Hepimiz
biliyoruz, PKK terörünün yoğun bir şekilde yaşanmakta olduğu,
hendek ve barikatların kurularak silahlı sokak çatışmalarının
vuku bulduğu bazı Güneydoğu illerimizin ilçelerinde,valiler
tarafından alınan kararlarla, sokağa çıkma yasakları
uygulanmakta ve bu yasaklar günlerce sürebilmektedir.
Sokağa çıkma
yasağı kararlarının alınarak uygulanması, terörle mücadele ve
kamu düzeninin sağlanması için gerekli olabilir.Sokağa çıkma
yasağı kararının alınarak uygulamaya geçilmesindeki gereklilik
başka bir konu,alınan bu sokağa çıkma yasağı kararının yasal
ve hukuki olup olmadığı ise, başka bir konudur.
Şartlara göre,
sokağa çıkma yasağı kararının alınarak uygulanmaya geçilmesi
gerekebilir, ancak, demokratik bir hukuk devletinde, kişilerin
dokunulmazlıklarını, serbestçe dolaşma ve seyahat özgürlüklerini
yok eden sokağa çıkma yasağının, Anayasal ve yasal koşullarının
bulunması zorunludur.
Yasal koşulları
olmadan, sokağa çıkma yasağı kararlarını alarak uygulamaya
koyan valiler, kişilerin özgürlüklerini kısıtlayarak suç
işlemektedirler.
Evet, temel hak
ve özgürlükler sınırsız değildir, gerektiğinde ve
Anayasamızın ve yasalarımızın açıkça öngördüğü bazı
koşulların varlığı halinde, temel hak ve özgürlükler, pekala
sınırlanabilir,kullanılmaları durdurulabilir, bu bağlamda sokağa
çıkma yasakları da alınıp uygulamaya konulabilir.
Anayasamızın
temel hak ve özgürlüklerin sınırlanmasına ilişkin 13.
maddesine göre;)
temel
hak ve özgürlükler, özlerine dokunulmaksızın yalnızca
Anayasanın ilgili maddelerinde belirtilen sebeplere bağlı olarak
ve ancak kanunla sınırlanabilir, Anayasamızın 15. maddesine göre
de,
Savaş,
seferberlik, sıkıyönetim veya olağanüstü hallerde,
milletlerarası hukuktan doğan yükümlülükler ihlal edilmemek
kaydıyla, durumun gerektirdiği ölçüde, temel hak ve
hürriyetlerin kullanılması kısmen veya tamamen durdurulabilir.
Anayasamızın
15. maddesine göre, temel hak ve özgürlüklerin kullanılmasının
kısmen veya tamamen durdurulabilmesinin bir örneğini teşkil eden
sokağa çıkma yasaklarının alınarak uygulamaya konulabildiği
sebeplerden birisi, Anayasal bir olağanüstü yönetim usulü olan
ve Anayasanın 119,120 ve 121. maddelerinde düzenlenen olağanüstü
haller ile Anayasanın 122. maddesinde düzenlenen
sıkıyönetim,seferberlik ve savaş halidir.
PKK
terörünün yoğun olduğu, PKK güçleriyle Devlet güçlerinin,
barikatların kurulduğu ve hendeklerin kazıldığı silahlı sokak
çatışmasına girdikleri,halkın şehirleri terk etmeye
başladıkları, devletin öğretmenlerini bölgeden çektikleri bazı
Güneydoğu il ve ilçelerinde yaşananlara baktığımızda, orada
yaşananlara olağan bir hal diyebilir miyiz? Tabii olağandır
diyemeyiz.O bölgemizde ve şehirlerinde olağanüstü bir halin
olduğu, bölgedeki terörün önlenerek asayişin,vatandaşların
can ve mal güvenliklerinin yeniden sağlayabilmek için, sokağa
çıkma yasağı kararı alınarak uygulamaya konulmasının
gerekliliği yadsınamaz.
Ancak
bir şartla, o bölgedeki koşulların olağanüstü bir hal aldığını
kabul ederek, o bölgede,Anayasal bir olağanüstü hal yönetim
usulü olan olağanüstü hal kararı alarak, olağanüstü hal ilan
etmek koşuluyla.
AKP
iktidarı, olağanüstü koşulların yaşandığı, bölge
vatandaşlarının mal ve can güvenliklerinin kalmadığı,
okulların yakıldığı, öğrenim özgürlüğünün yok edildiği,
asayişin ve kamu düzeninin kalmadığı, devlet otoritesine karşı
gelindiği Güneydoğu illerimizde, Anayasanın öngördüğü
olağanüstü hal kararı alarak ilan etmekten niçin korkuyor?
Anlamakta gerçekten zorlanıyoruz.
AKP
iktidarı, bizim dönemimizde sıkıyönetimler ve olağanüstü hal
yönetimleri olmaz ve olmamalıdır takıntısını ve kompleksini
terkedip, Anayasal yetkilerini kullanarak, bugün için Anayasal
koşulları fazlasıyla oluşmuş bulunan Güneydoğu illerimizin
bazılarında, olağanüstü hal kararı alıp ilan etmek ve meclisin
onayına sunmak zorundadır.Aksi halde, AKP iktidarının bundan
sonra olacak olanlardan dolayı hukuki ve siyasal sorumlulukları
daha da artacak ve en başta sokağa çıkma yasakları olmak üzere,
bölgede Olağanüstü Hal Yasasının öngördüğü, özgürlükleri
kısıtlamaya yönelik kararları alamayacaklar, almaya
kalkıştıklarında da, en başta sokağa çıkma yasağı olmak
üzere, aldıkları ve bundan sonra alacakları, kişilerin
özgürlüklerini sınırlayan tüm kararları, Anayasal ve yasal
dayanaktan yoksun olacaktır.
Olağanüstü
hal kararı alınarak ilan edilmesi halinde, olağanüstü hal kararı
alınan yerlerde kişi hak ve özgürlüklerinin nasıl kısıtlanacağı
ve bunların kullanılmasının nasıl durdurulacağı, Olağanüstü
Hal Yasasında açıkça belirtilmektedir.
Olağanüstü
Hal Yasasının 11/a maddesinde yer alan açık hükme dayanarak,
olağanüstü hal ilan edilen illerde, valiler, sokağa çıkmayı
sınırlama veya yasaklama kararı alabileceklerdir.
Ancak,
şu anda yapıldığı gibi, bölgedeki il valilerinin İl İdaresi
Yasasına dayanarak,illerinde sokağa çıkma yasağı kararı almaya
ve uygulamaya yetkileri kesinlikle mevcut olmayıp, bu kararı alarak
uygulayan valiler ile valilere bu konuda talimat verenler, açıkça
suç işlemektedirler. 16/12/2015
Güner
YİĞİTBAŞI
İzmir
Barosu Üyesi Avukat
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder