barosu Üyesi Avukat
İzmir Barosu Üyesi Avukat
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder