Siyaset işte
böyledir,kimseye yar olmaz.
Her siyasetçi, er veya geç,
şu veya bu şekilde, siyaset yapmanın zararını birgün mutlaka
tadacaktır.
Aynen her faninin ölümü
tadacağı gibi.
Yazılarımla siyaset
yaptığımı, siyaset yapmayı sevdiğimi gören yakınlarım ve
dostlarım, niçin aktif siyasete atılmadığımı hep sorarlar. Ben
de; siyaset bana göre değil, yüzüne güldüğün kişilerin
arkasından konuşmazsan, dürüst olursan, siyaseti kendi şahsi
menfaatlerin için değil de topluma hizmet için yaparsan, siyasete
dini karıştırmazsan, bizim ülkemizde siyasette başarılı
olamazsın, seni siyasette yetersiz görürler ve bir yerlere
getirmezler, körelir kalırsın diyerek cevaplarım ve bu nedenlerle
de, aktif siyaset yapmak aklımın ucundan dahi geçmez.
Yine yakınlarım ve
dostlarım bu cevabımdan sonra, iyi ya, sen dürüst,topluma faydalı
olmak için ilkeli bir siyaset yapacaksan siyasete gir ki, siyaset
kötü siyasetçilerin elinde kalmasın derler, ben de yine derim ki;
bir ekonomi kuralı vardır, kötü para iyi parayı kovar, bizim
ülkemizde de, iyilerini tenzih ederim, sayıları azımsanamayacak
kadar fazla olan kötü siyasetçiler, iyi siyasetçileri kovar,
iyisi mi ben hiç siyaste bulaşmayayım.
Siyaset hakkındaki bu
olumsuz düşüncelerimizi şuna bağlamak istiyoruz. HDP Eş Başkanı
DEMİRTAŞ'ın düştüğü durum da, kötü siyasetin bir sonucudur.
Burada DEMİRTAŞ'ı
savunuyor ve de savunacak değiliz.
Kürt sorunu diye bir
sorunun olduğunu kabul eden, analar ağlamasın aldatmacasıyla
açılım ve çözüm süreçleri ilan eden ve PKK ile masaya
oturan, PKK'nın İmralıdaki doğal liderini muhatap alarak onun
ağzının içine bakan, ondan medet uman, ona heyetler gönderen,
seçim kazanmak ve seçim dönemlerinde şehit cenazelerinin
gelmemesi için, silahlı kuvvetleri ve emniyet güçlerini pasifize
eden, tüm istihbarat raporlarına ve PKK'nın yerleşim merkezlerini
silah ve cephanelerle donattığını, hendekler kazıp barikatlar
kurduklarını bilmelerine rağmen, kısa vadeli ve kısır siyasi
menfaatleri için, PKK'nın bu iç savaş hazırlıklarına göz
yuman ve sesini çıkarmayan, HDP dışındaki AKP iktidarı
mensupları ile yandaşlarnın, ülkemizin bu noktaya gelmesinde hiç
mi sorumlulukları yoktur?
AKP iktidarı, Kürt sorunu
var diyor ve bu sorunu çözmek için çözüm süreci ilan ediyor
ama, çözmeye çalıştığı bu Kürt sorunu nedir, Kürt
sorunundan neyi anlıyor, hep yan çiziyor ve kaçamak güreşiyor.
AKP iltidarı, günümüze kadar Kürt sorununun içeriğini hiç
açıklamadı, bu sürecin sonunda, çözüm olarak ne tavizler
verilecek, neler yapılırsa ve verilirse bu surun çözülmüş
olacak, Kürtler ne istiyor? Bizim dilimizde tüy bitti, sürekli
yazdık ve sorduk ama, maalesef açık ve net bir cevap alamadık.
AKP iktidarının, Kürt
sorununun varlığını kabul ederek, gizlice masaya oturduğu
PKK'nın amacı belli, bunun gizli kapaklı bir yanı yok. PKK lideri
ÖCALAN'ın, ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası alarak
hükümlü hale getirildiği Mahkeme Kararı ortada duruyor.PKK'nın
ne istediği ve TCK da yer alan hangi suçu işlediği, bu mahkeme
kararında ve PKK militanlarını yargılayan diğer mahkemelerin
kararlarında açıkça yazılı.
PKK ve onun uzantısı olan
HDP toprak istiyor, özerklik istiyor, en nihayetinde de bağımsızlık
istiyor.Mahkeme kararlarıyla tescilli tüm bu isteklere rağmen, PKK
ile masaya oturduğunuza göre, bu isteklere yabancı olmadığınızı,
bu isteklerin sizin için sürpriz olmadığını, bu istekleri
önceden bildiğinizi ve buna rağmen, bu istekleri tartışılır ve
müzakere edilir bulduğunuzu ve müzakere masasına oturduğunuzu
kabul etmeniz gerekiyor.
Biz şunu da çok yazdık;
boyunuzdan büyük işler yapmayın, masaya oturarak PKK ve
yandaşlarına umut aşılamayın, bu işler boyunuzu aşar, onların
istediklerini veremezsiniz, sonunda PKK ve yandaşları
kandırıldıklarını, oyalandırıldıklarını anlayarak, hayal
kırıklığı içine girerlerse, daha büyük olaylar olur diyeek,
sizleri hep uyardık. Korktuğumuz başımıza geldi.
Şimdi hiçbir şey olmamış
gibi, asla desteklemememize, onaylamamamıza rağmen, gecikerek de
olsa, ağzındaki baklayı çıkararak,halkımızı daha uzun süre
kandırmadan, cezai sorumluluklarına katlanarak, mertçe gerçek
amaçlarını açıkça beyan eden DEMİRTAŞ'ı suçlayarak,yargısız
infaz yapıyorsunuz.Sil baştan doksanlı yıllara geri dönüyorsunuz.
Bize göre DEMİRTAŞ, tüm
siyasi ve cezai sorumluluklarını göze alarak, herkesin malumu olan
acı gerçeği, en yetkili ağız olarak, Türk kamuoyuna
açıklamıştır. DEMİRTAŞ'ın, mertçe açıkladığı bu acı
gerçek, bilinmeyen, sürpriz bir beyan ve açıklama değildir,ABD
ve AB ülkelerinin kurmak istedikleri Kürdistan ve Büyük Ortadoğu
Projesini, sağır sultan dahi bilmekte olup, AKP iktidarı
yetkililerinin; DEMİRTAŞ'ın, malumun ilanı olan açıklamasının
arkasına sığınarak, yaygara ve yargısız infaz yapmaya hakları
ve yüzleri yoktur.
Ortada bir suç ve suçlu
varsa, ilan ettikleri çözüm süreci ve kötü yönetimleri
sebebiyle, Güneydoğu Bölgemizi bugünkü duruma getiren AKP
iktidarı da bu suçun ortağı konumundadır.
Tüm halkımızın yeni
yılını kutluyor, 2016'nın, bizim için çok kötü bir yıl olan
2015'i dahi aratmamasını gönülden diliyorum.28/12/2015
Güner YİĞİTBAŞI
İzmir Barosu Üyesi Avukat
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder